Ticarette dinini kayırmak

Ticarette dinini kayırmak nasıl olur?

CEVAP
Ticareti, ahiret kazancına mani olan kimse bedbahttır. İnsanın sermayesi, dini ve ahiretidir. Bu sermayeyi kaptırmamak için şunlara dikkat etmelidir:
1- Niyetin önemi büyüktür.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ameller niyete göre, iyi veya kötü olur.) [Buhari]

Taat ve mubahlara niyete göre sevap verilir. Her mubah, iyi niyetle yapılınca sevap, kötü niyetle yapılınca günah olur. Bir kimse, İslam’ın vakarını korumak niyetiyle şık giyinirse sevap kazanır. Gösteriş için şık giyinirse günah olur. Çünkü Allahü teâlâ, bir kimsenin yeni elbisesine bakarak sevap vermez.

Her sabah şöyle niyet etmelidir:
(Kendimin ve çoluk çocuğumun rızkını kazanmak, onları kimseye muhtaç bırakmamak, Allahü teâlâya rahat ibadet edebilmek, ahiret yolunda yürüyebilmek için, vazifeme gidiyorum.)

O gün müslümanlara iyilik etmeyi düşünmelidir! Böyle niyet eden kimse, vazifesini yaptığı kadar, hep sevap kazanır. Onun her işi, ibadet olur.

2- Her müslüman iyi bilsin ki, İslamiyet’in faydalı olarak bildirdiği her sanat, farz-ı kifayedir. Bunu düşünerek, bir sanata yapışmak, ibadet etmek olur. Bilhassa harp vasıtalarını en modern, en ileri şekilde yapmaya çalışmak farzdır. Bu vasıtaları yapabilmek için, gerekli ilimleri, bu niyet ile okumak ibadet olur. Namaz kılan insanın bu niyet ile, her işi ibadet olur. Namaz kılmayanın her hareketi de günah olur. O halde, her müslüman, namazını kılmalı, sonra farz olduğunu düşünerek, vazifesini yapmalı! İş görürken niyetin doğru olmasına alamet, insanlara faydalı olan bir meslek seçmektir. Yani, öyle bir iş görmeli ki, eğer o iş olmasa, müslümanlar sıkıntı çekerdi. O halde, keyf, oyun ve benzerlerine, sanat dense de ve haram işleyenlere sanatçı ismi verilse de, bunları yapmak ibadet olmaz.

3- Dünya işleri, ahiret için çalışmaya mani olmamalı! Kur’an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(Mallarınız ve çocuklarınız, Allah’ı hatırlamanıza mani olmasın!) [Münâfikun 9]

İnsanların amellerini yazan ikişer melek, her sabah-akşam değişir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Melekler insanların amel defterlerini götürdükleri zaman, başında ve sonunda iyi iş yazılı ise, gün ortasında yapılanları ona bağışlarlar.) [Ebu Ya’la]

Bunun için sabah kalkınca ve gece yatarken iyi işler yapmalıdır.

4- Çarşıda, işte Allahü teâlâyı zikretmeli, her an Onu hatırlamalıdır! Dili ve kalbi boş kalmamalıdır! İyi bilmelidir ki, o anda kaçırdığını, bütün dünyayı verse, bir daha eline geçiremez. Gafiller arasındaki hatırlamanın sevabı çok olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Gafiller arasında Allahü teâlâyı zikreden, kuru ağaçlar arasında bulunan yeşil fidana, ölüler arasındaki canlı olana ve harbde kaçanlar arasında, aslan gibi savaşana benzer.) [İ.Gazali]

Dinine, ibadetine yardım niyeti ile dünyaya çalışanlara, çok sevap verilir. Yalnız para kazanıp, dünya malı toplamak için çalışanlar, sevaptan mahrum kalır. Hatta bunlar, camide, namazda iken de, kalbleri dükkanın hesabındadır. Fikirleri dağınıktır.

