Günahtan kaçmak sevaptan önce gelir

Günahtan kaçmak sevaptan önce gelir

Bir haramdan kaçmak, milyonlarca nafile namaz kılmaktan evladır. Haram işleyerek farz, mekruh işleyerek sünnet yapılmaz. Günahtan kaçmak ibadet yapmaktan önce gelir. (U. Besair)

Dinimizde, günahtan kaçınmak, sevap kazanmaktan önce gelir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Az bir haramdan kaçmak, 80 bin nafile hac sevabından efdaldir.)[Deylemi]

Bir hadis-i şerifte, (Çok az bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların [nâfile] ibadetleri toplamından daha iyidir) buyuruluyor. Her günah, Allahü teâlâya isyan olduğundan, büyüktür; fakat bazısı, bazısına göre küçük görünür. Bir küçük günahı yapmamak bütün cihanın nafile ibadetlerinden daha sevabdır, çünkü nafile ibadet yapmak farz değildir. Günahlardan kaçınmaksa farzdır. (Rıyad-un-nasıhin)

Günah işlemeyi düşünmek, işlemeye niyet etmek, karar vermek günah olmaz, yapmak günah olur. Günah işlemeye karar verip bir kere yaparsa, ısrar olur. Hiç yapmazsa, devamlı yapmaya kasd etmesi, karar vermesi ısrar olmaz. Devamlı yapmaya karar verip ve işleyip de pişman olur, terk ederse ısrar olmaz. Tekrar yapıp yine tevbe ederse, ısrar olmaz. Günde çok kere yapıp, her birinden sonra tevbe etmek, ısrar olmaz.

Tevbe ederken, günah işlediğine pişman olup üzülmek ve günahtan hemen vazgeçmek ve bir daha yapmamaya karar vermek şarttır. Bu üç şartı yapmadan, yalnız dil ile tevbe etmek, yalancılık olur. Küçük günahta ısrar etmek, büyük günah olur, büyük günahı bir kere yapmaktan daha büyük olur. Tevbe edince, büyük günah da affolur. Küçük günahı küçük görmek, büyük günahtır. Küçük günah işlediğini söyleyerek övünmek, büyük günah olur. Küçük günah işleyeni, âlim ve salih sanmak da, büyük günah olur.

İmanı olan, büyük günaha düşmemek için, küçük günahtan kaçar, günahın küçüğü olmaz, Allah’a olan her muhalefet büyüktür.

Şüpheli bir şeyle karşılaşınca, eli kalb üzerine koymalı. Kalb çarpması artmazsa, o şeyi yapmalı. Eğer, fazla çarparsa yapmamalı. Hadis-i şerifte, (Elini göğsüne koy! Helal şeyde kalb sakin olur. Haram şeyde çarpıntı olur. Şüpheye düşersen yapma! Din adamları fetva verseler de yapma!) buyuruldu.

Büyük günahlar çok yapılırsa, iman gidebilir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Şu yedi büyük günahtan kaçının: 1- Allah’a şirk koşmak 2- Büyücülük 3- Katillik 4- Harpten kaçmak 5- Yetim malı yemek 6- Faizcilik. 7- Namuslu kadına iftira etmek.) [Taberani]

(En büyük günah, kişinin, geçimi kendisine ait olanları ihmal etmesidir.) [Müslim]

(En büyük günah, kişinin borcunu ödemek için mal bırakmadan ölmesidir.) [Ebu Davud]

(Ana babaya eziyet ve yalan yere şahitlik büyük günahtır.) [Deylemi]

(Yalan yere yemin büyük günahtır.) [Buhari]

(İlimde cimri olmayın, ilmi öğretmekten geri kalmayın. İlmi gizlemeyin. Çünkü ilmi gizlemekle yapılan hıyanet, malda yapılan hıyanetten daha büyük günahtır.) [Ebu Nuaym]

(Üç büyük günah: Asiler etrafında toplanmak, ana babaya isyan, zalime yardım.) [Taberani]

