Eshab-ı kiramın üstünlük sırası

Eshab-ı kiramın üstünlük sırası

Mevahib-i ledünniyye kitabında deniliyor ki:
Peygamberlerden ve meleklerin üstünlerinden sonra, bütün yaratılmışların en üstünü, Eshab-ı kiramdır. Eshab-ı kiramın her biri, bu ümmetin hepsinden daha üstündür. Çünkü, Resulullahı görmek gibi üstünlük olamaz. Eshab-ı kiramın her birini büyük ve üstün bilmek, hepsine iyi gözle bakmak, her birinin adil ve salih olduğuna inanmak lazımdır. Hiçbirine dil uzatmamak, lanet etmemek, düşmanlık etmemek ve bir kısmını sevmek için başka Sahabiye düşman olmaktan sakınmak lazımdır.

İmam-ı Teftazani hazretleri buyuruyor ki:
Eshab-ı kiram arasındaki ayrılıkların, iyi sebeplerle, güzel niyetlerle yapıldığına inanmamız lazımdır. Eshab-ı kiramdan birini kötülemek caiz değildir. Hazret-i Âişe gibi nass ile üstünlüğü bilinen bir sahabiyi kötülemek küfürdür. (Şerh-i Akaid)

İmam-ı a’zam hazretleri, (Ehl-i sünnet mezhebi şöyledir ki; Ebu Bekir ile Ömer’in en üstün olduklarına inanmak, Resulullahın iki damadını sevmek, ayaklara giyilen meste mesh etmek, iyi-kötü her müslümanın arkasında namaz kılmaktır) buyurdu.

Eshab-ı kiramın üstünlük sırası şöyledir.
Muhacirler: Mekke alınmadan önce, memleketlerini terk ederek, Medine’ye hicret edenlerdir.

Ensar: Medine ve civarında, Evs ve Hazrec kabilesindeki Müslümanlara denir.

Diğer Eshab-ı kiram: Mekke alındıktan sonra imana gelenlerdir. Bunlara Muhacir ve Ensar denmez. Yalnız sahabi denir. İmam-ı Süyuti diyor ki: Ehl-i sünnet âlimleri, söz birliği ile bildiriyor ki, Eshab-ı kiramın en üstünleri, dört halifedir. Sonra, Aşere-i mübeşşere ile Hazret-i Hasan, Hazret-i Hüseyin ve Bedir eshabıdır. Sonra Uhud’daki 700 kahramandır. Bunlardan sonra, ağaç altında Resulullaha, (Ölmek var, dönmek yok) diye söz veren 1400 sahabidir. Bu sözleşmeye (Biat-ür rıdvan) denir. (Tarih-ul-Hulefa)

Resul aleyhisselam, vefatından 8 gün önce, Hazret-i Ebu Bekir’i kendi yerine imam tayin buyurarak, halife olacağına işaret eyledi. Bir seferinde de, Hazret-i Ebu Bekir bulunmadığı için, Hazret-i Ömer imam oldu. Resul aleyhisselam, Hazret-i Ömer’in sesini işitince, (Hayır, hayır, Allahü teâlâ ve Müslümanlar Ebu Bekir’den razıdır, namazı Ebu Bekir kıldırsın!) buyurdu. Eshab-ı kiram arasında, babası, anası ve çocuklarının ve torunlarının hepsi imana gelen, Hazret-i Ebu Bekir’den başka kimse yoktu. Resul aleyhisselam (Ebu Bekir’in malı gibi hiçbir kimsenin malı bana faydalı olmadı) buyurdu. (İ. Ahmed)

Bilal-i Habeşi’nin azat edilmesi için para verince, Leyl suresinde övüldü:
(Temizlenmek için malını hayra verip, [günahtan] çok sakınan ateşten uzaktır. O, iyiliği bir menfaat için değil, Rabbinin rızasını kazanmak için yaptı. Kendisi de, (Cennete girip) hoşnut olacaktır.) [Leyl 17-21]

