Nefs nedir?

Kalb, yürek, gönül, nefs hakkında bilgi verir misiniz?

CEVAP
Kalb, göğsümüzün sol tarafındaki et parçası değildir. Buna, yürek denir. Yürek, hayvanlarda da bulunur. Kalb, yürekte bulunan bir kuvvettir. Görülmez. Ampulde bulunan elektrik cereyanı gibidir. Buna, gönül diyoruz. Ampul yürek ise, ışığı da kalbdir, buna gönül de denir.

Gönül insanlarda bulunur, hayvanlarda bulunmaz. Bedendeki bütün aza, kalbin emrindedir. His uzuvlarımızın duydukları bütün bilgiler kalbde toplanır. İnsanın, inanmak, sevmek, korkmak, kalbindedir. İtikad eden, yani iman eden, kâfir olan, kalbdir. Kalbi temiz olan, dine uyar. Kalbi kötü olan dinden kaçar. Güzel, iyi ahlakın ve kötü huyların yeri kalbdir. Allahü teâlâ dinlerini Peygamberleri, kalbi temizlemek için gönderdi. Kalbi temiz olan, herkese iyilik eder. Dünyada rahat, huzur içinde yaşarlar. Ahirette de, ebedi, sonsuz saadete kavuşurlar.

Yürekli cesur demek iken, kalbi var veya kalbli demek yüreği hasta demektir. Yüreksiz, cesaretsiz, korkak demek iken, kalbsiz, merhametsiz demektir. Gönül kalb demek ise de, gönülsüz demek, kalbsiz demek değildir. Gönülsüz isteksiz demektir. Türkçe’den başka dile tercüme yapılırken, kalb eşittir yürek diye tercüme edilirse tuhaflıklar olur. İşte Arapça’dan veya başka dillerden Türkçe’ye tercüme yapılınca bu incelikler bilinmezse gariplikler ortaya çıkar.

Gönül bir de nefs anlamında kullanılır. Nefs kelimesi, yirmiyi aşkın anlamda kullanılmaktadır. Ruh, can, kan, benlik, iç, kalb, büyüklük, yücelik, irade gibi. Fakat daha çok iki anlamı vardır: 

Birincisi
, bir şeyin özü, kendisi, kişi. Mesela, Kur'an-ı kerimde, (Her nefs, ölümü tadıcıdır) buyuruluyor. 

İkincisi
, dine uymayan isteklerin kaynağı olarak kullanılır. Buna nefs-i emmare de denir. Bu nefs, Allahü teâlânın düşmanıdır. Mesela hadis-i kudside (Nefsine düşmanlık et, çünkü o benim düşmanımdır)buyurulmuştur. 

Sual:
 Nefsimizin mahiyeti nedir?
CEVAP
Allahü teâlâ insanda üç şey yarattı: Akıl, kalb ve nefs. Bunların hiçbiri görülmez. Varlıklarını eserleri ile, yaptıkları işlerle ve dinimizin bildirmesi ile anlıyoruz. Akıl ve nefs dimağımızda, kalb, yüreğimizdedir. Bunlar, madde değildir, yer kaplamazlar. Buralarda bulunmaları, elektriğin ampulde bulunması gibidir. Peygamberler ve veliler hariç, herkesin nefsi, çok kötüdür. Bu kötü nefse, (nefs-i emmare) denir ki, kötülüklere sürükleyen nefs demektir.

İnsanın en büyük düşmanı nefsidir. Daha sonra kötü arkadaş ve şeytan gelir. Kötü arkadaş ve şeytan da nefse tesir ederek insana zarar vermeye çalışırlar. Onun için nefsin, emmarelikten temizlenmesi gerekir. Çünkü nefs, kâfirdir, daima Allahü teâlâya isyan etmek ister.

Şeytan, verdiği vesveseye insanın uymadığını görünce, bundan vazgeçer, başka bir vesvese verir. Âlimler, şeytanı köpeğe benzetmiştir. Köpek kovalanınca kaçar ise de, başka taraftan yine gelir. Nefs-i emmare ise kaplan gibidir, saldırması ancak öldürmekle biter. Nefsimiz de ölünceye kadar yakamızı bırakmaz. Bunun için nefsi tanımak ve zararlarından korunmak gerekir.

