Hidayete sebep olmak

Avrupa’da yaşıyoruz. Buradaki gayrimüslimlere Ehl-i sünnet âlimlerinin yazdıkları din kitaplarını hediye ediyoruz. Müslüman olanlar da çıkıyor. Kitap hediye ettiğimizden dolayı sevap oluyor mu?

CEVAP
Elbette olur. Emri maruf sevabı alınır. Hele onlardan biri müslüman olursa ayrıca daha büyük sevaba kavuşulur. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Allah'a yemin ederim ki, Cenab-ı Hakkın senin aracılığınla bir tek kişiyi hidayete kavuşturması, en kıymetli dünya malından, kırmızı develere sahip olmaktan daha iyidir.) [Buhari, Müslim]

Hiç biri Müslüman olmasa da, onlara kitap vermekle yine cihad sevabı alınır. Öte yandan, Kitap vermek emri maruftur. Emri maruf sevabı da, cihad sevabından daha fazladır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Bütün ibadetlere verilen sevap, Allah yolunda cihada verilen sevaba göre, deniz yanında bir damla su gibidir. Cihad sevabı da, emr-i maruf ve nehy-i anil münker [dinin emir ve yasaklarını herhangi bir şekilde yaymaya çalışma] sevabı yanında, denize nispetle bir damla su gibidir.) [Deylemi]

Tabii, yukarıda cihad ve emri maruf sevaplarına ve bildirilen diğer müjdelere kavuşmak doğru yazılmış din kitabı vermekle olur. Mezhepsizlerin, müslüman maskeli din düşmanlarının yazdıkları kitapları verenler, tam aksine büyük vebal altına girmiş olurlar. Doğru din kitaplarından lüzumlu olanları www.hakikatkitabevi.com adresinde vardır.

Sual: 
Hidayete veya sapıklığa sebep olmanın dindeki yeri nedir?
CEVAP
Hidayet, doğru yolu gösterme, Allahü teâlânın razı olduğu yolda bulunma, cenab-ı Hakkın insanın kalbinden her sıkıntı ve darlığı çıkarıp, yerine rahatlık, genişlik verip, kendi emir ve yasaklarına uymada tam bir kolaylık ihsan etmesi ve kulun rızasını kendi kaza ve kaderine tâbi eylemesi demektir. İhtidanın manası da hidayete erme demektir, yani Müslüman olma, din olarak İslamiyet'i seçme.

Bir kişiyi hidayete kavuşturmak, Peygamberler dahil hiç kimsenin elinde değildir. Allahü teâlâ Peygamber efendimizi, âlemlere rahmet olarak gönderdiği ve bütün kâinatı onun için yarattığı halde hidayete erdirme yetkisini vermemiştir. Hâdi ve Mehdi, yani hidayet veren yalnız Allahü teâlâdır. İnsanlar ise sadece hidayete sebep olurlar. 

Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Ben hakka davet edici ve Allahü teâlânın emirlerini insanlara ulaştırıcı bir peygamber olarak gönderildim. Hidayet benim elimde değildir. Şeytan da Allahü teâlânın yasak kıldığı şeyleri süslü, cazip gösterir. Saptırmak da onun elinde değildir.) [İ. Adiy]

(Allahü teâlâ buyurdu ki: Ey kullarım! Benim hidayet ettiklerim hariç, hepiniz yanlış yoldasınız. Benden hidayet isteyiniz ki, sizi doğru yola eriştireyim.)
 [Müslim]

Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin. Allahü teâlâ dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi o bilir.) [Kasas 56]

(Biz onlara gökten melekleri indirsek ve karşılarında ölüleri konuştursak ve her istediklerini onlara versek, biz dilemedikçe yine iman etmezler.) 
[Enam 111]

(Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların hepsi iman ederdi. O halde inanmaları için insanları zorlayacak mısın? Allah’ın izni olmadıkça, hiç kimse, iman edemez.)
 [Yunus-99,100]

(Allah, kime hidayet etmek isterse, onun göğsünü İslamiyet için genişletir. Dalalette bırakmak istediğinin göğsünü de, o derece dar ve sıkı bulundurur ki, oraya hakikatin girebilmesi, sahibinin göğe çıkması gibi mümkün değildir. Böylece, inanmayanları küfür bataklığında bırakır.) 
[Enam 125]