(Vasiyette vârislerden birini zarara sokmak büyük günahtır.) [İbni Cerir]

(Şirkten sonra en büyük günah zinadır.) [İbni Ebiddünya]

(Şarap içmek, büyük günahtır. Bütün kötülüklerin anasıdır, başıdır.) [Zevacir]

(Avret yerlerini [başkasının görmesi haram olan yerleri] açmak büyük günahtır.) [Hakim]

(Bir müslümanın kalbini kırmak, Kâbe’yi yetmiş kere yıkmaktan daha günahtır.) [R. Nasıhin]

(Kalbinde zerre kadar kibir olan Cennete giremez.) [Taberani]

Önemli kaideler
Sual:
 (Takkesiz kimsenin, cemaatle namaz kılması mı evla, yoksa yalnız başına takkeli mi kılması evladır?) sualine (Cemaatle namaz kılmak sünnettir. Takkesiz namaz kılmak mekruhtur. Takkesi olmayan cemaate uymaz, takkeyi bulup yalnız kılması, takkesiz cemaatle kılmasından evladır) deniyor. Bu yanlış değil mi? Çünkü burada iki sünnet meselesi var, hangisi önemli ise o yapılmaz mı? Yani cemaatle kılmak daha evla değil mi? 27 derece sevap daha fazla değil mi?
CEVAP
Bu konudaki kaideleri bildirelim:
(Bir sünnet ile bir mekruh çakışınca, yani sünnet işlemek için mekruh işlemek zorunda kalınca sünneti bırakmak gerekir. Yani mekruhtan kaçmak, sünneti yapmaktan önce gelir.)

(Bir farz ile bir haram çakışınca, yani farz işlemek için haram işlemek zorunda kalınca farzı tehir etmek gerekir.)

Bir örnek verelim: 
Bir kadına hac farz olsa, fakat yanında mahremi bulunmadan hacca gidemez. Giderse hac borcu ödenir ama, işlediği günah, kazandığı sevaptan daha fazla olur.

Emir ile yasakta da bir kaide vardır:
Üstünde namaza mani olacak kadar necaset bulunan kimse, temizlemesi mümkün değilse, başka elbisesi de yoksa, öyle kılar, çıplak kılmaz. Hatta temizleme imkanı olsa; fakat yanında yabancılar bulunsa, temizlemeden kılar. Çünkü başkalarının yanında avret yerini açmak yasak edilmiştir. Necaseti temizlemek ise emredilmiştir. Kaide şöyledir:
(Emir ile yasak bir araya gelince, yasaktan kaçılır. Çünkü, haramdan kaçmak, farzı yapmaktan önce gelir.)

Yine önemli bir kaide de şudur:
(Haramdan kaçmanın sevabı, farzları yapmanın sevabından daha fazladır. Farzları yapmamanın günahı, haram işlemek günahından daha çoktur.)


Burada sanki ibadet etmek haramdan kaçmaktan önce geliyor sanılabilir. Ama öyle değildir. Yine haramdan kaçmak önce gelmektedir.

Muhammed Masum-i Faruki hazretleri buyuruyor ki:
“Teberri etmedikçe, tevelli olmaz. Yani uzaklaşmadıkça, dostluk olmaz. Farzları herkes yapabilir; ama haramlardan herkes kaçamaz. Ancak salihler kaçar. İyi olan da, kötü olan da, iyilik yapabilir. Kötülük yapmamak ise, ancak Allah adamlarının özelliğidir. Sıddıklar günah işlemez.” 

Farzları yapmamanın günahı, haram işlemek günahından daha çoktur meselesine gelince, haramların terkinde sadece tasdik yani bunlar haramdır diye inanmak ve kaçınmak vardır, amel yoktur. Farzlar da ise tasdik ile beraber ameli de yapmak vardır. Amel terk edildiği için günahı daha fazladır. Başka bir ifadeyle, farzları yapmayan ameli terk ettiği için, haramları işlemekten daha büyük günaha girer. Haram işi yapmayan mesela içki içmeyen; namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek gibi ameli gerektiren işleri yapmıyor. İçki içen sadece bir haram işlemiş olur. Namaz kılmayan ise, çok ameli terk etmiştir. Bir namazda 12 farz var. Beş vakit namazda 60 farz var. Günde 60 kere büyük günah işliyor namaz kılmayan. Diğer farz ve günahlar da buna benzer.

