Dinimizi nereden öğrenmeliyiz?
02/07/2025 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Mezhepsizlerin ve kâfirlerin tuzaklarına düşmemek için biricik ilâç,
ilmihâl kitaplarını okumak, îmânı ve ibâdetleri doğru olarak bu kitaplardan
öğrenmektir.
Allahü teâlâ, Tahrîm sûresinde altıncı âyet-i kerimesinde meâlen buyurdu
ki: (Kendinizi ve evlerinizde ve emirlerinizde olanları ateşten
koruyunuz!)
Bir babanın, evlâdını Cehennem ateşinden koruması, dünya ateşinden
korumasından dahâ mühimdir. Cehennem ateşinden korumak da, îmânı ve farzları ve
haramları öğretmekle ve ibâdete alıştırmakla ve dinsiz, ahlâksız arkadaşlardan
korumakla olur. Bütün fenalıkların başı, fenâ arkadaştır. Çocuklara îmân,
Kur’ân ve Allahü teâlânın emirleri öğretilir ve yapmağa alıştırılırsa, din ve
dünya saâdetine ererler. Bu saâdette anaları, babaları ve hocaları da ortak
olur. Eğer bunlar öğretilmez ve alıştırılmaz ise, bedbaht olurlar...
Her Müslümanın birinci vazîfesi, evlâdına İslâmiyeti ve Kur’ân-ı kerîmi
öğretmektir. Evlât, büyük nîmettir. Nîmetin kıymeti bilinmezse, elden gider.
Ölmemek için yemek, içmek lâzım olduğu gibi, kâfirlere aldanmamak, dinden
çıkmamak için de, dînini, îmanını öğrenmek lâzımdır. Ecdâdımız, her zaman
toplanırlar, ilmihâl kitaplarını okurlar, dinlerini öğrenirlerdi. Ancak, böyle
Müslüman kaldılar. İslâmiyetin zevkini aldılar. Bu saâdet ışığını bizlere,
doğru olarak ulaştırabildiler. Bizim de Müslüman kalmamız, yavrularımızı
içimizdeki ve dışımızdaki kâfirlere kaptırmamamız için, birinci ve en lüzûmlu
çâre, her şeyden önce Ehl-i sünnet âlimlerinin hazırladığı ilmihâl kitaplarını
okumak ve öğrenmektir. Bunun için her Müslümanın, Ehl-i sünnet âlimlerinin
yazdığı (İlm-i hâl) kitaplarından birini okuyup
öğrenmesi ve çocuklarına öğretmesi lâzımdır.
Hepimizin nefs-i emmâresi kâfir olduğu için imânımızın
gitmesini, doğru yoldan sapmamızı istiyor. Dinsizlerin, sapıkların bozuk,
zararlı kitaplarını, dergilerini okumamız, yabancıların radyolarını,
televizyonlarını dinlememiz için bizi sürüklüyor. Haram olan şeyleri yapmak,
sapıkların yalanlarına inanmak ve kâfirlerin âdetlerine, modalarına uymak,
nefislerimize tatlı geliyor. İbâdet yapmak ona güç geliyor. İşte bunun için,
kâfirlik ve sapıklık her yere kolayca yayılıyor.
Allahü teâlâ, hadîs-i kudsîde buyuruyor ki: (Nefsinizi düşman
biliniz! Nefisleriniz bana düşmandır.) Nefsin sevdiklerini yapmamak
büyük cihâddır. Çok sevâbdır. Nefs-i emmâremizin ve sapıkların, mezhepsizlerin
ve kâfirlerin tuzaklarına düşmemek için biricik ilâç, ilmihâl kitaplarını
okumak, îmânı ve ibâdetleri doğru olarak bu kitaplardan öğrenmektir.
Müslümanlar, çocuklarını, Kur’ân hocasına göndermeli, Kur’ân-ı kerîm
okumasını, namaz kılmasını, îmânın, İslâmın şartlarını, onlara muhakkak
öğretmelidir. Nefs-i emmâre, burada da karşımıza çıkar. (Önce ekmek
parası kazanmasını öğrensin. Onları sonra da öğrenir) diyerek aldatır.
Çocuğunun Müslüman olmasını isteyen, dünyada ve âhirette saâdete kavuşmasını
dileyen ana ve baba, nefsin ve insan şeytanlarının yalanlarına aldanmamalı,
çocuklarını, elbette Kur’ân-ı kerîm hocasına göndermelidir. Mektebe başladıktan
sonra göndermek çok güç, hattâ imkânsız olur. Ağaç yaş iken bükülür.
Kartlaşınca bükmeğe kalkılırsa, kırılır, zararlı olur...
