"Rabbinin azamet ve kibriyâsından bahset"

06/01/2021 Çarşamba Köşe yazarı V.T

“Ey örtüye bürünen Resûlüm, kalk da sana îmân etmeyenleri korkut!.."

 

Abdullah İbni Ebî Dâvûd hazretleri Büyük hadîs âlimlerinden olup “Kütüb-i Sitte” adı verilen meşhûr altı hadîs-i şerîf kitabından birinin sahibi olan Ebû Dâvûd’un oğludur. 230 (m. 844)’de İran’da Sicistan’da doğdu. Üç yüz binden fazla hadîs-i şerîf ezberlemişti. Hadîs ilminde hüccet (senet) oldu. 316 (m. 928)’de vefât etti. Naklettiği hadîs-i şerîflerden bazıları:

Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); “Bir kimse ümmetime, ya bir sünnetin yerine getirilmesi veya bir bid’atin ortadan kaldırılması için bir hadîs-i şerîf ulaştırırsa, onun mekânı Cennettir” buyurdu.

Câbir bin Abdullah Ensârî de (radıyallahü anh) yukarıdaki hadîs-i şerîfi rivâyet ettikten sonra şöyle dedi:

Resûlullah efendimiz vahyin kesilmesinden bahsederken şöyle buyurdu: 

“Ben (bir gün) yürürken, birdenbire gökyüzü tarafından bir ses işittim. Başımı kaldırdım. Bir de baktım ki Hirâ’da bana gelen melek (Cebrâil aleyhisselâm) gökle yer arasında bir kürsü üzerinde oturmuş. Pek ziyâde korktum. (Evime) dönüp, 'beni örtün, beni örtün' dedim. Bunun üzerine Allahü teâlâ “Ey örtüye bürünen Resûlüm, kalk da sana îmân etmeyenleri korkut. Rabbinin azamet ve kibriyâsından bahset. Elbiseni temiz tut. Azâba götürecek şeyleri terk (de sebat) eyle” (Müddessîr: 1-5) âyet-i kerîmelerini inzal etti.”

Ubâde bin Sâmit (radıyallahü anh) rivâyet etti: Resûlullah efendimiz bize şöyle buyurdu: “Allahü teâlâya hiçbir şeyi ortak koşmayacağınıza, hırsızlık etmeyeceğinize, zinâ yapmayacağınıza, evlâdınızı öldürmeyeceğinize, kendiliğinizden uyduracağınız hiçbir yalanla (kimseye bühtan) etmeyeceğinize, hiçbir ma’rûfda isyan etmeyeceğinize dâir bana bî’at ediniz, içinizden sözünde duran olursa, onun ecri (mükâfatı) Allahü teâlânın fadlının ve kereminin zimmetindedir. Bu dediklerimden birini yapıp da ondan dolayı dünyâda cezaya çarptırılırsa, bu ceza ona keffârettir. Bunlardan birini yapıp da, yaptığı işi Allahü teâlâ örterse, işi Allahü teâlâya kalır; isterse onu affeder, dilerse cezalandırır.” Biz de bu şart üzere Resûlullah efendimize bî’at ettik.

Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) rivâyet etti: Resûlullah efendimiz; “Kim, inanarak ve karşılığını Allahü teâlâdan bekleyerek Kadir gecesini ibâdetle geçirirse, Allahü teâlâ onun geçmiş günahlarını af ve mağfiret eder” buyurdu.