Al-i İmran suresinin (İşlerinde onlara danış) mealindeki 159. âyeti, Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ömer ile müşavere etmek için geldi. Bir hadis-i şerifte de, (Cebrail bana dedi ki: Allahü teâlâ Ebu Bekir ile istişareyi sana emrediyor) buyuruldu. Tevbe suresinin 41. âyetinde, (Mağaradaki iki kişinin ikincisi) buyurularak, Hazret-i Ebu Bekir övüldü. Leyl suresinin 5. âyeti de, Hazret-i Ebu Bekir’in şânını bildirmektedir. Bekara suresinin, (Gece-gündüz, gizli-açık, mallarını hayra sarf edenlerin mükafatlarını Rableri verecektir. Onlara korku ve üzüntü yoktur) mealindeki 274. âyeti, Hazret-i Ebu Bekir için inmiştir. Çünkü, o, geceleri on bin altını gizli, on bin altını da, göz önünde olarak ve gündüzleri de böyle onar bin altını sadaka vermiştir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ebu Bekir ile Ömer’i sevmek iman, bunlara düşmanlık küfürdür.) [İbni Adiy] (Bu yazı Mirat-i kâinat kitabından alınmıştır.)

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(On kişi Cennettedir: Ebu Bekir ve Ömer ve Osman ve Talha ve Zübeyr ve Abdurrahman bin Avf ve Ali bin Ebi Talib ve Sa’d bin Ebi Vakkas ve Ebu Ubeyde bin Cerrah ve Said bin Zeyd.) [Tirmizi, İbni Mace, Taberani, ibni Asakir, Beyheki, Dare Kutni, Hakim, Ebu Nuaym, ibni Sa’d]

(Bir kimseyi, Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali’den üstün gören beni yalanlamış olur.) [Rafi'i]

(Şu dört kişinin sevgisi bir münafığın kalbinde toplanmaz. Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali.) [İbni Asakir]

(Allahü teâlâ, namazı, zekatı ve orucu farz ettiği gibi, Ebu Bekir’i, Ömer’i, Osman’ı ve Ali’yi sevmeyi de farz etti.) [Vesile]

(Sünnetime ve hulefa-i raşidinin yoluna sımsıkı sarılın!) [Buhari]

(Bedir savaşına katılan Müslümanlar Cennetliktir.) [Dare Kutni]

(Eshab-ı Bedir’den birine nasıl söz söylersin? Eğer sen Uhud dağı kadar altını infak etsen, onun derecesini bulamazsın.)[Hakim]

(Cebrail geldi ve bana "Bedir’de hazır olanları nasıl sayarsınız?" dedi. Dedim ki, Hayırlılarımızdır. Dedi ki, Melaikeden Bedir’de bulunanlar da bizim nazarımızda meleklerin hayırlılarıdır.) [Buhari]

(Allahü teâlâ Bedir ehline rahmetiyle tecelli edip şöyle buyurdu: "Ne yaparsanız yapınız, Ben sizi şimdiden affettim.") [Hakim]

Eshab-ı kiram buyuruyor ki: (Resulullah efendimiz, Bedir ve Rıdvan bi'atında bulunan bir kimsenin cenaze namazını kılarken, onun üzerine 9 tekbir alırdı. Fakat Bedir'de bulunup da Rıdvan bi'atında bulunmamış, yahut da bi'atı Rıdvan'da bulunup da Bedir'de bulunmamış bir kimsenin cenaze namazında 7 tekbir alırdı. Ne Bedir, ne de Bi'atı Rıdvan'da bulunmayan kimsenin cenaze namazında ise 4 tekbir alırdı.) [İ.Asakir]

Hazret-i İbni Abbas anlatıyor: Resulullah buyurdu ki:
(Uhud'da şehit olan kardeşlerinizin ruhları yeşil kuşlarla Cennete gitmiştir.
Şehitler burada güzel güzel yiyip içip dinlenince şöyle dediler: Kardeşlerimize bizden kim haber götürecek ve bildirecek ki bizler Cennette dirileriz, rızıklanıyoruz. Bu haber gitmeli ki onlar Cennete karşı isteksiz olmasınlar ve harpte korkak davranmasınlar! Allahü teâlâ onlara, "Sizin haberinizi ben duyuracağım" buyurup şu mealdeki âyeti indirdi: 

(Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Allah’ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar. Onlar Allah’tan gelen nimet ve keremi ve Allah’ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceğini müjdelemek isterler.) (Âl-i İmran, 169-171) [Ebu Davud]

