Nefsi terbiye etmek için

Nefsimizi nasıl terbiye edebiliriz?

CEVAP
İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, (Şehvetlerinizi, [yani nefsin arzularını] haramlardan almamaya uğraşın ve bu cihadda sebat edin, dayanın) buyuruyor. Bunun içindir ki, aklı olanlar, din büyükleri, bu dünyanın bir pazar yeri gibi olduğunu ve burada, nefs ile alışverişte olduklarını anlamışlardır. Bu ticarette kâr Cennet, zarar da Cehennemdir. Yani kârı, ebedi saadet, ziyanı da, sonsuz felakettir.

Akıllı kimse nefsini, ticaretteki ortak yerine koyup, gerekli nasihati yapar. Bunlardan altısı şöyle:
1- Ticaret ortağı, insanın para kazanmakta ortağı olduğu gibi, bazen de, hıyanet yapınca, düşmanı olur. Halbuki dünyada kazanılan şeyler geçicidir. Aklı olan, buna kıymet vermez.
Her nefes, kıymetli bir cevher gibidir ki, bunlardan bir hazine yapılabilir.

Akıllı kişi, her gün, nefsine demeli ki:
(Benim sermayem, yalnız ömrümdür. Bu sermaye, o kadar kıymetlidir ki, her çıkan nefes, hiçbir şeyle tekrar ele geçemez ve nefesler sayılıdır, azalmaktadır. Ömür bitince, ticaret sona erer. Ticarete sarılalım ki, vaktimiz azdır. Günlerimiz, o kadar kıymetlidir ki, ecel gelince, bir gün izin istense de ele geçemez. Bugün, bu nimet elimizdedir. Aman nefsim, çok dikkat et de, bu büyük sermayeyi elden kaçırma! Sonra ağlamak fayda vermez. Bugün, ecelin geldiğini, şimdi, o günde bulunduğunu, farz et! O halde, bugünü elden kaçırmaktan, bununla, saadete kavuşmamaktan daha büyük ziyan olur mu? Yarın ölecekmiş gibi haramdan kaç!)

Asi nefsimiz, emirleri yapmak istemez ise de, riyazet yapmak, istediklerini vermemek, ona tesir eder. İşte nefs muhasebesi böyle olur. Resulullah efendimiz, (Akıllı, ölmeden önce hesabını gören, ölümden sonra kendine yarayacak şeyleri yapan kimsedir) ve (Yapacağın her işi, önce düşün, Allahü teâlânın razı olduğu, izin verdiği bir iş ise, onu yap! Böyle değilse, o işten kaç!) buyurdu.

2- Nefsi kontrol edip ondan gafil olmamalı! Ondan gafil olursa, kendi şehvetine ve tembelliğine döner. Allahü teâlânın, her yaptığımız, her düşündüğümüz şeyi bildiğini unutmamalıyız. Bunu bilenin, işleri ve düşünceleri edepli olur. Zaten buna inanmayan kâfirdir. İnanıp da, yapmamak ise, büyük felakettir.

3- Her gün yatarken, o gün yaptığı işler için nefsi hesaba çekmeli, sermayeyi, kâr ve zarardan ayırmalıdır. Sermaye farzlar, kâr da, nafilelerdir. Ziyan ise, günahlardır.

4- Nefsin kusurları görülüp, ona ceza verilmez ise, cesaret bulur, şımarır. Kendisi ile başa çıkılamaz. Şüpheli şey yemiş ise, ceza olarak, aç bırakmalı, yabancı kadınlara bakmış ise, iyi mubahlara baktırmamalı. Hep böyle ceza vermelidir!

5- Büyükler, nefsleri kabahat yapınca, ceza olarak çok ibadet ederlerdi. Mesela bazısı, bir namazda, cemaate yetişmeseydi, bir gece uyumazdı. İbadetleri seve seve yapamayan kimseye en iyi ilaç, salih bir zatın yanında bulunmaktır.