İmam-ı Maverdi hazretleri buyuruyor ki:
(Nefsin terbiyesi zaruridir. Hadis-i şerifte, (İnsanın en kuvvetli düşmanı nefsidir, sonra çoluk çocuğu gelir) buyuruldu. Kur'an-ı kerimde de mealen, (Nefs-i emmare, elbette günahları, kötülükleri emreder) buyuruluyor. (Yusuf 53)

Nefsini terbiye edemeyen, ona uyan acizdir, ahmaktır. Hadis-i şeriflerde, (Asıl kahraman, nefsini yenendir), (Aklın alameti, nefse galip ve hakim olmak ve öldükten sonra gereken olanları hazırlamaktır. Ahmaklık alameti nefse uyup, Allah’tan af ve merhamet beklemektir) buyuruldu. Hazret-i Âişe validemiz, (İnsan Rabbini ne zaman tanır?) diye sual edince, Peygamber efendimiz, (Nefsini tanıdığı zaman) buyurdu.. (Edeb-üd-dünya)

Nefs-i emmare ile cihad, iki yolla olur: 
1- Riyazet, 
2- Mücahede. 

Riyazet, nefsin arzularını yapmamak demektir. Nefs ahmak olduğu için her istediği kendi zararınadır. Nefs daima haramları ister. Mücahede ise, nefsin istemediği şeyleri yapmaktır. Nefsimiz, iyilik ve ibadet etmemizi istemez. Nefse, günahlardan kaçmak, ibadet etmekten daha güç gelir. Onun için günahtan kaçmak daha sevaptır.

Nefs, dünya zevklerine, lezzetlerine düşkündür. Bunların iyi, fena, faydalı, zararlı olduklarını düşünmez. Arzuları, dinimizin emirlerine uygun olmaz. Dinimizin yasak ettiği şeyleri yapmak, nefsi kuvvetlendirir. Daha beterini yaptırmak ister. Fena, zararlı şeyleri, iyi gösterip, kalbi aldatır. Kalbe bunları yaptırarak, zevklerine kavuşmak için çalışır. Kalbin nefse aldanmaması için, kalbi kuvvetlendirmek ve nefsi zayıflatmak gerekir.

Aklı kuvvetlendirmek, İslam bilgilerini okuyup, öğrenmekle olduğu gibi, kalbin kuvvetlenmesi, yani temizlenmesi de, dinimize uymakla olur. Dinimize uymak için, ihlas gerekir. İhlas, işleri, ibadetleri, Allahü teâlâ emrettiği için yapmaktır. Kalbin zikretmesi ile, yani Allah ismini çok söylemesi ile ihlas hasıl olur.

Dinimize uymak, kalbi kuvvetlendirdiği gibi, nefsi zayıflatır. Bu sebeple nefs, kalbin dinimize uymasını istemez. Dinsiz, imansız olmasını ister. Aklına uymayıp, nefsine uyan, bunun için dinsiz olmaktadır. Allahü teâlânın, kullarının ibadetlerine ihtiyacı olmadığı için, kulların işleyeceği günahlar da Ona zarar vermez. Nefslerini terbiye etmeleri, nefsle cihad etmeleri ve böylece Cennete girmeleri için kullarına bunları emrediyor:
(Cenab-ı Haktan korkup, nefsini kötü arzulardan uzaklaştıranların varacakları yer, muhakkak Cennettir.) [Naziat 40, 41]

Dine uyan, arzusuna kavuşur. Kur'an-ı kerimde mealen, (Nefsine uyanlardan, doğru yolu arayanları, saadete ulaştıran yollara kavuştururuz) buyuruldu. (Ankebut 69 Tefsir-i Azizi

İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki: 
İnsanda kötü vasıfları toplayan nefsle cihad etmek, onu kırmak gerekir. Hadis-i şerifte, (Senin en büyük düşmanın, seni çepeçevre kuşatan nefsindir) buyuruldu. Peygamber efendimiz bir savaştan dönünce de, (Küçük cihaddan büyük cihada döndük) buyurdu. Eshab-ı kiram, (Ya Resulallah büyük cihad nedir?) diye sual edince, Peygamber efendimiz, (Nefsle cihaddır) buyurdu. [Deylemi, Beyheki, Hatibi Bağdadi, İ. Gazali, İ. Süyuti]

Nefsi her zaman aşağılamak gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Nefsini zelil eden, dinini aziz etmiş, nefsini aziz eden de dinini aşağılamış olur.) [Ebu Nuaym] 

Sual: Cennette nefs olmadığı bildiriliyor. Hâlbuki, (Ey mutmaine olan nefs! Sen ondan, o da senden razı olarak rabbine dön! Benim kullarımın arasına katıl, Cennetime gir!) [Fecr 27–30] mealindeki âyetler, nefsin de Cennete gireceğini göstermiyor mu? Bir de Allah ne diye benim kullarım diyor? Allah’tan başkasının da mı kulu var? Nefsin Allah'tan razı olması ne demek?
CEVAP
Nefs, kelimesinin birçok manası var. Burada ruh, can, insan anlamındadır. Bildiğimiz nefs değildir. Bunun için doğru anlamı şöyle olur:
(Ey huzura kavuşan ruh, sen ondan, o da senden razı olarak rabbine dön! Benim [salih] kullarımın arasına katılıp Cennetime gir!) [Fecr 27-30]

(Sen ondan, o da senden razı olarak) 
demek, imanlı olduğun için Allah senden razıdır. Sana da Cennette öyle nimetler verecek ki sen de Allah’tan razı olacaksın demektir.

Benim kullarım
 ifadesi bir tabirdir. Benim adamım, benim sağ kolum gibi. Cenab-ı Hak, şeytana diyor ki: (Benim kullarıma senin hâkimiyetin yoktur.) [İsra–65]

İyiler de kötüler de Allahü teâlânın kulu olduğu halde salih kimseler için (Benim kulum) buyuruyor. Demek ki Rabbimizin (Benim kulum)dediği salih kimselerdir. Paraya, kötü arzularına kul olanlar için de buyuruyor ki: (Hevasını ilah edinenler...) [Casiye 23] 

Cenab-ı hak bunlar için benim kulum buyurmuyor, bunlar hevasının kulu buyuruyor. Onları Allah yarattığı halde başkalarını ilah edinmiş, onlara tapıyorlar. Bunlar nefs-i mutmaine değildir.

İnsanın nefsi kâfirdir
Sual: İnsan için (Nankör, mala düşkün, cimri, zâlim olduğu gibi, nefsi kâfir ve kalbi de hastadır) deniyor. O zaman insan, Allah düşmanı olan kâfir nefsiyle, hasta kalbiyle, nankör ve cimri gibi kötü sıfatlarla nasıl doğru yolu bulup Cennete gider?
CEVAP
Denilenlerin hepsi Kur’an-ı kerimde vardır. İnsan bu denilenler gibidir. Nefsimiz kâfir olarak yaratılmış ve Allahü teâlânın düşmanıdır, hep haramlardan zevk alır. Bir hadis-i şerif:
(Hak teâlâ, “Nefsine düşmanlık et, çünkü o benim düşmanımdır” buyurdu.) [Mek. Rabbânî]

Bir âyet-i kerime meali:
(Nefs-i emmare, elbette günahları, kötülükleri emreder.) [Yusuf 53]