İmam-ı Begavi, Mealimüttenzil ismindeki tefsir kitabında diyor ki:
Cabir bin Abdullah dedi ki, Resulullah, (Ağaç altında benimle sözleşenlerden hiçbiri Cehenneme girmez!) buyurdu. (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
Bu sözleşmeye, (Biat-ür-rıdvan) denir. Çünkü, Allahü teâlâ, bu 1400 kişiden razıdır. Kur’an-ı kerimde, (Ağaç altında, sana söz veren müminlerden, Allah elbette razıdır) buyuruldu. (Feth 18)

İlk Müslümanlar
Sual: Bilal Habeşi, ilk Müslüman olan köle midir?
CEVAP
Hayır. İlk Müslüman olan köle Zeyd bin Harise’dir. Habeşlilerin ilk Müslüman olanıysa, Bilal Habeşi hazretleridir. Bir hadis-i şerif meali:
(Süheyb Rum’un, Selman İran’ın, Bilâl de, Habeş’in ilk Müslümanlarıdır.) [Hâkim]

İlk iman eden Müslümanlar da, sırasıyla şunlardır:
1- Hatice validemiz,
2- Zeyd bin Harise,
3- Ali bin Ebi Talib,
4- Ebu Bekri Sıddık. (Radıyallahü anhüm)

Kur’an-ı kerimde ismi geçen tek sahabi olan Zeyd bin Harise, Resulullahın kölelerinin en sevgilisiydi. Önce Hazret-i Hatice’nin kölesiydi. Resulullah’a hediye etti. O zaman 8 yaşındaydı. Resulullah azat edip, evlat edindi. Zeyd; beyazdı, oğlu Üsame esmerdi; çünkü Üsame’nin annesi Ümmi Eymen, Habeşi idi.

Eshab-ı kiramın en üstünleri
Sual: İlk Müslümanlar olan Eshab-ı kiramın birbirlerine üstünlükleri var mıdır varsa bu üstünlük sıraları nasıldır?

Cevap: Eshab-ı kiramın en üstünleri, Aşere-i mübeşşereden yani Cennet ile müjdelenmiş on kişiden olanlardır. Bunlardan sonra, Bedir gazasında bulunan üçyüzonüç kişi üstündür. Onlardan sonra Uhud gazasındaki yediyüz kişinin hepsi, daha sonra da Bî'at-ür-rıdvân yani ağaç altında Resulullah efendimize söz veren bindörtyüz kişi üstündür. Resulullah efendimizin yolunda, canlarını, mallarını feda eden, Ona yardım eden Eshab-ı kiramın hepsinin isimlerini, saygı, sevgi ile söylemek, bizlere vaciptir. Onların büyüklüğüne yakışmayan sözler söylemek, caiz değildir. İsimlerini saygısızca söylemek, dalalettir. Resulullah efendimizi sevenin, Onun Eshabının hepsini de sevmesi lazımdır. Çünkü hadis-i şeriflerde;
(Eshabımı seven, beni sevdiği için sever. Onları sevmeyen kimse, beni sevmemiş olur. Onları inciten, beni incitir. Beni inciten de, Allahü teâlâyı incitmiş olur. Allahü teâlâyı inciten kimse, elbette azap görecektir.)

(Allahü teâlâ, benim ümmetimden bir kuluna iyilik yapmak isterse, onun kalbine, Eshabımın sevgisini yerleştirir. Onların hepsini canı gibi sever) buyuruldu.

Dört halifenin birbirinden yükseklikleri
Sual: Peygamber Efendimizden sonra halife olanların üstünlükleri hep aynı mı idi, yoksa birbirinden farkları var mı idi?
Cevap:
 Bu konuda İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbât kitabının 3. Cilt 17. mektubunda buyuruyor ki:
“Dört halifenin birbirinden yükseklikleri, hilafetleri sırası iledir. Çünkü, doğru yolda olan âlimlerin hepsi diyor ki: Peygamberlerden sonra, insanların en üstünü, Ebu Bekr-i Sıddîk hazretleridir. Ondan sonra, Ömer-ül-Fârûk hazretleridir.