O örnekte, cemaat sünnetini işlemek için takkesiz namaz kılmak yani mekruh işlemek meselesi var. Cemaat sünnetini terk etmek mekruh olsa idi, iki mekruh çakışacağı için, sizin dediğiniz doğru olurdu. Ancak, cemaatsiz, tek başına namaz kılmak mekruh değildir. Burada cemaat sünneti ile takkesiz kılma mekruhu çakışıyor. (Mekruh işlememek için sünnet terk edilir) kaidesi uygulanıyor. O örnekte iki sünnet yok. Takkesiz kılmak mekruhtur, cemaate katılmadan kılmak, yani tek başına kılmak mekruh değildir. Mekruh olsa idi, iki mekruhtan hafif olan tercih edilirdi. Çünkü kaideler şöyledir:
(İki sünnet çakışınca, evla olan tercih edilir.)
(İki mekruh çakışınca, hafif mekruh olan tercih edilir.)


Mesela, mekruh vakitte ve abdest sıkıştırırken de namaz kılmak mekruhtur. İkindi, abdest sıkışık vaziyette mekruh vakit girmeden kılınacak olsa, sıkışık kılındığı için namaz mekruh olur. Abdest alıp kılınacak olunca mekruh vakit girecekse, bu ikisi arasında daha hafif olan tercih edilir. Daha hafif olan ise, ikindinin mekruh vakte kalmasıdır. Abdestin sıkışık olması, biraz daha kerihtir. Onun için, namaz mekruh vakte de girse, sıkışık kılmamak için abdest alıp rahat kılmalıdır. İki şerden birini yapmak zorunda kalan da hafif olanı yapar. Mecelle kaidesi şöyledir:
(Ehveni şerreyn tercih olunur.)
Yani iki zararlı şeyden birini yapmak zorunda kalanın hafifini tercih etmesi gerekir.

Haramdan kaçmak
Sual:
 Haramlardan kaçmak mı, yoksa farzları yapmak mı daha kolaydır?
CEVAP
Muhammed Masum-i Faruki hazretleri, (Teberri etmedikçe, tevelli olmaz. Yani uzaklaşmadıkça, dostluk olmaz. Farzları herkes yapabilir; ama haramlardan herkes kaçamaz. Ancak salihler kaçar. İyi olan da, kötü olan da, iyilik yapabilir. Kötülük yapmamaksa, ancak Allah adamlarının özelliğidir. Sıddıklar günah işlemez) buyuruyor.

Haramdan kaçmak
Sual
: Haramdan sakınmak mı, yoksa farzı yapmak mı daha sevabdır?
CEVAP
Bir haramdan sakınmanın sevabı, bir farzı yapmanın sevabından kat kat çoktur. Haramdan sakınmak, farzı yapmaktan önce gelir. Zararlardan kaçmak; faydalı şeyleri yapmaktan daha önce gelir. Mekruhtan sakınmak, sünnet işlemekten önce gelir. Günahtan kaçmak ibadet yapmaktan önce gelir. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Haramdan sakınan kimseyle oturmak ibadettir.) [Deylemi]

(Ahirette, helal kazancın hesabı, haram kazancın da azabı vardır.) [İ. Ahlakı]

(Duanızın kabul olması için, helal lokma yiyin! Çok kimsenin yediği ve giydiği haramdır. Sonra ellerini kaldırıp dua ederler. Böyle dua nasıl kabul olunur?) [Şir’a]

Haram işleyerek farz yapılmaz. Farzla haram bir araya gelince, yani farzı işlerken haram işlemek mecburiyeti olunca, haram işlememek için farz, duruma göre terk veya tehir edilir.