5- Dünya işlerine çok düşkün olmamalıdır! Mesela, çarşıya herkesten önce gidip, herkesten sonra çıkmamalıdır! Şeytan, böyle erken gidip, geç dönen müslümanı daha çok günaha sokmaya çalışır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Tüccarın en kötüsü, işine erken gidip, geç dönendir.) [Ebu Nuaym]

Sabah namazı kılmadan ve kitap okuyup birkaç şey öğrenmeden işe gitmemeyi âdet edinmelidir! İhtiyacı kadar dünyalık kazanınca, ahireti kazanmakla meşgul olmalıdır! Çünkü, ahiret hayatı sonsuzdur.

6- Şüpheli şeylerden kaçınmalıdır! Zalimlerle, hile, hıyanet edenlerle, yemin ile satanlarla, dükkanında haram şey satanlarla alışveriş etmemelidir! Zalimlere, fâsıklara veresiye satmamalıdır! Çünkü, öldükleri zaman onlar için üzülür. Halbuki, zalimler [yani İslamiyet’e eli ile, dili ile, kalemi ile zarar yapanlar] ölünce üzülmek günahtır. Onlara yardım etmek caiz değildir.

7- Alışveriş yaptığı kimse ile olan sözlerini, hareketlerini, aldığını, verdiğini iyi ve doğru hesap etmelidir! Kıyamette, bunların hepsinden hesap vereceğini bilmelidir! Büyüklerden biri, bir bakkalı rüyada görüp, (Ne haldesin?) dedi. Bakkal, (Önüme ellibin sayfa kondu. Ellibin kişi ile alışveriş yapmışım. Baktım, her sayfada bir kimse ile olan muamelemin inceden inceye yazılmış olduğunu gördüm) dedi. Hile yapan, hak yiyen, ahirette cezasını çekecektir.

Bu zamanda, yukarıda yazılanların hepsini kim yapabilir diyerek yese düşmek doğru değildir. Ne kadar yapılabilirse çok kâr olur. Ahiretin dünyadan daha iyi olduğuna inanan kimse, bunların hepsini de yapabilir. Bunların hepsini gözetmek, yapsa yapsa, insanı fakir yapar. Sonsuz saadete, ebedi rahatlığa sebep olacak, birkaç senelik fakirliğe elbette katlanılır. Nitekim birçok kimse, birkaç şey kazanmak için, fırtınalı, karlı havalarda, sıkıntılı yolculuklara, bir rütbeye, dereceye yükselmek için de nice mahrumiyetlere katlanıyor. Halbuki, ölüm gelince, bütün kazançları elden çıkmakta, boşuna didinmiş olmaktadırlar. (K.Saadet)

İş, ibadet yapmaya mâni olmamalıdır
Sual: Bazı kimseler, inandıkları hâlde, işlerine ara verip namaz kılmıyorlar. İşleri bahane edip, ibadetleri yapmamak, namazı kılmamak veya geciktirmek, dinimizce uygun mudur?
Cevap:
 Konu ile alakalı olarak Kimyâ-i se’âdet kitabında buyuruluyor ki:
“Dünya işleri, ahiret için çalışmaya mâni olmamalıdır. Ahiret için ticaret yeri camilerdir. Münâfıkûn suresinin 9. âyet-i kerimesinde meâlen; (Mallarınız ve çocuklarınız, Allahü teâlâyı hatırlamanıza mani olmasın!) buyuruldu. Hazret-i Ömer buyurdu ki; “Ey tüccarlar! Önce ahiret rızkını kazanın, sonra dünya rızkına çalışın!” Ticaretle meşgul olan büyüklerimiz, sabah ve akşamları ahiret için çalışır, Kur’ân-ı kerim okur, ders dinler, tövbe ve dua eder, ilim öğrenir ve gençlere öğretirlerdi. Müslümanlar, böylece sabah, akşam ibadet ederlerdi. İnsanların amellerini yazan ikişer melek, her sabah ve akşam değişmektedir. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Melekler insanların amel defterlerini götürdükleri zaman, başında ve sonunda iyi iş yazılı ise, gün ortasında yapılanları ona bağışlarlar.) Yine buyuruldu ki: (Gündüz ve gece melekleri, sabah ve akşam, gidip gelirken birbirleri ile karşılaşırlar. Hak teâlâ, giden meleklere, kullarımı nasıl bıraktınız? buyurur. Ya Rabbi, namazda bulduk ve namaz kılarken bıraktık, derler. Allahü teâlâ da, şahit olun, onları affettim buyurur.)

