“Sen bizim dînimizi bırakmışsın öyle mi?"

12/02/2021 Cuma Köşe yazarı V.T

Necâşî Müslüman oldu ancak Habeşlilerden gizliyordu. Fakat, halk öğrenmişti!..

 

Kutbüddîn Muhammed Haydarî hazretleri târih ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 821 (m. 1428) senesinde Şam'da Beyt-ül-makdîs’te doğdu. İkiyüz âlimden ders okuyup icâzet aldı. Kâhire’ye gitti ve orada talebe yetiştirdi. 894 (m. 1489)’de orada vefât etti. Buyurdu ki:

Necâşî Müslüman olunca, bu durumu Habeşlilerden gizledi. Fakat, sonradan herkes onun Müslüman olduğunu duydu. Bu durumu insanlar arasında konuşulur oldu. Halk, Necaşî’nin yanına geldi. Sen dînimizden çıkmışsın dediler. “Necâşî onlara: “Ey Habeşliler! Ben sizin başınızda olmaya en lâyık olanınız değil miyim?” deyince onlar, “Evet, öyledir” dediler. “Benim aranızdaki yaşayışımı nasıl buldunuz?” deyince hepsi, “Çok iyi bulduk” dediler. “Öyleyse sizin bana karşı şu tutumunuz da ne oluyor?” deyince, “Sen bizim dînimizi bıraktın, İsâ’yı kul yaptın?” deyince, “Yâ siz İsâ hakkında ne diyorsunuz?” dedi. Onlar da “İsâ, Allahın oğludur” dediler...

Bunun üzerine Necâşî elini, göğsüne ve kaftanına bastırarak, “Ben şehâdet ederim ki; İsâ bin Meryem bu kâğıda yazılı olandan fazla bir şey değil” dedi. Kâğıtta, “Allahtan başka ilâh bulunmadığına, Muhammed aleyhisselâmın, Allahın kulu ve Resûlü olduğuna, İsâ bin Meryem’in de (aleyhisselâm) Allahın kulu ve Resûlü olduğuna ve Allahın Meryem’e ilkâ eylediği rûhu ve kelimesi olmaktan başka bir vasfı bulunmadığına Şehâdet eder” yazılı idi... Sonra Habeşliler Necâşî’nin bu sözü üzerine karşısından çekilip gittiler...

Necâşî vefât ettiği gün, vefâtından Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) haberdâr oldu, O gün Medîne-i münevverenin dışına, Eshâb-ı kirâmla birlikte çıktılar. Eshâb-ı kirâm Resûlullahın arkasında saf oldular. Necâşî için namaz kılındı ve istiğfar yapıldı...

Bu hadîs-i şerîf, uzakta vefât etmiş olan bir kimse üzerine namaz kılınabileceğini söyleyen müctehidler için delîldir. (Cenâze namazının kılınabilmesi için, meyyitin (ölünün) naaşının, imâmın önünde bulunması şarttır) diyen fıkıh âlimleri, bu hadîs-i şerîfi şöyle tevil etmektedirler:

Peygamber efendimiz, zâhirde Necâşî’nin gıyabında namaz kılmış gibi görünmüyorsa da, aslında onun tabutu, Resûlullahın görebileceği şekilde havaya yükseltilmiş ve Resûlullah efendimiz, onu bizzat görüp, hazır olan (Cenâzesi imâm önünde bulunan) kişinin cenâze namazı gibi namaz kılınmıştır. Her iki takdîre göre de bu durum, Resûlullahın Peygamberliğinin açık alâmet ve delîllerinden biridir.