Efdal olmak, yani üstünlük, fazileti, meziyeti, iyi sıfatları çok olmak değildir. Önce imana gelmek, din için herkesten çok mal vermek ve canını tehlikelere atmaktır. Yani dinde, sonra gelenlere, üstat olmaktır. Sonra gelenler, her şeyi, öncekilerden öğrenir. Bu üç şartın hepsi, Sıddîk hazretlerinde toplanmıştır. Herkesten önce imana gelmiş, malını ve canını din için feda etmiştir. Bu nimet, bu ümmette, ondan başkasına nasip olmamıştır. Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem vefatına yakın, buyurdu ki: (Bana malını, canını, Ebu Bekir kadar çok feda eden, başkası yoktur. Eğer, dost edinseydim, elbette Ebu Bekr'i dost edinirdim.) Bir hadîs-i şerifte buyuruldu ki: (Allahü teâlâ, beni size Peygamber gönderdi. İnanmadınız. Ebu Bekir inandı. Bana malı ile, canı ile yardım etti. Onu hiç incitmeyin ve Ona hürmet ve tazim edin!) Bir hadîs-i şerifte buyurdu ki: (Benden sonra Peygamber gelmeyecektir. Eğer gelseydi, elbette Ömer Peygamber olurdu.) Hazret-i Ali; “Ebu Bekir ile Ömer’den, her biri, bu ümmetin en yükseğidir. Beni onlardan üstün tutan, iftiracıdır. İftira edenler dövüldüğü gibi, onu döverim” buyurdu.

Ehl-i beytin fazileti

Ehl-i beyt, Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselamın bütün aile fertlerine denir. Mübarek hanımları, kızı Hazret-i Fatıma ile Hazret-i Ali ve bunların evlatları olan Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin, onların...

Devamını Okuyun...

Ehl-i beyt Cennetliktir

Önce Ehl-i beytin kimler olduğuna bakalım. Âlimler farklı bildirmişlerdir. Ehl-i beyt Resul-i ekremin zevceleri, çocukları ve torunlarıdır. Hazret-i Ali de bunlardandır. O da, Ehl-i beytin akrabasındandır. (Şehzade tefsiri)...

Devamını Okuyun...

Eshabım gökteki yıldızlar gibidir

İkinci binin müceddidi imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Eshab-ı kiramı sevmek, onlara bağlı olmak, insanlar içinden beğenilmiş, süzülüp ayrılmış olan bu çok kıymetli tabakanın hayat tarzlarına imrenip onlar gibi olmaya özenmek...

Devamını Okuyun...

Sahabenin hepsi müctehiddir

Elbette, hepsi müctehiddir. Sekiz muhaddisin [hadis âliminin] bildirdiği bir hadis-i şerif meali şöyledir: Eshabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız hidayete erersiniz. [Taberanî, Beyhekî, İbni Asakir, Hatîb, Deylemî...

Devamını Okuyun...

Eshabın hepsinden Allah razıdır

Hiç birinin kâfir olduğunu göstermez. Hadis-i şerifler ehl-i sünnet âlimlerinin açıklamaları olmadan okunursa insan dinden çıkabilir...

Devamını Okuyun...

Eshab-ı kiramın her sözü senettir

Ehl-i sünnet âlimleri tefsir ve hadis bilgisini, dört halife içinden, en çok Hazret-i Ali’den almıştır. Çünkü, üç halife önce vefat etti...

Devamını Okuyun...

Eshab-ı kiramın üstünlük sırası

Mevahib-i ledünniyye kitabında deniliyor ki:
Peygamberlerden ve meleklerin üstünlerinden sonra, bütün yaratılmışların en üstünü, Eshab-ı kiramdır...

Devamını Okuyun...

“Ve küllen vaadallahül Hüsna” âyeti

Fitne ve fesat çıkararak bölücülük yapan ehli bid’at ve ehli dalalet, Eshab-ı kirama dört koldan saldırıyorlar...

Devamını Okuyun...

Onlar birbirlerini çok severdi

En kıymetli Peygamber, bizim Peygamberimizdir, en iyi eshab Onun eshabı, en iyi ümmet de Onun ümmeti yani bütün Müslümanlar...

Devamını Okuyun...

Sahabenin kerameti

Eshab-ı kiram, bütün evliya-i kiramdan üstün olduğu halde, kerametlerinden az bahsedilmesinin sebebi, onların kerametlerinin az olması değildir...

Devamını Okuyun...

Hepsi Cennetlik olanlar

Evet hepsi Cennetliktir. Allahü teâlâ, onlara en güzel mükafatı vereceğine yani Cennete koyacağına dair söz verdi...

Devamını Okuyun...

Çömez ve Eshab-ı kiram

Fiyasko, bir teşebbüste, gülünç ve başarısız neticedir. Böyle söylemek, diğer Peygamberlerin fiyaskosu var demektir...

Devamını Okuyun...