6- Nefsi azarlamalı. Nefs yaratılışta iyi işlerden kaçıcı, kötülüklere koşucudur, tembeldir ve şehvetlerine kavuşmak ister. Dinimiz, nefsimizi, bu huyundan vazgeçirmeyi emrediyor. Bu vazifeyi başarmak için, onu bazen okşamak, bazen zorlamak ve bazen söz ile, iş ile, idare etmek gerekir. Çünkü nefs, öyle yaratılmıştır ki, kendine iyi gelen şeylere koşarken, rastlayacağı güçlüklere sabreder. Nefsin, saadete kavuşmaya mani olan en büyük perdesi, gafleti ve cehaletidir. Gafletten uyandırılıp, saadetinin nelerde olduğu gösterilirse, kabul eder. Zira Allahü teâlâ (Onlara nasihat et! Nasihat, müminlere elbette fayda verir) buyurdu. (Zariyat 55)

Kalb, ruh ile nefs arasındaki bir köprü gibidir. Marifetler, feyzler kalbe ruh vasıtası ile gelir. Kalb, his organlarına da bağlıdır. His organları, ne ile meşgul olursa, kalb ona bağlanır. İnsan güzel bir şey görünce, güzel bir ses duyunca, kalb bunlara bağlanır. Ruha veya nefse tatlı gelenleri sever. Bu sevgi insanın elinde olmaz. Güzel, tatlı demek, kalbe güzel, tatlı gelen şey demektir. İnsan, çok defa hakiki güzelliği anlayamaz. Nefse güzel gelen ile, ruha güzel geleni karıştırır. Ruh kuvvetli ise, gerçek güzelliği anlayıp, onu sever, bağlanır. Âyet-i kerimeler, hadis-i şerifler, evliyanın sözleri gibi kıymetli şeyler, aslında güzeldir. Çok tatlıdır. Kalbin nefse bağlılığı azalıp nefsin elinden kurtulunca, bunları okuduğu, duyduğu zaman, bunların güzelliğini anlar ve bağlanır da, insanın haberi olmaz. İbadetleri yapınca, Allahü teâlâyı sever.

Kalbi, nefsin elinden kurtarmak için, nefsi ezmek, kalbi kuvvetlendirmek gerekir. Bu da, Resulullah efendimize uymakla olur. Kalbini, nefsinin pençesinden kurtaran kimse, bir evliyanın Resulullahın vârisi, Allah’ın sevgili kulu olduğunu anlar. Allahü teâlâyı çok sevdiği için, Allahü teâlânın sevdiğini de çok sever.

Nefsin hoşuna gidenler
Sual:
 Nefsimizin hoşuna giden şeylerin hapsi haram mıdır?
CEVAP
Nefsimiz kâfirdir. Haramlar ve mekruhlar onun hoşuna gider. Farzlar ve sünnetler hoşuna gitmez. Namaz kılmak ve oruç tutmak gibi ibadetleri yapmak istemez. Gıdası haramlardır. Haramları sever hep. Riyazet ve mücahede yapan nefsiyle savaşmış olur. Riyazet, nefsin arzularını yapmamaktır. Mücahede, nefsin istemediği şeyleri yapmak demektir. Bir hadis-i şerif meali:

(Cennet, dünyada nefsin sevmediği şeylerle, Cehennem de nefsin arzu ettikleriyle bezenip süslenmiştir.) [Buhari, Müslim]

Nefsin gıdası haramlardır
Sual:
 (Nefsimiz, Allah'a düşmandır, gıdası da günahlardır) deniyor. O zaman nefsimiz günah işlemezse, gıdasız kalır. Gıdasız kalınca da ölmez mi?
CEVAP
Nefsimiz zayıflarsa da ölmez. Günahlar, nefsi besler, kuvvetlendirir. Kuvvetlenen nefis, İslamiyet’e saldırır. Nefsimiz, her çeşit çalgıyla keyiflenmekte, şehvânî ve hayvânî arzular kuvvetlenmektedir. Ruhun gıdası olan, kalbleri temizleyen ve nefsin arzularını yok eden, ibadetler unutulmaktadır.

Nefsimizin normal gıdalara, elbiseye, barınacak yere de ihtiyacı olur. Bu şeyleri fazlasıyla yapmak ona tatlı gelir. Nefsin bu isteklerine (Şehvet) denir. Şehveti, akla uymadan, ihtiyaçtan fazla yapması, kalbe, bedene ve başkalarına zarar verir, günah olur. Hep bedeni için çalışarak, nefsini kuvvetlendiren, hayvandan aşağı olur.

