Ömür, çok kıymetli bir sermayedir...
15/06/2025 Pazar Köşe yazarı S.K
İnsanın ömrü, çok kıymetli bir sermayedir. Kıymetini bilmeli, zayi
etmemelidir. İnsana kıyamet günü, ömrünü nasıl geçirdiği sorulacaktır.
İnsan, ömür sermayesini dinimizin bildirdiği şekilde
çok iyi değerlendirmelidir. Faydasız, boş
şeylerle geçirmemelidir. Ömürden geçen hiçbir an bir daha geri
gelmez. Ömrünü zayi edenin son pişmanlığı fayda vermez. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(Kıyamet günü kul, şu dört şeyden sorulmadıkça
yerinden ayrılmayacaktır: 1- Ömrünü nasıl geçirdiğinden? 2- İlmi ile
nasıl amel ettiğinden? 3- Malını nereden kazanıp, nereye harcadığından? 4-
Bedenini nerede yıprattığından?) [Tirmizi]
(İki [büyük] nimet vardır ki, insanların çoğu bunlarda
hep aldanırlar. Bunlar: Sağlık ve boş vakittir.) [Tirmizî]
(Allahü teâlânın bir kulunu sevmediği, onun faydasız
şeylerle uğraşmasından anlaşılır.) [Mektubat-ı Rabbaniyye,
1. Cild, 123. mektup]
(Musibetler çoktur. Musibetlerin en büyüğü, vakti
faydasız şeyle geçirmektir.) [Enis-ül-vaizîn]
İslam âlimleri de bu hususta şöyle buyurmaktadırlar:
“Vakit keskin bir kılıçtır (Gelir ve geçip
gider.) Mühim işleri bugün yapmalı, mühim olmayanları yarına
bırakmalıdır.” (İmam-ı Rabbani Hazretleri)
“İnsanların sahip oldukları ama geçtikten sonra bir
daha ebediyen bulamayacakları en kıymetli sermaye, zamandır.” (Cüneyd-i
bağdadi Hazretleri)
“Tasavvuf (evliyalık yolu), vakti en değerli şeye sarf
etmektir.” (Ubeydullah-i Ahrar Hazretleri)
“Eğer parayla zamanı satın almak mümkün olsaydı, şu
kahvehanede oturanların zamanlarını alır, çalışırdım.” (Hüseyin Hilmi Işık
Hazretleri)
İslam âlimlerinin ve evliyanın büyüklerinden Muhammed
Masum Faruki Hazretleri buyurdu ki:
“Ahbap, arkadaşlar, öldüler, gittiler. Bu hâlleri
görüp de, gafletten uyanmıyor, ibret almıyoruz. Pişman olmuyoruz. Tövbe
etmiyoruz. Gaflet devam ediyor, günahlarımız artıyor… Hadiselerden ve
nasihatlerden ibret alınmıyor. Uzun seneler, beraber yaşadıkları, birlikte
gezip dolaştıkları, yiyip içtikleri, yatıp kalktıkları ahbaplarını,
arkadaşlarını düşünsünler. Sevdiklerinin, birlikte eğlendiklerinin,
yardımcılarının ne olduklarını görmüyorlar mı? Hiçbirinden bir şey kaldı mı?
Ömürlerinin harmanını rüzgâr götürdü... Ömrümüzü gaflet ile geçirmemeye
gayret edelim. Allahü teâlânın emrettiği ibadetleri, razı olduğu iyi işleri
yapalım! Nefis ve şeytanın ve kötü kimselerin yalanlarına, fitnelerine
inanmayalım! Kabir ve kıyamet azaplarını düşünerek, kendimizi şimdiden
koruyalım!”
Gelip geçti ömrüm çabuk, bir yel esip geçmiş gibi,
Hele, bana şöyle gelir, gözüm yumup, açmış gibi.
İşbu söze Hak tanıktır, canlar gövdeye konuktur.
Bir gün ola, çıka,
gide, kafesten kuş uçmuş gibi.