Müslüman tüccarlar, sanat sahipleri, gündüzleri de, ezan sesini duyunca, işini hemen bırakıp, camiye koşmalıdır. Dinini seven ve kayıran bir imam bulursa, ona uymalı, dinini dünyaya değişen, ibadete haram, bidat karıştıran, Müslümanlıktan haberi olmayan imam ve hafızların yanına, sesine, sözüne yanaşmamalıdır. Büyüklerimiz; (Ticaretleri, satışları, Allahü teâlâyı unutmalarına sebep olmaz)âyet-i kerimesine mana verirken diyor ki: Demirciler vardı. Demir döğerken, ezan okununca, çekici kaldırmış iken, demire vurmaz, bırakıp namaza koşarlardı... Ve terziler vardı. İğneyi sokunca, ezan okunsaydı, o hâlde bırakıp, cemaate koşarlardı.”

Yolcular, birbirlerine yardım etmelidir
Sual: Her Müslümanın, kendine ve insanlara faydalı olması için bir meslek edinmesi, çalışması dinin emri midir ve işi yaparken nasıl bir niyet edilmesi gerekir?
Cevap:
 Konu ile alakalı olarak, İmâm-ı Gazâlî hazretleri Kimyâ-i se'âdet kitabında buyuruyor ki:
“En az, binlerle insan çalışmayacak olursa, kendisinin bir gün bile yaşayamayacağını düşünmelidir. Mesela, çiftçi, fırıncı, dokumacı, demirci, iplikçi ve daha nice sanatkârlar, hep onun için çalışıyor. O hepsine muhtaçtır. Herkes onun için çalışıp, ona hazırlayıp da, onun boş oturması, kimseye faydalı olmaması doğru olur mu?

Bu dünyada herkes yolcudur, geldik gidiyoruz. Yolcuların birbirlerine yardım etmesi, el ele vermeleri, kardeş gibi olmaları lazımdır. Her Müslüman böyle düşünmelidir. Vazifesine başlarken, Müslüman kardeşlerime yardım etmek, onları rahat ettirmek için çalışacağım. Din kardeşlerim benim işimi gördükleri gibi, ben de, onlara hizmet edeceğim demelidir. Allahü teâlâya rahat, temiz ibadet edebilmek, ahiret yolunda yürüyebilmek için, vazifeme gidiyorum demeli, Müslümanlara yardım ve nasihat yapmayı, kalbinden geçirmelidir. Her Müslüman iyi bilsin ki, bütün sanatlar, farz-ı kifayedir. Bunu düşünerek, bir sanata yapışmak, ibadet etmek olur. İster kitaplı kâfirler keşfetsin, ister kitapsız kâfirler bulsun, her sanatı öğrenmek ve hele, harp vasıtalarını en modern, en ileri şekilde yapmaya çalışmak farzdır. Bu vasıtaları yapabilmek için, gerekli ilimleri, dersleri mekteplerde, bu niyet ile okutmak ve okumak hep ibadet olur. Namaz kılan insanın bu niyet ile, her işi ibadet olur. Namaz kılmayanların her hareketi de günah olur. O hâlde, her Müslüman, namazını kılmalı, sonra farz olduğunu düşünerek, vazifesini yapmalıdır.

