İslamiyet, hem çalışmayı hem tevekkülü emreder
17/09/2025 Çarşamba Köşe yazarı O.Ü
Sual: Bazı din adamı kılığındaki reformistler; “Müslümanlar, rızkın ezelde ayrıldığına inandıkları için çalışmayı lüzumlu görmezler. Nefsine güvenmek ise, insana hayat için mücadele kuvveti verir. Yaşamak istiyorsak, kendimizde itimad-ı nefs hasıl edelim” diyorlar. Bunların bu sözlerinde gerçeklik payı var mıdır?
Cevap: Birinci Cihan Harbinde böyle ateşli itimad-ı nefs
dersleri fazlası ile verilmiş ve ne büyük belalara çarpıldığı da
görülmüştür. Nefse güvenmek böyle deli gibi saldırmalara sebep olmuştur.
Birinci Cihan Harbinde nefse güvenmek yerine, Allah'a tevekkül hâkim olsa idi,
o hareketlerden, makul ve meşru olan ince noktalardan hiçbiri ihmal edilmezdi.
Çünkü, Allah'a tevekkül etmek için, İslamiyete uymak lazımdır. Bu da, bütün
ince noktalara ehemmiyet verdirir. İslamiyet, hem çalışmayı, hem de tevekkülü
birlikte emretmektedir. Tembel oturup da, tevekkül ediyoruz diyenler, bu iki
vazifeden birini yapmayan kimselerdir. Çünkü, İslamiyetin iki emrinden
birincisini yapıyor, ikincisini yapmıyorlar. Bunları kötüleyen reformcular da,
birinci vazifeyi bırakıp, ikincisini istemekle, kötüledikleri kimseler gibi
kusurlu oluyorlar. Bunların hatası, çalışmayanların hatasından daha büyük
oluyor. Çünkü biz, elimizden geldiği kadar çalıştıktan sonra, Allah'a tevekkül
ederek, işimizin karşılığını Allah'tan beklemek ihtiyacında bulunduğumuz gibi,
çalışırken bile nefsimize o kuvveti veren Allah'ı unutmayarak asıl tükenmez ve
yenilmez kuvvetin Allah'ı unutmamakta olduğunu düşünerek, ondan yardım beklemek
üzere ikinci bir tevekküle muhtacız.
(Allah size yardım ederse, kimse size galip gelemez. Size yardım etmezse,
kimse yardım edemez. O hâlde, müminler Allaha tevekkül etsinler!)
(Sevgili Peygamberim! Onlara de ki, Allahü teâlâ dilemedikçe, kendime hiçbir fayda ve zarar getirmeye kadir değilim) meâlindeki âyet-i kerimeler ve daha nice benzerleri var iken, tevekkülü kaldırarak itimad-i nefs diye birşey aramak, dine yardım ettiklerini söyliyenlere yakışır mı? Bunlar, biz tevekkülün yanlış anlaşılmasına karşı, bunu istiyoruz da, diyemezler. Çünkü, itimad-ı nefs, yani kendine güvenmek, tevekkülün tersi ve tevekkülü bozan bir şeydir. Bundan başka, egoistliğe, kendini beğenmeye yol açar.