(
[Nuh aleyhisselam] Ben size nasihat etmek istesem bile, Allah dalalette kalmanızı dilemiş ise, size faydası olmaz.) [Hud 34]

Kaza ve kadere inanmayan akılcı mutezile fırkası ile bunların izinde gidenler, bu âyet-i kerimeler karşısında şaşırıp sapıtıyorlar. Bir âyet-i kerime meali şöyledir: 
(Kur’an-ı kerimde bildirilen misaller, çoğunu küfre sürüklediği gibi, çoğunu da hidayete ulaştırır.) [Bekara 26]

Hâşâ Allahü teâlâ kimseye zulmetmez. Müslüman olmak isteyene mani olmaz. Dileyen Müslüman olabilir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, kullarına zulmetmez, haksızlık etmez, onları azaba sürükleyen çirkin işleridir. Böylece kendilerine zulüm ediyorlar.) [Nahl 33]

Hidayete sebep olan Cennetliktir 
Hidayette olmak ve insanları hidayete davetin önemi büyüktür. Emr-i maruf ve nehy-i münker farzdır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İman edip iyi işler yapan, hakkı ve sabrı tavsiye edenler hariç, insanlar zarardadır.) [Asr 2,3]

(Sizin içinizde, insanları hayra, 
[edille-i şeriyyeye = dört delile uymaya] davet eden ve iyiliği emredip kötülükten [Dört delile muhalefetten] men eden bir cemaat bulunsun. İşte Onlar, kurtuluşa erenlerdir.) [Al-i İmran 104]

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Tahsilsiz ilme, rehbersiz hidayete kavuşmak isteyen, boş şeylerden yüz çevirsin!) [İ.Gazali] 

(İbadetlerini ihlas ile yapanlara müjdeler olsun! Bunlar hidayet yıldızlarıdır.) [Ebu Nuaym]

(İmamlar 
[önderler] hadi ve mehdi olduğu sürece, insanlar dal ve mudil olsa da asla helak olmaz.) [Hâtib] (Hadi = doğru yolu bulmuş, hidayete ermiş, Hidayet yolunu gösteren, mürşid, Mehdi = hidayete vesile olan, hidayete getiren. Dâl = sapık, mudil = saptıran)

(Esselamü ala menittebeal hüda = Hidayete uyana, hak yolda olana selam olsun.) 
[Nesai]

(Ya rabbi, bizi hidayetten sonra, başkalarının hidayetine vesile olanlardan eyle.) [Buhari]

İnsan yaratılışta; hidayet ve dalâlet olmak üzere iki taraflıdır. Ona hidayeti tanıtmak için bir rehbere veya bir üstadın kitabına ihtiyaç vardır. Hidayet çok kıymetli olduğu gibi, hidayete sebep olmak da çok kıymetlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Senin vasıtanla Allahü teâlânın bir kişiye hidayet vermesi, senin için üzerine güneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır.) [Taberani]

(Bir kâfirin hidayetine sebep olmak, kızıl develere malik olmaktan iyidir.)
 [Buhari, İ. Ahmed]

(Bir insanın hidayetine sebep olan [Onu ehl-i sünnet yapan]muhakkak Cennete girer.) [Buhari]

(Bir Müslüman, arkadaşına, hidayetini arttıracak veya onu tehlikeden kurtaracak hikmetli bir sözden daha iyi bir hediye veremez.)
 [Ebu Ya’la]

(Kim, hidayete 
[Ehl-i sünnete] davet ederse, o yola girenlerin bütün sevapları ona da yazılır, diğerlerinin ecrinden bir şey eksilmez. Kim de, sapıklığa davet ederse, o yola girenlerin günahları, ona da verilir, o kötü yolda gidenlerin günahından da hiçbir şey eksilmez.) [Tirmizi]

(Haktan bâtılı veya hidayetten dalaleti red gayesi ile, ilim öğrenmek için yola çıkan kimse, kırk yıl ibadet eden bir abid gibi ecir alır.)
 [Deylemi]

Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını başkalarına vermek de, hidayete sebep olmak gibi sevaptır. Hatta kitabı alan, o kitapla amel etmemiş olsa, dalalette kalsa bile, kitabı veren niyetine göre onu hidayete kavuşturmuş gibi sevap alır. Çünkü hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Hayrın yolunu gösteren onu işleyen gibidir.) [Ebu Davud, Tirmizi]

(Emr-i maruf ve nehy-i münker ederken ölen şehittir.) [İ.Asakir]

Sırf iyi niyetle sevap kazanmak 
İslam âlimleri, (Nice küçük ameller vardır ki, niyetler onları büyütür, nice büyük ameller vardır ki, niyetleri onları küçültür) buyuruyor. Eski ümmetler zamanında çok acıkan biri, (Şu kum tepeleri buğday olsa, bütün fakirlere dağıtırdım) diye düşünür. Allahü teâlâ zamanın Peygamberine şöyle vahyeder: 
(Ona de ki, Allahü teâlâ senin halis niyetini kabul etti, o kadar buğdayı sadaka vermiş gibi sana sevap yazdı.) [İhya]

Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Kulun amelleri mühürlü zarflarla Allah’a arz edilir. Allahü teâlâ, “Şu zarfları atın, çünkü bu amellerde benim rızam kastedilmedi. Şu amelleri de ona yazın” buyurur. Melekler, “Ya rabbi bu kul, o amellerin hiç birini işlemedi” derler. Allahü teâlâ, “Evet yapmadı ama, yapmaya niyet etti. Yapmış gibi sevaba kavuştu” buyurur.) [Dare Kutni]

(Her kim ki iyi bir işi işlemeye niyet eder de onu yapmazsa, Allahü teâlâ onu tam bir iyilik olarak yazar. Niyet eder ve yaparsa, on mislinden yediyüz misline kadar, hatta daha fazla bile yazar. Kötü bir işe niyet edip, de, yapmayana tam bir hasene 
[iyilik]sevabı, niyet edip yapana ise bir günah olarak yazar.) [Buhari]

(Savaşılmadığı halde bile Allah yolunda harp sahasında durmak; göz açıp yumuncaya kadar bile Allahü teâlâya isyan edilmeden yapılmış altmış senelik ibadetten efdaldir.) [İ.Neccar]

(Evinden namaz kılmak için çıkan namazdadır. Namaza yetişemese de.) 
[Hakim]

(Bir işte hazır olan, kalben memnun olmazsa, hazır olmamış sayılır. Bir işte bulunmadığı halde ona razı olan da, o işte bulunmuş sayılır.)
 [Ebu Ya'la]

(En üstün amel, iyi niyetli olmaktır.)
 [Hakim]

(Niyeti güzel olan Müslüman Cennete gider.) [Deylemi] 

(Allahü teâlânın rızası gözetilmeden sevap kazanılmaz. Niyetsiz hiçbir amel olmaz.) 
[Deylemi]

(Gece ibadete niyet edip yattıktan sonra, sabaha kadar uyuyup kalana, niyeti sebebi ile gece ibadet etmiş gibi sevap yazılır, uykusu da kendisine sadaka olur.) [Nesai, İbni Mace]

(Hediyenin en faziletlisi, hikmetli bir sözü öğrenip başkasına öğretmektir ki, bu da halis bir niyetle bir sene ibadet etmekten daha sevaptır.) 
[İbni Asakir]

(Allahü teâlâdan sıdk ve ihlas ile şehitlik isteyen, yatağında ölse de, şehit olur.)
 [Müslim]

(Şehitlerin çoğu, yatakta ölenlerdir. Savaşta öldürülenin niyetini ancak Allah bilir.) [İ. Ahmed]

(Amellerini yapmasa bile kavminin yaptığını seven kıyamette onlarla haşr olur.)
 [Hatib]

(İhlasla şehitliği arzu eden, şehit olmasa da, şehitlik sevabına kavuşur.) [Müslim]

(Allahü teâlâ meleklere buyurur ki: Kulum bir kötülük yapmak isterse, hemen yazmayın. O işi yaparsa bir kötülük yazın. Eğer iyi bir işe niyetlenir de yapamaz ise, niyetini bir iyilik olarak yazın. Niyetini gerçekleştirir ise on iyilik yazın.) [Müslim] 

Resulullah efendimiz, (Güzel niyet, sahibini, güzel komşu da, komşusunu Cennete sokar) buyurunca, (Ya Resulallah, ama kendisi kötü olsa da mı?) diye soruldu. Cevaben Evet buyurdu. (Deylemi)(Güzel komşu, ahlakı güzel, itikadı düzgün Müslüman demektir.)