İş görürken niyetin doğru olmasına alamet, insanlara faydalı olan bir meslek, sanat seçmektir. Öyle bir iş görmeli ki, eğer o iş olmasa, Müslümanlar sıkıntı çekerdi. O hâlde, keyif, oyun ve benzerlerine, sanat dense de, haram işleyenlere sanatkâr ismi verilse de, bunları yapmak ibadet olmaz. Hatta, haram olmayan, mubah olan, fakat insanlara lüzumlu olmayan sanatları seçmemelidir. Hadis-i şerifte;
(En iyi ticaret, bezzâzlıktır, kumaş satmaktır. En iyi sanat, terziliktir) buyuruldu.”

Müşteriye ihsanda bulunmak
Sual: Ticaretle uğraşan bir kimse, ne yapar ve nasıl davranırsa, müşterilerine ihsanda bulunmuş olur?
Cevap:
 Konu ile alakalı olarak Kimyâ-i se'âdet kitabında deniyor ki:
“Müşteriden para almakta üç türlü ihsan olur: Fiyatta ikram etmelidir. Eski, kirli paraları kabul etmelidir. Peşin verdiği fiyatla, veresiye vermelidir. Veresiye vermek için, fiyatı arttırmak şart edilirse, alışveriş fasit olur, haram olur. Resulullah efendimiz buyurdu ki: (Alışverişte kolaylık gösterenlere, Allahü teâlâ, her işinde kolaylık gösterir.)İhsanın en büyüğü, en kıymetlisi, fakirlere veresiye vermektir. Parası, malı olmayanın borcunu uzatmak, zaten vaciptir. İhsan değil, adalet ve vazifedir. Fakat, malı olup da, ziyan ile satmadıkça veya muhtaç olduğu bir şeyi satmadıkça, ödeyemeyecek bir hâlde olanların ödemesine zaman vermek ihsandır ve büyük sadakadır. Resulullah efendimiz buyurdu ki: (Kıyamette bir kimseyi hesaba çekerler ki, çok günah işlemiş, hiç iyilik yapmamış. Sen dünyada hiç iyilik yapmadın mı? derler. Hayır, yalnız çırağıma derdim ki; fakir olan borçluları sıkıştırma! Ne zaman ellerine geçerse, o zaman vermelerini söyle. İstediklerini yine ver. Boş çevirme! Allahü teâlâ buyuracak ki; Ey kulum! Bugün sen fakir, muhtaçsın! Sen dünyada benim kullarıma acıdığın gibi, bugün biz de sana acırız. Onu affeder.) Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Bir Müslümana, Allah rızası için ödünç veren kimseye, her gün için sadaka sevabı verilir. Fakirden, alacağını çabuk istemeyene, her gün için malın hepsini sadaka vermiş gibi sevap verilir.)

Büyüklerimizden öyle kimseler vardı ki, borcun getirilmesini arzu etmezdi. Her gün, o malı sadaka vermiş gibi sevap kazanmayı tercih ederlerdi. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Sadaka verilen her dirhem için on sevap, ödünç verilen her dirhem için ise, onsekiz sevap vardır. Çünkü, borç, ihtiyacı olana verilir. Sadaka belki, ihtiyacı olmayanın eline düşebilir.)”

Alacağı bağışlamak

Borçlu fakir ise hediyeniz sadaka olur. Alacağı bağışlamak çok sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Hiçbir himayenin bulunmadığı kıyamet gününde, Allahü teâlânın himayesine girmek isteyen, alacağını bağışlasın!...

Devamını Okuyun...

Alışverişte yemin etmek

Doğru da olsa, alışveriş yaparken yemin etmemelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Malını, yemin ederek beğendirene kıyamette merhamet edilmeyecektir.) [Müslim] Alışverişte "Vallahi böyle...

Devamını Okuyun...