Nefsimiz, kendine tatlı gelen şeylere düşkündür. Bunların iyi kötü, faydalı zararlı olmasını düşünmez. Arzuları, İslamiyet’e aykırı olur. İslamiyet’in yasak ettiği şeyleri yapmak, nefsi kuvvetlendirir. Daha beterini yaptırmak ister. Kötü ve zararlı şeyleri, iyi gösterip, kalbi aldatır. Kalbe bunları yaptırarak, zevklerine kavuşmak için çalışır. Kalbin nefse aldanarak, kötü huylu olmaması için, dinimizin emirlerine uyarak kalbi kuvvetlendirmeli ve nefsi zayıflatmalıdır. Aklı kuvvetlendirmek, İslam bilgilerini okuyup, öğrenmekle olduğu gibi, kalbin, temizlenip kuvvetlenmesi de, dinimize uymakla olur. Günah işleyenin kalbi temiz olmaz.

Bedenin bir yaşayışı ve gıdası olduğu gibi, ruhun da bir hayatı ve gıdası vardır. Ruhun gıdası, mâsivâyı, yani Allahü teâlâdan gayrı her şeyi unutarak, Allahü teâlâyı zikretmektir. Onun rızasına kavuşmak için, nefsin şehvetlerini, riyazet vasıtasıyla zayıflatmak ve ruhu, Onun ismini zikrederek [söyleyerek] kuvvetlendirmekten başka çare yoktur. Bir kimsenin bir başkasına olan sevgisi, onu çok hatırlamasından anlaşılır. Çünkü kişinin sevdiğini çok anması tabiîdir. Kara sevda denilen şiddetli aşk sahibi, kendini unutup her an ve her şartta, hep sevdiğinin ismini söyler, hep onu hatırlar. Mümin de, Allahü teâlâyı unutmamaya çalışmalıdır.

Sual: Bir Müslümanın, nefsinin İslâmiyetin dışına çıkmaması, azgınlık yapmaması için ne yapması gerekir?
Cevap:
 Nefsin İslâmiyetin dışına, çıkmasını, taşmasını önlemek için, onunla iki cihad vardır:
Birincisi, ona uymamak, onun arzularını yapmamaktır. Buna, Riyâzetçekmek denir. Riyâzet, vera ve takva ile olur. Takva, haramlardan sakınmaktır. Vera, haramlardan ve mubahları ihtiyaçtan fazla kullanmaktan da sakınmaktır.

Cihadın ikincisi, nefsin istemediği şeyleri yapmaktır. Buna Mücâhededenir. Bütün ibadetler mücâhededir. Bu iki cihad, nefsi terbiye eder. İnsanı olgunlaştırır, ruhları kuvvetlendirir. Sıddıkların, şehitlerin ve salihlerin yoluna kavuşturur. Allahü teâlâ kullarının ibadetlerine muhtaç değildir. Kullarının günah işlemesi Ona hiç zarar vermez. Kullarının nefslerini terbiye etmek, nefsle cihad etmek için bunları emir etmiştir.

Sual: Bir Müslümana, nafile olarak oruç tutmak mı yoksa İslâmiyetin emirlerini öğrenip uymak mı daha faydalıdır?
Cevap:
 Bu konuda İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
“İnsanlar, riyazet çekmek deyince, açlık çekmeyi ve oruç tutmayı anladılar. Halbuki, dinimizin emrettiği kadar yemek için dikkat etmek, binlerce sene nafile oruç tutmaktan daha güç ve daha faydalıdır. Bir kimsenin, önündeki yiyeceklerden, dinimizin emrettiği kadar yemesi, fazlasını bırakması, şiddetli bir riyazettir ve diğer riyazetlerden çok üstündür.”

 

Dünya nedir?

Ölümden önce olan her şeye dünya denir. Bunlardan, ölümden sonra faydası olanlar, dünyadan sayılmaz, ahiretten sayılır...

Devamını oku...

Dünya sevgisi günahların başıdır

Dinimiz, dünyaya da, ahirete de çalışmayı emretmektedir. Kur'an-ı kerimde mealen (Dünyadan da nasibini unutma!) buyuruluyor...

Devamını oku...

Gafletten kurtulmak nasıl olur

Dini kelimelerin sözlük manasına değil, ıstılah manasına bakmak gerekir. Gaflet, Allahü teâlâyı unutmak demektir...