Allahü teâlâ, kâfir nefsi yarattığı gibi, aklı da yarattı. Akıl, doğruyu yanlıştan, hakkı bâtıldan ayıran bir kuvvettir. Kalb, akla uyup, nefs terbiye edilirse, zararı önlenmiş olur. Kalbin nefse aldanmaması, ona uymaması, nefsimizle cihad-ı ekber olur. Allahü teâlâ cihad edenlere, Cennette yüksek dereceler vereceğini bildiriyor. Nefsimiz, insanların cihad sevabına kavuşmalarına, meleklerden üstün olmalarına sebep olmaktadır. Görüldüğü gibi nefsimiz, iki tarafı keskin bıçak gibidir. Günah da işleyebilir, cihad da edebilir.
Hem de, zehirli ilaç gibidir. Doktorun tavsiyesine göre kullanan, bundan fayda kazanır. Aşırı kullanan helak olur. İslamiyet, nefsin helak edilmesini, yok edilmesini değil, terbiye edilmesini, ondan istifade edilmesini emretmektedir. Terbiye edilerek kullanılırsa, bu olumsuzluklar yok edilebilir.

İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: Tasavvuf yolunda olmaktan maksat, nefsi tezkiye ve kalbi tasfiye etmek, yani nefsi ve kalbi hastalıklardan kurtarmaktır. Bekara sûresinde, (Kalblerinde hastalık vardır) mealindeki onuncu âyet-i kerimede bildirilen hastalık tedavi edilmedikçe, hakiki imana kavuşulamaz.

Yer üstünde, yer altında ve gökte bulunan her şey insanoğlu için yaratılmıştır. Teneffüs ettiğimiz havanın bile şükrünü eda etmekten âciziz. İnsan kendine sayılamayacak kadar nimet verdiği hâlde, Allah'a karşı nankörlük yapıyor. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah’ın [bunca] nimetini saymaya kalksanız sayamazsınız. Doğrusu insan, çok zâlim, çok nankördür!) [İbrahim 34]

Daha birçok âyet-i kerimede insanın nankör olduğu bildirilmiştir.

Âdiyat sûresinin 8. âyetinde bildirildiği gibi insan, mala mülke pek düşkündür. Üstelik de cimridir. İsra sûresinin 100. âyetinde, Allahü teâlânın rahmet hazineleri verilse bile insanın yine cimrilik yapacağı bildiriliyor. İnsanın kendini ihtiyaçsız hissedince azgınlık yapacağı, Alak sûresinin 6. ve 7. âyetinde bildirilmektedir.

Bizi yaratan Rabbimiz, elbette bizi bizden daha iyi bilir. Yukarıda insanın bazı kötü vasıfları anlatılmıştır. Hastalığı veren Allahü teâlâ, bunların devasını da yaratmıştır. Allahü teâlânın emir ve yasaklarına riayet edince, kurtuluş ümidi fazlalaşır. İnsan sadece namazı doğru kılsa, yukarıda bildirilen bütün kötülüklerden kurtulur. Bir âyet-i kerime meali:
(Namaz, münker ve fahşadan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan her türlü kötülükten, her türlü günahtan] alıkoyar.) [Ankebut 45]

O hâlde yapılacak iş, nefse uymamak, günahlardan kaçmak ve namazı doğru kılmaktır.

Dünya nedir?

Ölümden önce olan her şeye dünya denir. Bunlardan, ölümden sonra faydası olanlar, dünyadan sayılmaz, ahiretten sayılır...

Devamını oku...

Dünya sevgisi günahların başıdır

Dinimiz, dünyaya da, ahirete de çalışmayı emretmektedir. Kur'an-ı kerimde mealen (Dünyadan da nasibini unutma!) buyuruluyor...

Devamını oku...

Gafletten kurtulmak nasıl olur

Dini kelimelerin sözlük manasına değil, ıstılah manasına bakmak gerekir. Gaflet, Allahü teâlâyı unutmak demektir...

Devamını oku...

Dünya iş ve kazanç yeridir

İnsan, dünyaya oyun ve eğlence için gelmemiştir. Dünya iş ve kazanç yeridir. Peygamber efendimiz, (Dünya ahiretin tarlasıdır)buyurmaktadır...

Devamını oku...

Huzurlu ve mesut olmanın yolu

Dünyada, dertsiz, sıkıntısız insan yoktur. Dünya, mümin için huzur yeri değildir. Azap yeri de değildir...

Devamını oku...

İnsan niçin yaratıldı

Kur’an-ı kerimde, (İnsanları bana kulluk etmeleri için yarattım) buyuruluyor. İnananlar kulluk edip şerefleniyorlar...