Haramların terkinde sadece tasdik yani bunlar haramdır diye inanmak ve kaçınmak vardır, amel yoktur. Farzlardaysa, tasdikle beraber ameli de yapmak vardır. Amel terk edildiği için günahı daha fazladır. Başka bir ifadeyle, farzları yapmayan, ameli terk ettiği için, haram işlemekten daha büyük günaha girer. İçki içen sadece bir haram işlemiş olur. Namaz kılmayansa, çok ameli terk etmiştir.

Haram ve farzlar
Sual:
 Şu üç cümleyi birer örnekle açıklar mısınız?
1- Haramdan kaçmanın sevabı, farzları yapmanın sevabından daha fazladır
2- Farzları yapmamanın günahı, haram işlemek günahından daha çoktur.
3- Kötülükten sakınmak, iyilikten daha sevabdır.
CEVAP
1- Haramdan kaçmanın sevabı 100 birim, farzı yapmanın sevabı 10 birim olsun. Ana babaya isyan günahı 100 birim, ana babaya iyilik ise 10 sevabdır. Haramdan kaçmak daha çok sevab oluyor.

2- Farzları yapmamak 100 birim, haram işlemek 10 birim günah olsun. Farz olan namazı kılmayan kimse, 100 birim, içki içen ise 10 birim günah işlemiş olur. Bir insan her akşam bir içki içse 10 birim günah kazanır. Bir namazda 12 tane farz var. Bir günde 60 farz eder. Bir Müslüman, beş vakit namazını kılmazsa, günde tam 60 kere Allahü teâlâya karşı gelmiş oluyor. 60 x 100 = 6000 birim günah eder. Farzların özellikle namazın önemi buradan anlaşılmalıdır.

3- Kötülükten sakınmak, iyilik yapmaktan daha önce gelir, sevabı da daha fazladır.

Her üç maddede, günahtan sakınmanın önemi bildiriliyor. Farzları yapmamak da günah oluyor. Günahtan kaçmak, sevab işlemekten önce geliyor. (Gölge etme, başka ihsan istemem) sözü de bunlara benziyor. Gölge edip bana zararın dokunmazsa, iyilik etmezsen bana zararın olmaz denmek isteniyor. Komşumuza iyilik etmezsek, bize bir şey demez, ama onu rahatsız edersek, kötü komşu olmuş oluruz. Tersine, komşu bize sıkıntı verir de, biz ona katlanırsak, Allah indinde de, iyi komşu olmuş oluruz. Hiç kimseye iyilik etmek zorunda değiliz, ama hiç kimseye kötülük etmemeye mecburuz. Mecelle’de, (Zararı yok etmek, fayda sağlamaktan önce gelir) deniyor. Burada da, zarardan, kötülükten sakınmak fayda sağlamaktan, iyilik etmekten önce geliyor.

Yapacağımız bir işte 99 fayda ile bir zarar meydana gelecekse, bir zarardan sakınmak için o 99 faydadan vazgeçmek gerekir.

İşlenen günah mutlaka yazılır
Sual: Sevabların günahları sileceğini öğrenince, günah işleme cesaretim arttı. (Sevablarım, günahlarımı siler, günahsız ölürüm) diye düşünüyorum. Yaptığım yanlış mı?
CEVAP
Evet, çok yanlıştır. Sevabların günahları sildiği doğrudur, ama böyle düşünerek günah işlenmez. Hangi günah olursa olsun, işlenince günah olarak kayda geçiyor. Sevaba gelince, kıldığımız namazların, tuttuğumuz oruçların ve diğer ibadetlerimizin kabul olduğu kesin değildir, ama işlenen günahların yazılması kesindir.