Devamını oku...

Dünya iş ve kazanç yeridir

İnsan, dünyaya oyun ve eğlence için gelmemiştir. Dünya iş ve kazanç yeridir. Peygamber efendimiz, (Dünya ahiretin tarlasıdır)buyurmaktadır...

Devamını oku...

Huzurlu ve mesut olmanın yolu

Dünyada, dertsiz, sıkıntısız insan yoktur. Dünya, mümin için huzur yeri değildir. Azap yeri de değildir...

Devamını oku...

İnsan niçin yaratıldı

Kur’an-ı kerimde, (İnsanları bana kulluk etmeleri için yarattım) buyuruluyor. İnananlar kulluk edip şerefleniyorlar...

Devamını oku...

Herkesin çektiği, kendi cezası

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlânın feyzleri, nimetleri, ihsanları, yani iyilikleri, her an, insanların iyisine, kötüsüne herkese gelmektedir...

Devamını oku...

Eşit yaratılmayışın sebebi

İnsanın yaratılış gayesi bilinmeyince, dünyadaki hadiselerin sebebi anlaşılamaz...

Devamını oku...

Dünyayı terk etmek

Dünyayı terk etmek çalışmayıp oturmak demek değildir.Dünyayı terk etmek, iki türlü olur...

Devamını oku...

Dünya mümine zindandır

Birinci söz doğrudur. İkinci söz yanlıştır. Allahü teâlâ sevdiklerine sevdiği nispetinde ağır belalar gönderir...

Devamını oku...

Nefs nedir?

Kalb, göğsümüzün sol tarafındaki et parçası değildir. Buna, yürek denir. Yürek, hayvanlarda da bulunur...

Devamını oku...

Nefsi temizlemek ve hakiki iman

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Nefs-i emmare, dine inanmaz. Bunun için nefsi tezkiye etmek, kötülüklerden temizlemek ve faziletlerle doldurmak gerekir...

Devamını oku...

Nefsi terbiye etmek için

İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, (Şehvetlerinizi, [yani nefsin arzularını] haramlardan almamaya uğraşın ve bu cihadda sebat edin, dayanın) buyuruyor...

Devamını oku...

İzzet-i nefsime dokundu demek

Nefs kelimesi, yirmiyi aşkın anlamda kullanılmakta ise de daha çok iki anlamı vardır. Biri kâfir olan nefstir...

Devamını oku...

Nefsini tanıyan Rabbini tanır

Bir kimse, kendi şahsında Allahü teâlânın zatının varlığını, kendi sıfatlarında, cenab-ı Hakkın sıfatlarını, kendi irade ve tasarrufundan, Onun bütün âlemlerdeki tasarrufunu anlayabilir...

Devamını oku...

Nefsi tanımak ve nefsimizle cihad

Önce şunu bildirelim. Uydurma bir hadis iki sebepten kitaba alınır:
1- Kitabın yazarı haindir, İslamiyet’i içeriden yıkmak için uydurma hadisleri kitabına alır...

Devamını oku...

Nefsin fayda ve zararları

Şeytanı da, nefsimizi de, günahı da yaratan Allahü teâlâdır. Sanki niçin yaratıyor gibi bir sual bu. Hikmetlerini bilmesek de kabullenmekten başka çaremiz yoktur...

Devamını oku...

Nefsi terbiye etmek gerekir

Hayvanlarda akıl ve nefs olmadığı için, ihtiyaçlarını bulunca kullanırlar. Yalnız bedenlerine zarar veren, kendilerini inciten şeylerden kaçarlar...

Devamını oku...

Nefs-i emmare ve akl-ı selim

Nefs-i emmare, şehvetlere kavuşmak ve kızdıkları ile dövüşmek için bir ölçü, bir sınır tanımaz. Yaptığı işler, hep aşırı, hep zararlı olur...

Devamını oku...

Nefsin hevasına uymak

Nefsin sevdiği, istediği şeylere heva denir. Nefsin hevasına, şehvetlerine, isteklerine, lezzetlerine tâbi olmak kötü huyların başında gelir...

Devamını oku...

Nefse hakim olmak

Nefsini terbiye eden ona hakim olur. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İnanıp nefsini ıslah edene korku ve üzüntü yoktur.) [Enam 48]...

