Ölü evinden helva dağıtılması mekrûhtur!
14/11/2025 Cuma Köşe yazarı V.T
Cenâze çıkan eve komşuların, akrabâların,
yemek göndermeleri müstehaptır.
Necmeddîn Tarsûsî hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. Aslen
Tarsuslu olup 721 (1321)’de Şam’da doğdu. Arapça, fıkıh ve fıkıh usulü tahsil
ettikten sonra İkbâliyye Medresesi’nde müderrisliğe, daha sonra da Şam Hanefî
kâdılkudâtı nâibliğine tayin edildi. 758 (m. 1357)’de Şam’da vefat etti.
“el-Fevâ’idü’l-fıkhiyye” isimli eserinde şöyle buyuruyor:
Meyyit sâhiplerinden büyük, küçük erkeklere ve yaşlı kadınlara
rast gelince, taziye etmek, yani, başın sağ olsun demek gibi, sabır tavsiye
etmek müstehaptır. Taziye için, (A’zamallahü ecrek ve ahsene azâek ve gafere
limeyyitik) denir ki, (Allahü teâlâ, sevâbını, dereceni arttırsın ve güzel
sabretmeni nasip eylesin ve meyyitinin günâhlarını affeylesin) demektir.
Musîbetlere, elemlere sevap olmaz. Bunlara sabretmeye sevâb verilir. Fakat,
elemlere sabredilmese de, günâhların affına sebep olurlar. Hastalık da
musîbettir.
Meyyit sâhibinin, taziye için, üç günden az, bir yerde bulunması
câiz ise de, câmide beklemesi ve kadınların hiçbir yerde beklemeleri câiz
değildir. Definden sonra dua edilir. Sessiz olarak Kur’ân-ı kerîm okunur.
Yüksek sesle okumak mekrûhtur. Sonra cemaat ve meyyit sâhibi, işleri başına
dağılmalıdır. Üç günden sonra taziye yapmak mekrûhtur. Ancak uzakta olanlar ve
yakın olup da, geç haber alanlar için mekrûh olmaz. İki kere taziye etmek ve
kabir başında ve meyyit sâhiplerinin kapılarında taziye mekrûhtur. Taziye,
mektup ile de olur.
Cenâze çıkan eve komşuların ve yakında oturan akrabânın, bir gün ve gecelik yemek göndermeleri müstehaptır. Ca’fer-i Tayyâr “radıyallahü anh” şehîd olunca, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bunun evine yemek gönderilmesini emir buyurdu. Ölü evinden yemek, helva dağıtılması mekrûh ve çirkin bir bid’attir. Birinci, üçüncü, yedinci [kırkıncı ve elliüçüncü] gibi günlerde helva, çörek gibi şeyler yapmak ve kabir başında yemek dağıtmak ve hâfızları, hocaları, mevlidçileri toplayıp, okutup yemek vermek mekrûhtur. Bunların çoğu, gösteriş için, şöhret için yapılmaktadır. Bu bid’atler yapılırken, araya nice harâmlar da karışmaktadır. Bunların yapılmasını vasiyet etmek de bâtıldır. Dinlenmez ve günâhtır. Kırkıncı günü beklememeli, dua, hatim, sadaka ve mevlid okutmak gibi ibâdetler, hemen yapılıp, sevapları meyyitin rûhuna hediye edilmelidir.