Önemli bir husus da şudur: Günah işleyenin ibadetleri sahih olursa da, kabul olmaz. Yani namaz kılıyorsak namaz borcundan, oruç tutuyorsak oruç borcundan kurtulmuş oluruz, ama ibadetlerimize sevab verilmediği için günahlarımızı silemez. (Ben namazımı da kılarım, gıybetimi de yaparım, içkimi de içerim, ikisi ayrı şeydir) demek yanlıştır. Namazın sevabı belki yazılmaz, ama gıybetin, içkinin günahı yazılır. Demek ki, günah kesin olarak yazılıyor, ibadetin sevabı ise kesin değildir. Her günahtan kaçmalıyız ki, ibadetlerimizin sevablarına kavuşabilelim.

İslâmiyetin haram ettiklerinden kaçınmak
Sual: Din kitaplarında, "haramlardan, şüphelilerden kaçınmaya vera denir" deniyor ve bunun da derecelerinden bahsediliyor. Bu derecelerin en aşağısı nedir ve ne yapmak gerekir?

Cevap: Konu ile alakalı olarak Kimyâ-i saâdet kitabında deniyor ki:
“Bütün Müslümanların veraıdır ki, İslâmiyetin haram dediği şeylerden kaçınmaktır. Bu en aşağı derecedir. Bu derece veradan da nasibi olmayanların adaleti yoktur. Bunlara, AsiFasık, kötü kimse denir. Bunların da dereceleri vardır. Mesela, birinin malını, fasit akitle satın almak haramdır. Fakat, zorla gasbetmek, daha haramdır. Yetimden, fakirden almak ise, daha şiddetli haramdır. Faizle satın almak, hepsinden ziyade haramdır. Haramın şiddeti ne kadar fazla ise, cezası da, o kadar çok olur. Affolma ihtimali de, o derece az olur. Nitekim, diyabet, şeker hastasına bal zarar verir. Fakat şeker daha çok zararlıdır. Şekeri çok yemek, az yemekten daha zararlıdır. Helallerin, haramların hepsini, fıkıh okuyanlar bilir. Bütün fıkhı okumak ise, herkese vacip değildir. Mesela, esnafın, tüccarın, alışveriş ilimlerini öğrenmesi lazımdır. İşçi olanın ise, ücret, kira kısımlarını da bilmesi vacip olur. Her sanatın bir ilmi vardır. Herkese, sanatının ilmini öğrenmesi vaciptir.”

 

Herkesin çektiği, kendi cezası

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlânın feyzleri, nimetleri, ihsanları, yani iyilikleri, her an, insanların iyisine, kötüsüne herkese gelmektedir...

Devamını oku...

Eşit yaratılmayışın sebebi

İnsanın yaratılış gayesi bilinmeyince, dünyadaki hadiselerin sebebi anlaşılamaz...

Devamını oku...

Dünyayı terk etmek

Dünyayı terk etmek çalışmayıp oturmak demek değildir.Dünyayı terk etmek, iki türlü olur...

Devamını oku...

Dünya mümine zindandır

Birinci söz doğrudur. İkinci söz yanlıştır. Allahü teâlâ sevdiklerine sevdiği nispetinde ağır belalar gönderir...

Devamını oku...

Nefs nedir?

Kalb, göğsümüzün sol tarafındaki et parçası değildir. Buna, yürek denir. Yürek, hayvanlarda da bulunur...

Devamını oku...

Nefsi temizlemek ve hakiki iman

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Nefs-i emmare, dine inanmaz. Bunun için nefsi tezkiye etmek, kötülüklerden temizlemek ve faziletlerle doldurmak gerekir...

Devamını oku...

Nefsi terbiye etmek için

İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, (Şehvetlerinizi, [yani nefsin arzularını] haramlardan almamaya uğraşın ve bu cihadda sebat edin, dayanın) buyuruyor...

Devamını oku...

İzzet-i nefsime dokundu demek

Nefs kelimesi, yirmiyi aşkın anlamda kullanılmakta ise de daha çok iki anlamı vardır. Biri kâfir olan nefstir...

Devamını oku...