Devamını oku...

Nefsin hilesi çoktur

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: 
Nefs-i emmareden hasıl olan kötülükler, insanın kendi hastalığıdır...

Devamını oku...

Nefsimizle konuşma

Nefs yaratılışta iyi işlerden kaçıcı, kötülüklere koşucudur ve hep tembellik etmek ve şehvetlerine kavuşmak ister...

Devamını oku...

Nefsi hor tutmak

Tevazu göstermek yapmacık ve gülünç olur. Züğürdün hava atmasına benzer. Tevazu sahibi olmak ise tabiidir...

Devamını oku...

Alışverişle ilgili çeşitli sorular

Evet...

Devamını oku...

Nefs ile cihad

İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: Nefs, mutmainne olunca, kıl kadar azgınlık, taşkınlık yapmaz...

Devamını oku...

Akıl, kalb, nefs ve beyin

Allahü teâlâ insanda görülmeyen üç şey yarattı: Akıl, kalb ve nefs. Varlıklarını eserleriyle yaptıkları işlerle ve dinimizin bildirmesiyle anlıyoruz...

Devamını oku...

İnsanın yeri nedir?

İnsanların dereceleri, bütün mahlûkların tam ortasındadır. İslamiyet’e uyanlar, yükselirler, meleklerden üstün olurlar...

Devamını oku...

Kalb temizliği nasıl olur

Göğsün sol tarafındaki et parçası yürektir. Yürek, hayvanlarda da bulunur. Kalb, yürekte bulunan bir kuvvettir...

Devamını oku...

Kalb, Kâbe’den kıymetli mi?

Evet, üstündür. Kâbe’yi yapan insandır, kalbi ise Allahü teâlâ yaratmıştır. Müminin kalbi için Allah’ın evi denir...

Devamını oku...

Nefse zulmetmek nedir?

Nefs kelimesinin, ruh, can, kan, benlik, iç, kalb, büyüklük, yücelik, irade gibi birçok manası vardır, fakat daha çok iki anlamda kullanılır...

Devamını oku...

Nefsin düşmanlığı

Nefsin gayesi, insanı kâfir yapmaktır. İnsanı en çok, mal ve şöhrete düşkün olmaya zorlar. Mala ve şöhrete düşkünlük, nefisten kaynaklanır...

Devamını oku...

Kalpte iman bulunduğuna alamet

Allahü teâlânın emirlerini yapmamak, günahlardan sakınmamak, kalbin bozuk olmasındandır. Kalbin bozuk olması, İslâmiyete tam inanılmamasıdır...

Devamını oku...

Haramlardan kimler kaçar

Farzları herkes yapabilir, ama haramlardan herkes kaçamaz. Ancak salih kullar kaçar. Dinimizde günah işlememek, ibadet etmekten daha kıymetlidir...

Devamını oku...

Haramdan kurtulmanın en kısa yolu

Her Müslümanın dinimizin emirlerine uyup, yasak ettiklerinden kaçması gerekir. Haramların hepsinden kaçmak çok zordur...

Devamını oku...

Günahtan kaçmak sevaptan önce gelir

Bir haramdan kaçmak, milyonlarca nafile namaz kılmaktan evladır. Haram işleyerek farz, mekruh işleyerek sünnet yapılmaz. Günahtan kaçmak ibadet yapmaktan önce gelir. (U. Besair)...

Devamını oku...

Günah günahı çeker

Günah işleyene sen haklısın denmez. Maalesef günümüzde ibadetlerde ya hep ya hiç mantığı var...

Devamını oku...

Büyük ve küçük günahlar

Büyük günahların sayısı çoktur. İnsan, her günahtan korkup sakınsın diye, büyük günahların hepsi isim olarak açıklanmamıştır...

Devamını oku...

Mekruh işlemek günah mıdır?

Mekruh ikiye ayrılır: Tahrimen mekruh, tenzihen mekruh.
Tahrimen mekruh: Vacibin terkidir...

Devamını oku...

Günah işlemenin insana zararı

Günah işleyen, dünya ve ahirette büyük sıkıntılara maruz kalır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki...

Devamını oku...

Günaha önem vermemek ne demek

Günahı önemsiz saymanın ne demek olduğu çok kimse tarafından bilinmemekte, bu yüzden günahkarlara kâfir denmektedir...