Devamını oku...

Herkesin çektiği, kendi cezası

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlânın feyzleri, nimetleri, ihsanları, yani iyilikleri, her an, insanların iyisine, kötüsüne herkese gelmektedir...

Devamını oku...

Eşit yaratılmayışın sebebi

İnsanın yaratılış gayesi bilinmeyince, dünyadaki hadiselerin sebebi anlaşılamaz...

Devamını oku...

Dünyayı terk etmek

Dünyayı terk etmek çalışmayıp oturmak demek değildir.Dünyayı terk etmek, iki türlü olur...

Devamını oku...

Dünya mümine zindandır

Birinci söz doğrudur. İkinci söz yanlıştır. Allahü teâlâ sevdiklerine sevdiği nispetinde ağır belalar gönderir...

Devamını oku...

Nefs nedir?

Kalb, göğsümüzün sol tarafındaki et parçası değildir. Buna, yürek denir. Yürek, hayvanlarda da bulunur...

Devamını oku...

Nefsi temizlemek ve hakiki iman

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Nefs-i emmare, dine inanmaz. Bunun için nefsi tezkiye etmek, kötülüklerden temizlemek ve faziletlerle doldurmak gerekir...

Devamını oku...

Nefsi terbiye etmek için

İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, (Şehvetlerinizi, [yani nefsin arzularını] haramlardan almamaya uğraşın ve bu cihadda sebat edin, dayanın) buyuruyor...

Devamını oku...

İzzet-i nefsime dokundu demek

Nefs kelimesi, yirmiyi aşkın anlamda kullanılmakta ise de daha çok iki anlamı vardır. Biri kâfir olan nefstir...

Devamını oku...

Nefsini tanıyan Rabbini tanır

Bir kimse, kendi şahsında Allahü teâlânın zatının varlığını, kendi sıfatlarında, cenab-ı Hakkın sıfatlarını, kendi irade ve tasarrufundan, Onun bütün âlemlerdeki tasarrufunu anlayabilir...

Devamını oku...

Nefsi tanımak ve nefsimizle cihad

Önce şunu bildirelim. Uydurma bir hadis iki sebepten kitaba alınır:
1- Kitabın yazarı haindir, İslamiyet’i içeriden yıkmak için uydurma hadisleri kitabına alır...

Devamını oku...

Nefsin fayda ve zararları

Şeytanı da, nefsimizi de, günahı da yaratan Allahü teâlâdır. Sanki niçin yaratıyor gibi bir sual bu. Hikmetlerini bilmesek de kabullenmekten başka çaremiz yoktur...

Devamını oku...

Nefsi terbiye etmek gerekir

Hayvanlarda akıl ve nefs olmadığı için, ihtiyaçlarını bulunca kullanırlar. Yalnız bedenlerine zarar veren, kendilerini inciten şeylerden kaçarlar...

Devamını oku...

Nefs-i emmare ve akl-ı selim

Nefs-i emmare, şehvetlere kavuşmak ve kızdıkları ile dövüşmek için bir ölçü, bir sınır tanımaz. Yaptığı işler, hep aşırı, hep zararlı olur...

Devamını oku...

Nefsin hevasına uymak

Nefsin sevdiği, istediği şeylere heva denir. Nefsin hevasına, şehvetlerine, isteklerine, lezzetlerine tâbi olmak kötü huyların başında gelir...

Devamını oku...

Nefse hakim olmak

Nefsini terbiye eden ona hakim olur. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İnanıp nefsini ıslah edene korku ve üzüntü yoktur.) [Enam 48]...

Devamını oku...

Nefsin hilesi çoktur

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: 
Nefs-i emmareden hasıl olan kötülükler, insanın kendi hastalığıdır...

Devamını oku...

Nefsimizle konuşma

Nefs yaratılışta iyi işlerden kaçıcı, kötülüklere koşucudur ve hep tembellik etmek ve şehvetlerine kavuşmak ister...

Devamını oku...