Nefsini tanıyan Rabbini tanır

Bir kimse, kendi şahsında Allahü teâlânın zatının varlığını, kendi sıfatlarında, cenab-ı Hakkın sıfatlarını, kendi irade ve tasarrufundan, Onun bütün âlemlerdeki tasarrufunu anlayabilir...

Devamını oku...

Nefsi tanımak ve nefsimizle cihad

Önce şunu bildirelim. Uydurma bir hadis iki sebepten kitaba alınır:
1- Kitabın yazarı haindir, İslamiyet’i içeriden yıkmak için uydurma hadisleri kitabına alır...

Devamını oku...

Nefsin fayda ve zararları

Şeytanı da, nefsimizi de, günahı da yaratan Allahü teâlâdır. Sanki niçin yaratıyor gibi bir sual bu. Hikmetlerini bilmesek de kabullenmekten başka çaremiz yoktur...

Devamını oku...

Nefsi terbiye etmek gerekir

Hayvanlarda akıl ve nefs olmadığı için, ihtiyaçlarını bulunca kullanırlar. Yalnız bedenlerine zarar veren, kendilerini inciten şeylerden kaçarlar...

Devamını oku...

Nefs-i emmare ve akl-ı selim

Nefs-i emmare, şehvetlere kavuşmak ve kızdıkları ile dövüşmek için bir ölçü, bir sınır tanımaz. Yaptığı işler, hep aşırı, hep zararlı olur...

Devamını oku...

Nefsin hevasına uymak

Nefsin sevdiği, istediği şeylere heva denir. Nefsin hevasına, şehvetlerine, isteklerine, lezzetlerine tâbi olmak kötü huyların başında gelir...

Devamını oku...

Nefse hakim olmak

Nefsini terbiye eden ona hakim olur. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İnanıp nefsini ıslah edene korku ve üzüntü yoktur.) [Enam 48]...

Devamını oku...

Nefsin hilesi çoktur

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: 
Nefs-i emmareden hasıl olan kötülükler, insanın kendi hastalığıdır...

Devamını oku...

Nefsimizle konuşma

Nefs yaratılışta iyi işlerden kaçıcı, kötülüklere koşucudur ve hep tembellik etmek ve şehvetlerine kavuşmak ister...

Devamını oku...

Nefsi hor tutmak

Tevazu göstermek yapmacık ve gülünç olur. Züğürdün hava atmasına benzer. Tevazu sahibi olmak ise tabiidir...

Devamını oku...

Alışverişle ilgili çeşitli sorular

Evet...

Devamını oku...

Nefs ile cihad

İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: Nefs, mutmainne olunca, kıl kadar azgınlık, taşkınlık yapmaz...

Devamını oku...

Akıl, kalb, nefs ve beyin

Allahü teâlâ insanda görülmeyen üç şey yarattı: Akıl, kalb ve nefs. Varlıklarını eserleriyle yaptıkları işlerle ve dinimizin bildirmesiyle anlıyoruz...

Devamını oku...

İnsanın yeri nedir?

İnsanların dereceleri, bütün mahlûkların tam ortasındadır. İslamiyet’e uyanlar, yükselirler, meleklerden üstün olurlar...

Devamını oku...

Kalb temizliği nasıl olur

Göğsün sol tarafındaki et parçası yürektir. Yürek, hayvanlarda da bulunur. Kalb, yürekte bulunan bir kuvvettir...

Devamını oku...

Kalb, Kâbe’den kıymetli mi?

Evet, üstündür. Kâbe’yi yapan insandır, kalbi ise Allahü teâlâ yaratmıştır. Müminin kalbi için Allah’ın evi denir...

Devamını oku...

Nefse zulmetmek nedir?

Nefs kelimesinin, ruh, can, kan, benlik, iç, kalb, büyüklük, yücelik, irade gibi birçok manası vardır, fakat daha çok iki anlamda kullanılır...

Devamını oku...

Nefsin düşmanlığı

Nefsin gayesi, insanı kâfir yapmaktır. İnsanı en çok, mal ve şöhrete düşkün olmaya zorlar. Mala ve şöhrete düşkünlük, nefisten kaynaklanır...

