Hac mevsimi yaşanan ibretlik bir hadise...

12/03/2023 Pazar Köşe yazarı V.T

Muhammed El-Ensârî hazretleri evliyânın büyüklerinden ve Hanbelî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 1050 (H.442) senesinde Bağdât'ta doğdu. 1141 (H.535) senesinde Bağdât'ta vefât etti.

Bir hac mevsimi sonrası Mekke-i mükerremede kalan Muhammed Ensârî, bir gün ibrişim bir kese görüp aldı. Bir ara bir ses duydu. İhtiyar bir kişi bağırarak; "İçinde inci olan kaybolmuş keseyi bulup getirene, şu elbise ile beş yüz dinar vereceğim" diyordu. Hemen yanına gitti. O ihtiyar kaybolan kesenin ve içindekilerin vasıflarını söyleyince, keseyi çıkarıp teslîm etti. O da vadettiği elbiseyi ve beş yüz dinarı verdi. Muhammed Ensârî onun verdiklerini almak istemedi ve; "Benim onu size geri vermem uygundur. Bunun için bir karşılık istemem" dedi. O da; "Mutlaka alman lâzım" diyerek ne kadar ısrar ettiyse de kabûl etmedi...

O ihtiyar, nihâyet yanından ayrılıp gitti. Bir süre sonra Mekke-i mükerremeden ayrıldı. Bir sâhilden gemiye bindi. Gemi yola çıktıktan bir zaman sonra fırtına çıktı ve dalgalar gemiyi parçaladı. Gemide bulunanların çoğu boğuldu. Malları telef oldu. Muhammed Ensârî büyükçe bir tahta parçasına tutunup bir müddet denizde kaldı. Sonra bayıldı, ancak dalgalar onu bilmediği bir yere sürükleyip kıyıya attı. Kendine gelince, sonra orasının bir ada olduğunu öğrendi. Oradaki insanlarla tanıştı. Mescidlerinden birinde Kur'ân-ı kerîm okudu. Oranın halkının büyük bir kısmı onu dinlemek için mescide koştu. Ondan, kendilerine ve çocuklarına Kur'ân-ı kerîmi öğretmesini isteyince, dileklerini yerine getirdi. Daha sonra ona; "Aramızda yetim bir kızcağız var. Onunla evlenmenizi isteriz" diyerek ısrar ettiler. O da ısrarlarına dayanamayarak evlendi.

Akrabâları kızı, boynunda pırıl pırıl parlayan gerdanlık olduğu hâlde evine getirdiler. Bu gerdanlık, yolda bulduğu kesenin içindeki gerdanlığın aynısı idi. Ona dikkatle bakmaya başladı. Gerdanlığa dikkatle bakması, kızın akrabâlarının dikkatini çekti. Sebebini sorduklarında, onlara, Mekke-i mükerremede başından geçen gerdanlık hâdisesini anlattı. O zaman onlar, tehlîl ve tekbîr getirmeye başladılar. Onlara; "Siz niye böyle yapıyorsunuz?" diye sorduğunda; "Anlattığın hikâyedeki o gerdanlığın sâhibi olan ihtiyar, bu kızın babasıdır. O duâ eder ve senin için; 'Ben, onun gibi Müslüman görmedim. Ey Allahım! Onunla benim aramı birleştir. Kızımı da ona nikâh edeyim' derdi. İşte şimdi o durum hâsıl oldu. Siz onun kızıyla evlendiniz" dediler.