Eshabımı kötülemeyin

Böyle söylemek Allah’a ve Resulüne karşı gelmek olur. Yani, Allah ve Resulünün onlara verdiği kıymeti, makamı beğenmemek, itiraz etmek olur...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Ebu Hüreyre

Hazret-i Ebu Hüreyre (radıyallahü teâlâ anh), eshab-ı kiramın büyüklerindendir. Adı Abdurrahman’dır. Eshab-ı kiram arasında Abdullah bin Ömer’den sonra, en çok hadis bilen budur...

Devamını Okuyun...

Eshab-ı kiram ve Teftazani

Kesinlikle doğru değildir. Bütün Ehl-i sünnet âlimleri gibi, Sadeddin-i Teftazani de, Eshab-ı kiramın üstünlüğünü ve onlara dil uzatılamayacağını kitaplarında bildirmiştir...

Devamını Okuyun...

İctihad hatası

İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: Eshab-ı kiram arasında olan savaşları, iyi sebeplerden, güzel düşüncelerden ileri geldi bilmek, dünyalık için, menfaat için bilmemek gerekir, çünkü onların ayrılığı ictihad ve tevil ayrılığıydı...

Devamını Okuyun...

Kâfir Müslüman olmaz mı?

Kur’an-ı kerime inanmadıklarından dolayı lanet ediyorlar. Onlar Eshab-ı kiramın hemen hepsine düşmanlık ediyorlar. Kur’an-ı kerimi Eshab-ı kiram topladığı için, onlara inanmıyorlar...

Devamını Okuyun...

Resulullah’a düşmanlık

Evet, bu hadis-i şerif kendi aleyhine delildir, çünkü (Eshabıma düşmanlık bana olan düşmanlıktan ileri gelir) buyuruluyor. Eshab-ı kiram arasındaki savaşlar, düşmanlıktan dolayı değildi...

Devamını Okuyun...

Eshab-ı kiramı anlamak

Elbette, üstündür. Bu husus âyetle, hadisle ve Ehl-i sünnet âlimlerinin sözbirliğiyle sabittir. Resulullah'ın üstünlüğünü bilemeyen, anlayamayan buna akıl erdiremiyor...

Devamını Okuyun...

İlimde en üstün olanlar

Evet, sahabenin tamamı, sahabeden olmayan ulema ve evliya zatların hepsinden üstündür. Resulullah'ın mucizesini anlayamayanlar, sahabeye bilerek veya bilmeyerek dil uzatıyorlar...

Devamını Okuyun...

Resulullah ile akraba olma şerefi

Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamber efendimiz ile akraba olmak şerefi çok büyüktür. İmanlı olan her akrabası muhakkak Cennetliktir...

Devamını Okuyun...

Peygamberlerden sonra en üstün odur

Hazret-i Ebu Bekir (radıyallahü teâlâ anh), Peygamberlerden sonra insanların en üstünüdür. Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamber efendimizin kayınpederidir...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Ebu Bekir’in dövülmesi

Çeşitli kitaplarda vardır: Resulullah ve arkadaşları oturmuşlardı. O zaman 38 kişiydiler. Hazret-i Ebu Bekir ayağa kalkarak insanları Allah’a ve Resulüne çağıran bir konuşma yaptı...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Ebu Bekir niçin üstün?

Bu, bir bakımdan üstünlüktür. Bir bakımdan üstünlük, her bakımdan üstün olmayı gerektirmez. Hazret-i Ebu Bekir’in çok önemli olan başka üstünlüğü vardır...

Devamını Okuyun...

Anam babam sana feda olsun

Hatice validemizle Peygamber efendimiz evlenecekleri zaman, Hazret-i Hatice, bir şahsı gizlice Server-i kâinatın huzuruna şu haberle gönderdi... 

Devamını Okuyun...

Son Peygamberin veziri olacaksın

Ebu Bekri Sıddık önceleri tüccar idi. Sefer ve ticaret yapardı. Ekseri Şam’a giderdi. Seferde iken, çok tesirinde kaldığı bir rüya gördü...

Devamını Okuyun...

O Sıddıkdır

Hazret-i Ebu Bekir, İslam dininin göz bebeğidir. Muhammed aleyhisselamın dostudur, arkadaşıdır, mübarek kayınpederidir. Bu ikisinden, ikincisidir...

Devamını Okuyun...