Nefsi hor tutmak

Tevazu göstermek yapmacık ve gülünç olur. Züğürdün hava atmasına benzer. Tevazu sahibi olmak ise tabiidir...

Devamını oku...

Alışverişle ilgili çeşitli sorular

Evet...

Devamını oku...

Nefs ile cihad

İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: Nefs, mutmainne olunca, kıl kadar azgınlık, taşkınlık yapmaz...

Devamını oku...

Akıl, kalb, nefs ve beyin

Allahü teâlâ insanda görülmeyen üç şey yarattı: Akıl, kalb ve nefs. Varlıklarını eserleriyle yaptıkları işlerle ve dinimizin bildirmesiyle anlıyoruz...

Devamını oku...

İnsanın yeri nedir?

İnsanların dereceleri, bütün mahlûkların tam ortasındadır. İslamiyet’e uyanlar, yükselirler, meleklerden üstün olurlar...

Devamını oku...

Kalb temizliği nasıl olur

Göğsün sol tarafındaki et parçası yürektir. Yürek, hayvanlarda da bulunur. Kalb, yürekte bulunan bir kuvvettir...

Devamını oku...

Kalb, Kâbe’den kıymetli mi?

Evet, üstündür. Kâbe’yi yapan insandır, kalbi ise Allahü teâlâ yaratmıştır. Müminin kalbi için Allah’ın evi denir...

Devamını oku...

Nefse zulmetmek nedir?

Nefs kelimesinin, ruh, can, kan, benlik, iç, kalb, büyüklük, yücelik, irade gibi birçok manası vardır, fakat daha çok iki anlamda kullanılır...

Devamını oku...

Nefsin düşmanlığı

Nefsin gayesi, insanı kâfir yapmaktır. İnsanı en çok, mal ve şöhrete düşkün olmaya zorlar. Mala ve şöhrete düşkünlük, nefisten kaynaklanır...

Devamını oku...

Kalpte iman bulunduğuna alamet

Allahü teâlânın emirlerini yapmamak, günahlardan sakınmamak, kalbin bozuk olmasındandır. Kalbin bozuk olması, İslâmiyete tam inanılmamasıdır...

Devamını oku...

Haramlardan kimler kaçar

Farzları herkes yapabilir, ama haramlardan herkes kaçamaz. Ancak salih kullar kaçar. Dinimizde günah işlememek, ibadet etmekten daha kıymetlidir...

Devamını oku...

Haramdan kurtulmanın en kısa yolu

Her Müslümanın dinimizin emirlerine uyup, yasak ettiklerinden kaçması gerekir. Haramların hepsinden kaçmak çok zordur...

Devamını oku...

Günahtan kaçmak sevaptan önce gelir

Bir haramdan kaçmak, milyonlarca nafile namaz kılmaktan evladır. Haram işleyerek farz, mekruh işleyerek sünnet yapılmaz. Günahtan kaçmak ibadet yapmaktan önce gelir. (U. Besair)...

Devamını oku...

Günah günahı çeker

Günah işleyene sen haklısın denmez. Maalesef günümüzde ibadetlerde ya hep ya hiç mantığı var...

Devamını oku...

Büyük ve küçük günahlar

Büyük günahların sayısı çoktur. İnsan, her günahtan korkup sakınsın diye, büyük günahların hepsi isim olarak açıklanmamıştır...

Devamını oku...

Mekruh işlemek günah mıdır?

Mekruh ikiye ayrılır: Tahrimen mekruh, tenzihen mekruh.
Tahrimen mekruh: Vacibin terkidir...

Devamını oku...

Günah işlemenin insana zararı

Günah işleyen, dünya ve ahirette büyük sıkıntılara maruz kalır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki...

Devamını oku...

Günaha önem vermemek ne demek

Günahı önemsiz saymanın ne demek olduğu çok kimse tarafından bilinmemekte, bu yüzden günahkarlara kâfir denmektedir...

Devamını oku...

Günah işleyene kâfir denmez

Günah işleyen müslümana kâfir denmez. Çünkü Ehl-i sünnete göre, bir insan günah işlemekle kâfir olmaz...