Darasını almak gerekir mi?

Böyle alışverişler sahihtir, fâsid değildir. Hatta biz bir kilo ver dedik, o da 950 gram verse, yine sahih olur. Çünkü 900 gram veya 1100 gram gıdayla poşeti veya kartonu, 10 liraya almış oluyoruz. Bu, götürü alışverişe giriyor...

Devamını Okuyun...

Bereketli olsun

Bereket, az malın çok faydası olmak, çok işe yaramak demektir. Az bir mal, bereketli olunca, çok kimsenin rahat etmesine, çok iyi işlerin yapılmasına yarar. Bereketli olmayan çok mal vardır ki, sahibinin dünyada ve ahirette felaketine sebep olur...

Devamını Okuyun...

Borçluya mühlet vermek

Borcunu gerçekten ödeyemeyenlere mühlet vermek farzdır, çok sevabdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:...

Devamını Okuyun...

Borcu geciktirme cezası

Borcunu vaktinde ödemeyen kimsenin, gelip mühlet istemesi gerekir. Ödeme imkanı olduğu halde, borcunu geciktirmek günahtır....

Devamını Okuyun...

Borç vermekle ilgili çeşitli sorular

Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye’de diyor ki.Hadis-i şerifte, (En iyiniz, borcunu bir an önce ödeyeninizdir) buyuruldu...

Devamını Okuyun...

Borcu inkâr

İki şahit yanında ödemeliydiniz. Yahut varsa senedi geri almalıydınız. Veyahut borcunuzu gözünüzün önünde sildirmeniz gerekirdi...

Devamını Okuyun...

Bulunan şeyler

Bulunan şeylerle, selin, ırmağın getirdiği ve sokağa atılan şeylerin hükmü farklıdır...

Devamını Okuyun...

Borsa

Caizdir. Hisse senedi almak, bir şirkete ortak olmak demektir; fakat kumar oynar gibi, sürekli bununla meşgul olmamalıdır. 

Devamını Okuyun...

Cuma günü öğle vakti alışveriş

Dünyanın her yerinde mekruhtur...

Devamını Okuyun...

Çekiliş yapmak, kura çekmek

Hayır hiç mahzur yoktur. Çünkü kupon için ayrıca bir para verilmiyor. Ancak, bazı mağazalar da, (Falanca yere bir mesaj atarsan...

Devamını Okuyun...

Alışverişle ilgili çeşitli sorular

Evet...

Devamını Okuyun...

Çocuğun malı ve alışverişi

Çocuğun velisi, çocuğun malını kimseye hediye edemez. Ancak, parası çocuğun olmak üzere satabilir. Veli, kendi parası ile...

Devamını Okuyun...

Çok kazanmak için çok çalışmak

Aynen yazıldığı gibidir. Kendinin ve çoluk çocuğunun nafakasını kazanacak ve borçlarını ödeyecek kadar çalışıp kazanmak farzdır...

Devamını Okuyun...

Depozit, Kapora ve Komisyon

Kiracıdan depozit almak caizdir. Alınan bu depoziti daha sonra kiracının izni ile kullanmakta mahzur yoktur...

Devamını Okuyun...

Din istismarı

Dini ticarete alet etmek, en büyük günahlardan biridir. Bu CD’leri, kitapları ve Mushafları satmak, Kur’an-ı kerim öğretilmesine...

Devamını Okuyun...

Dini kitapların ticareti

Mushafı, Kur'an-ı kerim öğretilmesine sebep olmak niyetiyle satmak caiz ve sevap olur. Aldığı para helal olur...

Devamını Okuyun...

Emanet mal

Mecellenin 762. Maddesinde; güvenilen kimseye bırakılan mala Emanet denir deniyor. Emanet de üçe ayrılır...

Devamını Okuyun...