Cennet kapılarının hepsinden çağrılan

Ebu Hüreyre hazretleri diyor ki, Resulullah buyurdu ki: 
(Bir kimse eşyadan bir çift şeyi sadaka etse, fisebilillah Cennet kapılarından davet olunur...

Devamını Okuyun...

Babanın taati yanında

Hazret-i Âişe validemiz anlatır: 
Resulullah, bir gece mübarek başını, benim yanıma koymuş, yıldızlara bakıyordu...

Devamını Okuyun...

Artık o nesneler bana gerekmez!

Bayram günü idi. Ebu Bekri Sıddık kıymetli ve gösterişli elbise giymiş ve otuz altınlık bir şal omzuna almış idi. Cebrail aleyhisselam a’ma suretinde gelip, yol üzerinde oturdu...

Devamını Okuyun...

Bilali kâfir elinden sen kurtarırsın

Bilal-i Habeşi müslüman olmuştu, lakin o zaman bir kâfirin kölesi idi. Bir büyük kilise vardı. İçindeki putlara hizmet için, kâfirler bir köylü tayin etmişlerdi...

Devamını Okuyun...

Cennet ehlinin ışığı

Hazret-i Ömer’in hilafeti zamanında, bir gazadan çok mal getirmişlerdi. Hazret-i Ömer ganimet malını taksim eder iken Hazret-i Hasan ve Hazret-i...

Devamını Okuyun...

Damarlarımda bir şey kaldı ise af et!

Ebu Bekri Sıddıkın bir kölesi vardı. Ömrünün sonlarında her akşam iftar vaktinde yemek getirirdi...

Devamını Okuyun...

Ümmetimden bir evliya varsa

Eshab-ı kiramın tamamı evliya idi, hatta diğer evliyanın her birinden de yüksek idi. Hepsi de keramet sahibi idi. Peygamber efendimiz Hazret-i Ömer’e ikram olmak için buyurdu ki...

Devamını Okuyun...

Adalet etmek senin nasibindir

Hazret-i Ömer, Resulullah ile bütün savaşlara iştirak edip, kâfirlere karşı kahramanca savaştı...

Devamını Okuyun...

Resulullah fazla verse idi

Enes bin Malik hazretleri anlatır: 
Resulullahtan, Ebu Bekri Sıddıkın o kadar üstünlüğünü işittim ki, hayrette kaldım. Server-i âlemin vefatından sonra bir gece Onu rüyada gördüm...

Devamını Okuyun...

İslam şerefi yetmez mi?

Hazret-i Ömer hilafeti zamanında, Şam şehrine gitmek icap etmişti. Eshab-ı güzinden bir cemaati de yanlarına alıp, Medine’den yola çıktılar...

Devamını Okuyun...

Sevinmek lazımken niçin ağlarsın?

Resulullah efendimiz Arafat dağında, Kusva adlı devesine binmiş halde dururken, meal-i şerifi (Bugün dininizi ikmal ettim. Size verdiğim nimetleri tamamladım...

Devamını Okuyun...

Kavme imamet eylesin

Hazret-i Âişe validemiz anlatır: 
Resulullahın son hastalığında ağrısı arttı. Buyurdu ki: (Ebu Bekir’e söyleyin, nasa imam olup, namaz kıldırsın.)...

Devamını Okuyun...

Siz halife hanımı olmasaydınız

Hazret-i Ömer bir gün evine geldiğinde, hanımları bir tabak içine koydukları mücevherleri seyrediyorlardı. Nereden geldi bunlar diye sordu...

Devamını Okuyun...

Kaldır bu yemeği

Hazret-i Ömer bir kıtlık zamanında, bir deve kesip, Medine’nin fakirlerine bölüştürün diye emretti...

Devamını Okuyun...

Resulullah seni takdim etmiştir

Resulullahın son hastalığında, vefatları yaklaştığında, cümle eshab-ı kiram hüzünlü ve telaşlı idiler ve muzdarip oldular...

Devamını Okuyun...

Fırat kenarında oğlak zayi olsa

Bir gün Hazret-i Ömer bir cemiyette ağladı. Niçin ağladığı sorulduğunda, buyurdu ki...

Devamını Okuyun...

Rızasına uygun olanı versin

Ebu Bekri Sıddık son hastalığında buyurdu ki:
Hilafeti kime bırakacağım konusunda, tekrar istihare ettim. Allah’tan diledim ki, bana rızasına uygun olanı versin...