En büyük iyilik
Sual: (Allah'ın kullarına iyilik etmek en büyük ibadettir)
 deniyor. Mesela nasıl bir iyilik büyük ibadet olur?
CEVAP
İyiliğin her çeşidi kıymetli ise de, âhiretini kazandıran, Cennete götüren iyilik en kıymetlisidir. Bunun için âlimlerimiz, (Allahü teâlânın en çok sevdiği şey, onun kullarının hidayete kavuşmasına sebep olmaktır) buyuruyor. Bu konudaki iki hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Birinin hidayetine [imana gelmesine] sebep olan Cennete girer.) [Buhari]

(Senin vasıtanla Allahü teâlânın bir kişiye hidayet vermesi, senin için, üzerine güneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır.) [Taberani]

İhtiyara hürmet
Sual:
 Bir ateist, belediye otobüsünde tanıdığı bir ihtiyara yerini veriyor. Bu ateist, daha sonra namaza başlıyor. İhtiyara gidip durumu anlatıyor. İhtiyar da, (Bana yer verince, hidayete kavuşman için gıyaben dua etmiştim. Allahü teâlâ, gıyaben yapılan duaları kabul eder. Demek ki dua kabul oldu, sen de hidayete kavuştun) diyor. Peki, bu ateist gayrimüslim olsaydı, o da dua sayesinde hidayete kavuşur muydu?
CEVAP
Gayrimüslim, Müslüman olmayan demektir. Ateist de gayrimüslimdir. Yahudi de, Budist de, dinsiz de gayrimüslimdir.

Duayı kim alırsa ve dua kabul olursa, o kimse Müslüman olur. Ateist veya başka bir kâfir, üç sebeple hidayete kavuşur:
1- Allah’ın lütfuyla: Cömert olan veya insanlara iyilik eden yahut başka iyi bir meziyeti olan kâfir, Allah'ın lütfuyla Müslüman olabilir. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah, doğru yola iletmek istediğinin kalbini İslam’a açar.) [Enam 125]

2- Kendi araştırmasıyla: Hakkı, doğruyu bulmak gayretiyle, bütün dinleri inceler. İslamiyet’in güzelliğine hayran olup Müslüman olur. Allahü teâlâ, İslamiyet’i doğru olarak öğrenmek isteyene, bunu nasip edeceğine söz vermiştir. Bir âyet-i kerime meali:
(Doğru yolu arayanları, saadete ulaştıran yollara kavuştururuz.)[Ankebut 69]

3- Birinin duasına kavuşmakla: Mesela Hazret-i Ömer, duaya kavuşmakla Müslüman olmuştur. Resulullah efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” (Ya Rabbî, bu dini, Ömer’le veya Amr’la [Ebu Cehil’le] kuvvetlendir) diye dua etmişti. Bu saadet Hazret-i Ömer'e nasip oldu. (Tirmizî)

Yaptığı iyilik sayesinde ihtiyarın duasına kavuşan ateiste de, iman nasip olmuştur. Onun için hep iyilik etmeli ve herkesin duasını almaya çalışmalıdır.

Fetret ne demektir?

Fetret, aynı cinsten iki olay arasındaki kesinti devresi demektir. Mesela iki peygamber arasında peygambersiz geçen zamana fetret devri denir...

Devamını okuyun...

Muhammedîlik suçlaması

Hayır, burada Peygamber efendimiz suçlanıyor. (Ortaya koyduğun esaslar Muhammedîlik iken, ne diye İslam diyorsun...

Devamını okuyun...

Hakiki Hristiyanlık uydurması

Asla olmaz. Kısaca cevap verelim:
Müslüman İsevî diye bir şey olamayacağı gibi, Müslüman Musevî, Müslüman Budist, Müslüman Komünist, Müslüman Mason da olamaz...

Devamını okuyun...