Emekli maaşı ve Nema

Bu kimseler delil olarak, Necm suresinin, (İnsana ancak çalışarak[ihlas ile] yaptığı işler [ahirette] fayda verir) mealindeki âyet-i kerimeyi gösteriyorlar...

Devamını Okuyun...

Eşlerin mal varlığı

Beyiniz, sizin malınızı, siz de beyinizin malını izinsiz harcayamazsınız. İzinsiz harcamak, başkasına vermek günah olur...

Devamını Okuyun...

Faiz

Bugün faizin, içkinin, zinanın haram olduğunu bilmeyen müslüman yoktur. Haramlar zamanla helal olmaz. Şu kadar var ki...

Devamını Okuyun...

Fâsid ve bâtıl satışlar

Fâsid, aslı dine uygun, fakat sıfatı dine uygun olmayan alışveriştir. Fâsid satışlar, caiz değildir ve haramdır...

Devamını Okuyun...

Gayrimüslim ülkelerde

İmam-ı a’zama göre bir ülke üç şartla dar-ül-harb olur:
1- Dar-ül-harbe bitişik olması...

Devamını okuyun...

Hediye ve hükümleri

Hediye, verilen kimsenin olur, izinsiz kullanılmaz...

Devamını oku...

Helal rızık ve helal kazanç

llahü teâlâ, her insanın ve her hayvanın rızkını ezelde takdir etmiş, ayırmıştır. İnsanların ve hayvanların ecelleri ve nefeslerinin sayısı belli olduğu gibi...

Devamını oku...

Hırsızlık ihtimali olan mal

İhtimal ile hareket edilmez. Almak caizdir...

Devamını oku...

İşçilerin durumu

Hile yapmak caiz olmaz...

Devamını oku...

Kâfire ücretle iş yapmak

Kilise tamirinde çalışmak mekruh değildir. Çünkü, bu işin kendisi günah değildir. (Bezzaziyye)...

Devamını oku...

Kâr zarar ortaklığı

Gerekmez. Şirketin yalnız kâr ve zararına ortak olmak için para yatırmak caizdir. Yatırılan paranın nereye sarf edildiğini bilmek gerekmez...

Devamını oku...

Kiraya vermek

Müslümanlar kiralık ev sıkıntısı çekerken evi boş tutmak israf ve günah olduğu gibi, yüksek fiyatla kiraya vermek de asla uygun değildir...

Devamını oku...

Miras

Hacim veya vezin ile ölçülen ortak malı ölçmeden hediye etmek faiz olur. Ev, tarla, kumaş, ev eşyası gibi şey ise hediye edilir...

Devamını oku...

Ödünç vermek veya almak

Şu üç durumda ödünç istemek caiz olur:
1- Nafaka almak için. Lüzumlu gıda gibi, lüzumlu çamaşır da nafakaya dâhildir...

Devamını oku...

Sigorta

İbadetler, zamana göre, örf ve âdetlere göre, idare şekline göre değişmez. Fakat alışveriş kaidelerinden zamana göre...

Devamını oku...

Sözleşme

Hiç kimse, tek taraflı olarak sözleşmeyi bozamaz. (Aleyhime oldu, ben de bozdum) demek geçersizdir...

Devamını oku...

Şarapçıya üzüm satmak

Üzüm şırasını şarap yaptığı bilinen bir kimseye satmak caizdir; çünkü günah, şıranın kendisinde değildir. [Şıradan pekmez de, sirke de yapılabilir.]...

Devamını oku...

Şartlı satış ve hediye

Hayır, haram olmaz. Hediye sahihtir, hediye verilirken söylenen şartlar ise bâtıl olur. Yani, elma alması gerekmez... 

 Devamını oku...

Tazminat almak

Sadece ölen değil, araba çarparak sakat kalan da tazminat alır. S. Ebediyye’de diyor ki: Yanlışlıkla adam öldürmek...

 Devamını oku...