Devamını Okuyun...

Kimin itikadı böyle değil ise

Cabir bin Abdullah anlatır: 
Bir bedevi Hazret-i Ali’nin huzuruna gelip dedi ki: Ya emir-el müminin! Bana Ebu Bekir’den haber ver ki, o Cennette midir?...

Devamını Okuyun...

Ömer’in yerini kim tutabilir

Abdurrahman bin Avf der ki, ben Ömer’den acayiplikler gördüm. Ne gördün diye sorulunca buyurdu ki, hayatta olsa, ben söylemeye kadir olmazdım...

Devamını Okuyun...

Bir başabaş kurtulsam

Abdurrahman bin Avf hazretleri anlatır: 
Ömer bir gece bir tulumu su ile doldurup, arkasına almış, Medine-i münevvere köylerine giderken yorulmuş gördüm...

Devamını Okuyun...

Üstünlükte ikinci odur

Hazret-i Ömer (radıyallahü teâlâ anh), Peygamber efendimizin kayınpederidir. Hafsa validemiz onun kızıdır...

Devamını Okuyun...

Hazret-i Ömer Cennetliktir

Emirülmüminin Hazret-i Ömer “radıyallahü anh” hakkındaki bu tür sözler uydurma ve iftiradır...

Devamını Okuyun...

Sonra gelenlere rahat koymadın

Hazret-i Ömer, halifeliği zamanında, Medine’nin etrafında bir deve palanı düşmüş, onu alıp, süratle giderken terlemişti...

Devamını Okuyun...

Ömer’i Ömer’e gösteren o kadın kimdir

Bir gün Hazret-i Ömer Medine’de gidiyordu. Bir ihtiyar kadın yol kenarında durmuş idi. Bir başka kadın ona dedi ki, içeri gir, emir-ül müminin Ömer gidiyor...

Devamını Okuyun...

Sana acımasam helal etmezdim

Hazret-i Ömer bir gün, mübarek başını koyup, tam yatacaktı. O sırada bir köle seslenip: Kalk, ya Emir-el müminin. Önce bana insaf eyle! Rabbil âlemin kıyamet günü benim hakkımı senden alır dedi...

Devamını Okuyun...

Bizi bekleyen bu zat kimdir

Hazret-i Ömer zamanında bir kervan, gece vaktinde Medine’ye geldi. Kervandakilerin hepsi kâfir idi. Konakladıkları gibi hepsi uyudular...

Devamını Okuyun...

Bunlar da gazilerin hakkıdır

Hazret-i Ömer halife iken, Hazret-i Numan’ı komutan yapıp, acem diyarına gönderdi. Nihavend ile Hemedanı feth ettiler...

Devamını Okuyun...

Bu çırağ şahsi malım değildir

Bir gece Hazret-i Osman Hazret-i Ömer’in huzuruna vardı. Gördü ki, acele ile mektup yazıyor. Selam verdi, ancak emir-ül müminin cevap vermedi...

Devamını Okuyun...

Vaiz olarak ölüm kâfidir

Hazret-i Ömer’in yüzüğünde Kefa bil-mevt vaızan ya Ömer yazılı idi. Manası, Ya Ömer, vaiz olarak ölüm kâfidir demektir...

Devamını Okuyun...

Mesleme’ye bir iş ederim ki

Hicretin yirmiüçüncü senesi idi. Bir gün Hazret-i Ömer’e, (İran tarafında bir aşiret vardır. Sanatları haramiliktir. Müslümanların yollarını basarlar...

Devamını Okuyun...

Hırkasında oniki yama vardı

Hazret-i Ömer hilafet makamına geçtikten sonra, kızı Hazret-i Hafsa [ki Resulullahın hanımı olup, müminlerin annelerindendir], muhterem babasını görmeye geldi...

Devamını Okuyun...

İyi vaktinde senden cizye aldık

Hazret-i Ömer, halifeliği zamanında kapı kapı gezip dilenen yaşlı bir zimmi gördü. Ona merhamet edip buyurdu ki: Ey pir, iyi vaktinde senden cizye aldık...

Devamını Okuyun...

Düşmandan korkma, Allah’tan kork

Hazret-i Ömer halife iken, İran memleketini feth etmek arzusunda idi. O memlekette İslamiyet yayılsın istiyordu...

Devamını Okuyun...