Devamını oku...

Günahkâra şefaat

Bir mümin, çok günah işlese de kâfir olmaz, kâfir olmadığı için şefaate kavuşur. Ahirette yalnız imansızlara şefaat edilmez...

Devamını oku...

Kulun vazifesi ibadet etmektir

Hadis-i şerifler sahihtir. Fakat yanlış yorumlanmaktadır. Evet insan, yalnız ibadeti ile Cennete girmez...

Devamını oku...

Başkasının günahını çekmek

Bu, gıybet etmenin bir cezasıdır. Gıybet eden, gıybet günahı kadar başkalarının günahlarını yüklenir...

Devamını oku...

Kalb ile işlenen günahlar

Kalb ile işlenen altmıştan fazla günah vardır. Bunlardan bazıları kısaca şöyle...

Devamını oku...

Ya hep ya hiç mantığı

Elbette yanlış. Maalesef günümüzde ibadetlerde ya hep ya hiç mantığı var. Ya hep ya hiç imanda olur, günahlarda ve ibadetlerde olmaz...

Devamını oku...

Günahta ısrar nedir

Günahta ısrar demek, hiç pişman olmadan, Allahü teâlâdan çekinmeden günah işlemeye devam etmektir...

Devamını oku...

Ne düşünmeli ki günahtan uzaklaşılsın

Bir kimse, günah işleyeceği zaman, kendisini, Allahü teâlânın hep gördüğünü ve yanında amellerini yazan meleklerin de bulunduğunu düşünmelidir...

Devamını oku...

Elini veren kolunu alamaz

Bir ihtiyaç veya zaruret olmadıkça, sünnetler terk edilmez, mekruh işlenmez. Zaruret varsa, (Zaruretler yasak olan şeyleri mubah kılar)hükmüne göre, sünnet terk edilebilir, mekruh işlenebilir...

Devamını oku...

İyilik ve kötülük

Evet olabilir. Mesela bir iyiliği Eshab-ı kiram işlese, onlara dağlar kadar sevab verilir. İhlası çok olana daha çok sevab verilir...

Devamını oku...

En büyük günah

Hangi ibadet, Allahü teâlânın rızasına kavuşturursa, o en büyük ibadet olur. En büyük günah ise, Allahü teâlânın gazabına sebep olan günahtır...

Devamını oku...

Her şey günah mı?

Hayır, dinimizde her şey günah değildir. Helal olan şeylerin yanında, haramlar çok azdır. Bütün meyveler, sebzeler, zehirli olanları hariç bütün otlar mubahtır...

Devamını oku...

En kötü şeyler

Kötü olan çoktur; fakat bazıları daha kötüdür. Hadis-i şerifte bildirilen birkaçı şöyledir...

Devamını oku...

Günahlar sarhoş etseydi

Hayyam, öteki şiirlerinde şaraba helal diyor; ama bu şiirinde şaraba helal demiyor...

Devamını oku...

Günah ve sevgi

İşin başı Allahü teâlâyı sevip günahlardan kaçmaktır. Allahü teâlâ bir kimseyi severse, iyilere de onu sevdirir...

Devamını oku...

Çirkinin çirkini

Güzelin güzeli olduğu gibi, çirkinin de çirkini olur. İyi işler, güzellikler bazısında daha çok dikkati çeker. Bir hadis-i şerif meali...

Devamını oku...

Bu fetvayı kimden aldın?

Günahı işlemeye karar verince, günaha azmedince sadece karar verme günahı yazılır diyen âlimler varsa da, birçok âlim...

Devamını oku...

Günah işlemeyi düşünmek

Günahı işlemeye karar verince, günaha azmedince sadece karar verme günahı yazılır diyen âlimler varsa da, birçok âlim...

Devamını oku...

Bu fetvayı kimden aldın?

Şiirde, gayrimüslimlerin ürettiği eşarbı almak tenkit ediliyor. Dinimiz, gayrimüslimlerle alışveriş yapmanın caiz olduğunu bildiriyor...

Devamını oku...