Hanif dini nedir?

Hanif, doğru inanan, hak yolda olan, İslamiyet’e sarılan, Allah’ı birbilen demektir. Ebu Hanife de kelime olarak hanif babasıdoğrunun babası demektir...

Devamını okuyun...

Ebu Hanife ne demek?

Siz ya Arapçayı bilmiyorsunuz veya kasıtlı olarak Ebu Hanife unvanına kızıyorsunuz. Eğer her zaman ebu kelimesi baba demekse...

Devamını okuyun...

Hanif diye bir din yoktur

Hanif kelimesini bir din olarak göstermek için ne numaralar yapılıyor öyle? İbrahim aleyhisselama sadece müşriklerden değildi denmiyor...

Devamını okuyun...

Selamın sünnet şekli

Hanif selamı diye bir selam yok, Peygamber efendimizin bildirdiği normal selam vardır. Ne Peygamber efendimiz ne de bir...

Devamını okuyun...

Hanif dini ne demek?

Elbette beş vakittir. Hanif'in ve Hanifçilerin ne olduğunu açıklayalım:
Hanif, doğru inanan, hak yolda olan, İslamiyet'e sarılan...

Devamını okuyun...

Emr-i maruf nehy-i münker nedir

mr-i bil maruf ve nehy-i anil münker, farz-ı kifayedir. Maruf, dinimizin emrettiği hususlardır. Münker ise, dinimizin yasakladığı...

Devamını okuyun...

Dini anlatırken nelere dikkat etmeli

Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Rabbinin yoluna hikmet ile, güzel öğütlerle çağır! Onlarla en güzel şekilde tartış!) [Nahl 125...

Devamını okuyun...

Müjdele, nefret ettirme!

Birkaç günaha müptela olan kimse, birinden vazgeçmek isterse, ona, (Diğerlerini bırakmadığına göre, bu günaha da devam et) denmez...

Devamını okuyun...

Emr-i marufun önemi

Birkaç günaha müptela olan kimse, birinden vazgeçmek isterse, ona, (Diğerlerini bırakmadığına göre, bu günaha da devam et) denmez...

Devamını okuyun...

Emr-i maruf - Fitne çıkarmak

İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
(İnsanlar üç kısımdır:
Birinci kısmı gıda gibidir. Herkese, her zaman gerekir...

Devamını okuyun...

Din adına dinin dışına çıkmamalı

Biz hakkı, doğruyu olduğu gibi yazıyoruz. Şu veya bu şahısla ne işimiz vardır ne de alıp veremediğimiz. Ne bir menfaat beklentimiz...

Devamını okuyun...

Cihad etmek ve dindeki yeri

Cihad, ihtilal yapmak, âmirlere karşı gelmek ve isyan etmek, dövmek, yıkmak, kırmak, sövmek demek değildir...

Devamını okuyun...

Çifte standart ve müdara

Bir kimse, babasından veya oğlundan dolayı kötülenmez. Mesela Nuh aleyhisselamın oğlu kâfir idi diye...

Devamını okuyun...

Tartışmanın on zararı

Hayır, tartışarak kimseyi ikna etmek mümkün olmaz. Ayrıca, hiçbir tartışma iki tarafı da memnun etmez. Bir taraf karşı tarafı yenerse...

Devamını okuyun...

Münakaşa etmek dostluğu giderir

Ehli olmayan kimselerle, dini sohbet yapmamalı, uygun olanlara kitaptan okumalı, hiç kimseye...

Devamını okuyun...

Herkese aynı şeyi söylemek doğru mu?

CEVAP 
İnsanlar farklıdır. Herkese aynı şeyi söylemek yanlışlığa yol açar. Kimine azimetle, kimine ruhsatla amel edilmesi söylenmelidir...

Devamını okuyun...

Müdahene ve müdara ne demektir?

Müdahene, gücü yettiği halde, haram işleyene mani olmamak, dalkavukluk yaparak, birinin gönlünü alırken...

Devamını okuyun...

Müslümanın davranışı

İmam-ı Gazali hazretleri insanları dört kısma ayırmaktadır:
1- Yiyip içmek ve zevk etmekten başka bir şey bilmeyenlerdir...

Devamını okuyun...