Devamını oku...

Günah işleyene kâfir denmez

Günah işleyen müslümana kâfir denmez. Çünkü Ehl-i sünnete göre, bir insan günah işlemekle kâfir olmaz...

Devamını oku...

Günahkâra şefaat

Bir mümin, çok günah işlese de kâfir olmaz, kâfir olmadığı için şefaate kavuşur. Ahirette yalnız imansızlara şefaat edilmez...

Devamını oku...

Kulun vazifesi ibadet etmektir

Hadis-i şerifler sahihtir. Fakat yanlış yorumlanmaktadır. Evet insan, yalnız ibadeti ile Cennete girmez...

Devamını oku...

Başkasının günahını çekmek

Bu, gıybet etmenin bir cezasıdır. Gıybet eden, gıybet günahı kadar başkalarının günahlarını yüklenir...

Devamını oku...

Kalb ile işlenen günahlar

Kalb ile işlenen altmıştan fazla günah vardır. Bunlardan bazıları kısaca şöyle...

Devamını oku...

Ya hep ya hiç mantığı

Elbette yanlış. Maalesef günümüzde ibadetlerde ya hep ya hiç mantığı var. Ya hep ya hiç imanda olur, günahlarda ve ibadetlerde olmaz...

Devamını oku...

Günahta ısrar nedir

Günahta ısrar demek, hiç pişman olmadan, Allahü teâlâdan çekinmeden günah işlemeye devam etmektir...

Devamını oku...

Ne düşünmeli ki günahtan uzaklaşılsın

Bir kimse, günah işleyeceği zaman, kendisini, Allahü teâlânın hep gördüğünü ve yanında amellerini yazan meleklerin de bulunduğunu düşünmelidir...

Devamını oku...

Elini veren kolunu alamaz

Bir ihtiyaç veya zaruret olmadıkça, sünnetler terk edilmez, mekruh işlenmez. Zaruret varsa, (Zaruretler yasak olan şeyleri mubah kılar)hükmüne göre, sünnet terk edilebilir, mekruh işlenebilir...

Devamını oku...

İyilik ve kötülük

Evet olabilir. Mesela bir iyiliği Eshab-ı kiram işlese, onlara dağlar kadar sevab verilir. İhlası çok olana daha çok sevab verilir...

Devamını oku...

En büyük günah

Hangi ibadet, Allahü teâlânın rızasına kavuşturursa, o en büyük ibadet olur. En büyük günah ise, Allahü teâlânın gazabına sebep olan günahtır...

Devamını oku...

Her şey günah mı?

Hayır, dinimizde her şey günah değildir. Helal olan şeylerin yanında, haramlar çok azdır. Bütün meyveler, sebzeler, zehirli olanları hariç bütün otlar mubahtır...

Devamını oku...

En kötü şeyler

Kötü olan çoktur; fakat bazıları daha kötüdür. Hadis-i şerifte bildirilen birkaçı şöyledir...

Devamını oku...

Günahlar sarhoş etseydi

Hayyam, öteki şiirlerinde şaraba helal diyor; ama bu şiirinde şaraba helal demiyor...

Devamını oku...

Günah ve sevgi

İşin başı Allahü teâlâyı sevip günahlardan kaçmaktır. Allahü teâlâ bir kimseyi severse, iyilere de onu sevdirir...

Devamını oku...

Çirkinin çirkini

Güzelin güzeli olduğu gibi, çirkinin de çirkini olur. İyi işler, güzellikler bazısında daha çok dikkati çeker. Bir hadis-i şerif meali...

Devamını oku...

Bu fetvayı kimden aldın?

Günahı işlemeye karar verince, günaha azmedince sadece karar verme günahı yazılır diyen âlimler varsa da, birçok âlim...

Devamını oku...

Günah işlemeyi düşünmek

Günahı işlemeye karar verince, günaha azmedince sadece karar verme günahı yazılır diyen âlimler varsa da, birçok âlim...

Devamını oku...

Bu fetvayı kimden aldın?

Şiirde, gayrimüslimlerin ürettiği eşarbı almak tenkit ediliyor. Dinimiz, gayrimüslimlerle alışveriş yapmanın caiz olduğunu bildiriyor...

Devamını oku...