Devamını oku...

Kalpte iman bulunduğuna alamet

Allahü teâlânın emirlerini yapmamak, günahlardan sakınmamak, kalbin bozuk olmasındandır. Kalbin bozuk olması, İslâmiyete tam inanılmamasıdır...

Devamını oku...

Haramlardan kimler kaçar

Farzları herkes yapabilir, ama haramlardan herkes kaçamaz. Ancak salih kullar kaçar. Dinimizde günah işlememek, ibadet etmekten daha kıymetlidir...

Devamını oku...

Haramdan kurtulmanın en kısa yolu

Her Müslümanın dinimizin emirlerine uyup, yasak ettiklerinden kaçması gerekir. Haramların hepsinden kaçmak çok zordur...

Devamını oku...

Günahtan kaçmak sevaptan önce gelir

Bir haramdan kaçmak, milyonlarca nafile namaz kılmaktan evladır. Haram işleyerek farz, mekruh işleyerek sünnet yapılmaz. Günahtan kaçmak ibadet yapmaktan önce gelir. (U. Besair)...

Devamını oku...

Günah günahı çeker

Günah işleyene sen haklısın denmez. Maalesef günümüzde ibadetlerde ya hep ya hiç mantığı var...

Devamını oku...

Büyük ve küçük günahlar

Büyük günahların sayısı çoktur. İnsan, her günahtan korkup sakınsın diye, büyük günahların hepsi isim olarak açıklanmamıştır...

Devamını oku...

Mekruh işlemek günah mıdır?

Mekruh ikiye ayrılır: Tahrimen mekruh, tenzihen mekruh.
Tahrimen mekruh: Vacibin terkidir...

Devamını oku...

Günah işlemenin insana zararı

Günah işleyen, dünya ve ahirette büyük sıkıntılara maruz kalır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki...

Devamını oku...

Günaha önem vermemek ne demek

Günahı önemsiz saymanın ne demek olduğu çok kimse tarafından bilinmemekte, bu yüzden günahkarlara kâfir denmektedir...

Devamını oku...

Günah işleyene kâfir denmez

Günah işleyen müslümana kâfir denmez. Çünkü Ehl-i sünnete göre, bir insan günah işlemekle kâfir olmaz...

Devamını oku...

Günahkâra şefaat

Bir mümin, çok günah işlese de kâfir olmaz, kâfir olmadığı için şefaate kavuşur. Ahirette yalnız imansızlara şefaat edilmez...

Devamını oku...

Kulun vazifesi ibadet etmektir

Hadis-i şerifler sahihtir. Fakat yanlış yorumlanmaktadır. Evet insan, yalnız ibadeti ile Cennete girmez...

Devamını oku...

Başkasının günahını çekmek

Bu, gıybet etmenin bir cezasıdır. Gıybet eden, gıybet günahı kadar başkalarının günahlarını yüklenir...

Devamını oku...

Kalb ile işlenen günahlar

Kalb ile işlenen altmıştan fazla günah vardır. Bunlardan bazıları kısaca şöyle...

Devamını oku...

Ya hep ya hiç mantığı

Elbette yanlış. Maalesef günümüzde ibadetlerde ya hep ya hiç mantığı var. Ya hep ya hiç imanda olur, günahlarda ve ibadetlerde olmaz...

Devamını oku...

Günahta ısrar nedir

Günahta ısrar demek, hiç pişman olmadan, Allahü teâlâdan çekinmeden günah işlemeye devam etmektir...

Devamını oku...

Ne düşünmeli ki günahtan uzaklaşılsın

Bir kimse, günah işleyeceği zaman, kendisini, Allahü teâlânın hep gördüğünü ve yanında amellerini yazan meleklerin de bulunduğunu düşünmelidir...

Devamını oku...