Ticarette dinini kayırmak

Ticareti, ahiret kazancına mani olan kimse bedbahttır. İnsanın sermayesi, dini ve ahiretidir. Bu sermayeyi kaptırmamak için şunlara dikkat etmelidir...

 Devamını oku...

Ticarette günahtan kaçmak

İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Her sanat ve her ticarette hile yapmamak farzdır...

 Devamını oku...

Ticarette ihsan

icarette adaletle hareket eden, kendi sermayesini kurtarmış olur. Fakat kâr, ihsan edenedir. Aklı olan, ahiret kârını kaçırmaz...

 Devamını oku...

Ticari terimler

ey = Satmak 
Şira = Satın almak 
Bey ve Şira = Alışveriş...

 Devamını oku...

Vade farkı istemek

Bir malı peşin ucuz, veresiye veya taksitle pahalı satmak caizdir. Vade farkı istemek ise caiz değildir...

 Devamını oku...

Zengin olmak ve iflas etmek

Zengin olmak için illa diploma veya herhangi bir meslek sahibi olma şartı yoktur...

 Devamını oku...

Kredi çekmek ve kredi kartı kullanmak

Zaruret olmasa da, ev nafakadan olduğu için, evi olmayanın kredi ile ev alması caiz olur, fakat zaruretsiz...

 Devamını oku...

Habersiz şeker almak

Orada yemeğe izin verilmiş, kendisi yokken götürmeye izin verdiğini yazsa bile buna yetkisi olmuyor...

 Devamını oku...

Rızkın mahiyeti

Rızkın birkaç anlamı var:
1- Rızk denince yiyecek içecek şey anlaşılır. Çoğulu da erzaktır...

 Devamını oku...

Tarla ve içindekiler

Tarla satılınca, içindeki ekini de satılmış olmaz. İçindeki ürünleri hemen toplaması gerekir...

 Devamını oku...

Değişmekte faiz

Faiz büyük günahtır. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah, alışverişi helal, faizi haram kıldı.) [Bekara 275]...

 Devamını oku...

Maç tahmini mekruh mudur?

Bizim kıyas yapmaya yetkimiz yoktur. Din kitaplarında ne diyorsa o nakledilir. Şeyhlik yapan bir hoca...

 Devamını oku...

Ticarette ırk, din farkı olmaz

Öyle bir şey yok. Dinimizde, ticarette ırk ve din ayrımı yoktur. Her milletten, her dinden insanlarla alışveriş yapmakta...

 Devamını oku...

Mühayee ne demektir?

Mühayee, mülkiyeti ortak olan bir malın getirilerinin ortaklar arasında bölüşülmesi demektir...

 Devamını oku...

Pazarlık sünnettir

Şart değildir. İhtiyaç varsa pazarlık yapılır. Pazarlık sünnettir. Alışverişte Müslümanın aldanması caiz olmadığı gibi...

 Devamını oku...

Teayyün etmek

Önce bu kelimelerin, alışveriş ilmindeki manasını bilmek gerekir.

 Devamını oku...

Mislî ve kıyemî mal

Altın paraların biri eski veya yeni tarihli yahut antika olduğu için değeri farklı olabilir. Bunun için, emanet edilenin aynısını vermek gerekir...

 Devamını oku...

Ticaretin önemi

Dinimizde ticaret de, doğru tüccar da övülmüştür. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir...

 Devamını oku...

Vakıf ve vakıf malı

Vakıf statüsündeki vakıf, alınıp satılmaz ve mülk olarak kullanılmaz, fakat sizinkinin sadece adı vakıftır...

 Devamını oku...

Vekalet ve vekil olmak

Vekalet, bir kimsenin, bir işi yapmak için, başkasını kendi yerine koyması, başkasına iş havalesi demektir...

 Devamını oku...

Haram mal

Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde ve Kâdî-zâde Ahmed efendi, Birgivî vasıyyetnâmesi şerhinde diyor ki...

 Devamını oku...