Önemlinin de önemlisi

Peygamber efendimiz, bazı önemli şeyleri bildirip, daha önemlisini açıklamıştır. Bu konuda hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir...

Devamını okuyun...

Hak Yoldakiler

İmam-ı Beyheki hazretleri, (Hak üzere olan bir toplum bulunmazsa, [yani olduğu halde bilinmezse] İslam âlimlerinin bildirdiği yola tâbi olan kurtulur.....

Devamını okuyun...

Cihad ve fitne

Bu söz, İslam âlimlerinin bildirdiklerine uymamaktadır. Müslümanlar isyan etmez. Fitne ve fesat çıkarmaz...

Devamını okuyun...

Amellerin en kıymetlisi

Zamana ve şahsın haline göre değişir. Nitekim hadis-i şerifte, (En kıymetli amel, vaktinde kılınan namaz, sonra ana-babaya iyilik etmek...

Devamını okuyun...

Fitne çıkaran lanetliktir

Fitne, sözlükte, altın, gümüş gibi madenleri potada, ateşte eriterek, saf hale getirmek anlamına gelir...

Devamını okuyun...

Âmire itaat dinin emridir

Bu çok yanlış bir düşünce. Çünkü Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Habeşli siyah bir köle de olsa, âmirinize itaat edin!) [Buhari]...

Devamını okuyun...

Allah ile kul arasına girilmez mi?

CEVAP
Az da olsa, iyi niyetli bazı kimseler, Allah ile kul arasına girilmez sözünü, (Müslümanlıkta, Hristiyanlıkta olduğu gibi, din...

Devamını okuyun...

Hicret etmenin önemi

mam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: (Hadis-i şerifte, (Yeryüzünü küfür ve kâfirlik kaplamadıkça, Mehdi gelmez) buyuruldu...

Devamını okuyun...

Kork Allah’tan korkmayandan

Bu tip sualleri de yazmak fitnedir. Ancak gün geçtikçe, bu tip sualler artıyor. Kur’andan başka kaynak olmaz diyenler çoğalıyor...

Devamını okuyun...

Hidayete sebep olmak

Elbette olur. Emri maruf sevabı alınır. Hele onlardan biri müslüman olursa ayrıca daha büyük sevaba kavuşulur...

Devamını okuyun...

Hakkı ve sabrı tavsiye

Önce şunu bildirelim. İmam-ı Şafiî hazretleri buyuruyor ki: 
Kur'anda başka hiçbir sûre nazil olmasaydı...

Devamını okuyun...

Yol levhası olmak

Münakaşayla, tartışmayla hiç kimseye hak yolu kabul ettiremeyiz. Hidayete kavuşturan Allahü teâlâdır...

Devamını okuyun...

Emr-i maruf ve cihad

Evet, cihaddır. İslam Ahlakı kitabında deniyor ki: 
Bu cihad ikiye ayrılır...

Devamını okuyun...

Yanlış konuşanları tenkit etmek

Dine aykırı konuşan kimseleri tenkit etmek, elbette yerindedir. Tenkit etmezse, o zaman suç işlemiş olur...

Devamını okuyun...

Doğruya doğru demek

Dine aykırı konuşan kimseleri tenkit etmek, elbette yerindedir. Tenkit etmezse, o zaman suç işlemiş olur...

Devamını okuyun...

Doğruya doğru demek

Bir kimsenin doğru sözünü tasdik etmek, her dediğini tasdik etmek anlamına gelmez. Hak sözü tasdik edilir, bâtıl sözü reddedilir...

Devamını okuyun...

Kadının cihadı

Doktor olmak kıymetlidir, ne sakıncası olur ki? Kadın erkek ayrımı yapmadan herkesin okuyup bilgi sahibi olması büyük fazilettir...

Devamını okuyun...

Dinin emrini bildirmek

Kimin kâfir olacağını, kimin duasını kabul edeceğini elbette Allahü teâlâ bilir. Bunlar Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde bildirilmiştir...

Devamını okuyun...

Kötüyü düzeltmek

Bu olay da gösteriyor ki, kötü bir kimseyi düzeltmeye çalışacağım diye onunla arkadaşlık edilirse...

Devamını okuyun...