Elini veren kolunu alamaz

Bir ihtiyaç veya zaruret olmadıkça, sünnetler terk edilmez, mekruh işlenmez. Zaruret varsa, (Zaruretler yasak olan şeyleri mubah kılar)hükmüne göre, sünnet terk edilebilir, mekruh işlenebilir...

Devamını oku...

İyilik ve kötülük

Evet olabilir. Mesela bir iyiliği Eshab-ı kiram işlese, onlara dağlar kadar sevab verilir. İhlası çok olana daha çok sevab verilir...

Devamını oku...

En büyük günah

Hangi ibadet, Allahü teâlânın rızasına kavuşturursa, o en büyük ibadet olur. En büyük günah ise, Allahü teâlânın gazabına sebep olan günahtır...

Devamını oku...

Her şey günah mı?

Hayır, dinimizde her şey günah değildir. Helal olan şeylerin yanında, haramlar çok azdır. Bütün meyveler, sebzeler, zehirli olanları hariç bütün otlar mubahtır...

Devamını oku...

En kötü şeyler

Kötü olan çoktur; fakat bazıları daha kötüdür. Hadis-i şerifte bildirilen birkaçı şöyledir...

Devamını oku...

Günahlar sarhoş etseydi

Hayyam, öteki şiirlerinde şaraba helal diyor; ama bu şiirinde şaraba helal demiyor...

Devamını oku...

Günah ve sevgi

İşin başı Allahü teâlâyı sevip günahlardan kaçmaktır. Allahü teâlâ bir kimseyi severse, iyilere de onu sevdirir...

Devamını oku...

Çirkinin çirkini

Güzelin güzeli olduğu gibi, çirkinin de çirkini olur. İyi işler, güzellikler bazısında daha çok dikkati çeker. Bir hadis-i şerif meali...

Devamını oku...

Bu fetvayı kimden aldın?

Günahı işlemeye karar verince, günaha azmedince sadece karar verme günahı yazılır diyen âlimler varsa da, birçok âlim...

Devamını oku...

Günah işlemeyi düşünmek

Günahı işlemeye karar verince, günaha azmedince sadece karar verme günahı yazılır diyen âlimler varsa da, birçok âlim...

Devamını oku...

Bu fetvayı kimden aldın?

Şiirde, gayrimüslimlerin ürettiği eşarbı almak tenkit ediliyor. Dinimiz, gayrimüslimlerle alışveriş yapmanın caiz olduğunu bildiriyor...

Devamını oku...

Zaruret ve haram

Bu kıyas, dinimize aykırıdır. Bir şey zaruret mi, değil mi, o ayrı şeydir. Eğer zaruretse, zarureti giderecek kadar işlenen haram caizdir...

Devamını oku...

Unutmak özürdür

Unutmanın özür olup olmadığı yerler vardır. Bir hadis-i şerifte de, (Allahü teâlâ, ümmetimin yanlışlıkla, unutarak veya mecburen [zaruretle] işlediği günahları affetmiştir) buyuruluyor. (İbni Mace)...

Devamını oku...

Günahkârın ibadetleri

Sevap işlemekle Cehenneme girmekten kurtulabiliriz, ama haramları karşılayacak çok büyük sevabların olması gerekir....

Devamını oku...

Günaha iyi denmez

Günahı kim işlerse işlesin günah işlemek kötüdür. Günah, Allahü teâlâya isyan etmek demektir. Tevbe etmemek, ısrar etmek ise daha büyük günahtır...

Devamını oku...

Yaldızlı necaset

Haramlar herkese tatlı gelmez. Ancak nefsinin esiri olan günahkârlara tatlı gelir. Haramlar necaset gibidir, fakat üstleri yaldızlanmış, cilalanmış, cazip ve tatlı hâle getirilmiştir...

Devamını oku...

Vücut emaneti

Elbette yanlıştır, çünkü Selefîler nakle itibar etmiyorlar, dini akılla ölçüyorlar. Hâlbuki bir hadis-i şerifte, (Dini akılla ölçmek kadar zararlı bir şey yoktur) buyuruluyor. (Taberanî)...

Devamını oku...