"O bal, kabında dursaydı…"

11/10/2021 Pazartesi Köşe yazarı A.U

Eshâbdan bir hanım, bir gün hediye olarak bir kap dolusu “bal” gönderdi Efendimize.

Efendimiz, balı aldılar.

Başka kaba koydular.

Ve kabını geri görderdiler.

Ancak ne hikmetse o kap “dolu” olarak ulaştı o hanım sahâbîye.

Kadıncağız kabı aldı.

Çok üzüldü, hattâ ağladı!

Zîrâ Efendimizin, o hediyeyi kabûl etmediğini zannetmişti.

Hemen huzûruna koştu.

Ve merakla sordu:

"Yâ Resûlallah! Gönderdiğim hediyeyi kabûl etmediniz mi?"

Buyurdular ki:

"Hediyeni kabûl ettim."

Hanımcağız şaşırdı!

"Ama kap, dolu olarak geri geldi yâ Resûlallah!" dedi.

Efendimiz, ona;

"Sana gelen o bal, Rabbimizin sana özel ihsânıdır" buyurdular.

Bu defâ çok sevindi.

Efendimizden özür diledi.

Ve sevinerek geri döndü.

O balı yıllarca yediler.

Bitmek tükenmek bilmedi.

Ama bir gün yanlışlıkla başka kaba aktardılar.

O günden îtibâren azalmaya başladı.

Ve nihâyet bitti.

Peygamberimiz;

"O bal kabında dursaydı, kıyâmete kadar yenirdi de yine bitmezdi" buyurdular.