İslamiyet’in hedefi

Elbette caiz olmaz. Emr-i maruf gücü yetenlere, imkânı olanlara farzdır. Onun için farz-ı kifayedir. Birkaç hadis-i şerif...

Devamını okuyun...

Emr-i marufla ilgili çeşitli sorular

Elbette toplumun rolü vardır. Onlar başka yerden gelmedi ki. Yönetici, sütün üzerindeki kaymak gibidir...

Devamını okuyun...

Ef’âl-i mükellefîn

Müslümanın yapması ve sakınması gereken, İslam dininin bildirdiği emir ve yasakların hepsine Ef’âl-i mükellefîn denir...

Devamını okuyun...

İbadetin faydası kime?

Kendisine fayda ve zararı olduğu için değil, bize fayda ve zararı olduğu için emir ve yasaklar koydu...

Devamını okuyun...

Dine uymanın faydası

Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için, rahat ve saadet menbaı olan dinlerini gönderdi. Dinlerin sonuncusu İslam dinidir...

Devamını okuyun...

Gençlikte yapılan ibadetler

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Gençlik çağı, nefsin kaynadığı, şehvetlerin oynadığı, insan ve cin...

Devamını okuyun...

Dindeki emir ve yasakların hikmetleri

Çok şeyin hikmeti bilinmez. Dinimiz, bir hüküm için, (Farzdır, vacibdir, sünnettir, haramdır, mekruhtur) demişse öyle kabul edilir...

Devamını okuyun...

İbadetlerin kabul olma şartları

Namazın ve bütün ibadetlerin kabul olmaları için, önce insanın düzgün itikada [yani ehl-i sünnet itikadına] sahip olması...

Devamını okuyun...

Gece ibadeti

Hayır, her çeşit ibadet gece ibadeti olur. Mesela, Kur’an-ı kerim okumak, ilim öğrenmek, kaza namazı kılmak, istigfar etmek...

Devamını okuyun...

En kıymetli ibadet

Bir şeyin kıymetli olması, hâle, zaman ve kişinin durumuna da bağlıdır. Onun için (En kıymetli amel şudur...

Devamını okuyun...

Günahkârın ibadeti

Hayır, kâfir olacaklarını göstermiyor. Âlimler, bunların kâmil mümin olmadıklarını gösterdiğini bildirdiler...

Devamını okuyun...

Önemlinin de önemlisi

Peygamber efendimiz, bazı önemli şeyleri bildirip, daha önemlisini açıklamıştır. Bu konuda hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir...

Devamını okuyun...

Ameller yedi türlüdür

Evet. Bazı yer ve durumlarda, bazı gün ve aylarda farklılık gösterir. Mesela Cuma günü yapılan ibadetler de, günahlar da, iki kat yazılır...

Devamını okuyun...

İlim, amel, ihlas

Bir kimse, Peygamber efendimiz aleyhisselama en hayırlı amelin ne olduğunu sual edip, (İlim) cevabını alınca tekrar sordu...

Devamını okuyun...

Neşe ile ibadet yapmak için

Bir kimse, Peygamber efendimiz aleyhisselama en hayırlı amelin ne olduğunu sual edip, (İlim) cevabını alınca tekrar sordu...

Devamını okuyun...

İki kat sevap alanlar

Evet vardır. Aynı ameli işleyen kimseden Eshab-ı kiram daha çok sevap alır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir...

Devamını okuyun...

İbadetlerin hikmetleri

Musa Carullah reformcudur, dini değiştirmek istiyor. Onun sözünün hiç önemi olmaz...

Devamını okuyun...

En faziletli şeyler

Evet, çok hadis-i şerif vardır. Ancak, hadis-i şeriflerle amel etmek bizlere caiz değildir. Yanlış anlamaya sebep olabilir...

Devamını okuyun...

Dinde zorluk yoktur

Evet, sahih olur. Dinin emrine uyularak yapılan iş, yanlış kabul edilmez, dinin emrine uyulduğu için doğru olur...

Devamını okuyun...

Farzdan daha sevab olan nafile

İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki:
Bu, istisna olan birkaç husustan biridir. İstisnalar şöyledir:
1- Selam vermek sünnet, almak ise farzdır...

Devamını okuyun...