Bir kimse ölünce, onun kıyâmeti kopmuş olur!
15/11/2025 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Allahü
teâlâ, ölüm gelinceye kadar ibâdet yapılmasını emretmektedir!..
Celâleddîn
Tebrîzî hazretleri evliyanın büyüklerindendir. 560’ta (m. 1165) Tebriz’de
doğdu. Bağdat’a gidip Şehâbeddin Sühreverdî hazretlerineintisab etti. İcazet
verilerek Hindistan’a gönderildi. Önce Delhi’ye, sonra Bedâyûn’a, oradan
Bengal’deki Panduh kasabasına giderek insanları irşad etti. 642 (m. 1244)’de
orada vefat etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
Hicr sûresinin
doksandokuzuncu âyetinde meâlen, (Sana yakîn gelinceye kadar, Rabbine ibâdet
et) buyuruldu. Burada yakîn demek, mevt, yâni ölüm olduğunu, tefsîr âlimleri
bildirmektedir. Allahü teâlâ, bu âyet-i kerimede, ölüm gelinceye kadar ibâdet
yapılmasını emretmektedir. Ölüm de, bu dünyanın sonu demektir. Çünki hadis-i
şerifte, (Bir kimse, ölünce, onun kıyâmeti kopmuş olur) buyuruldu.
Âhıret hayatında
hakîkatler meydana çıkacaktır. Orada sûretler hakîkatlerden ayrılacaktır. Dünya
hayatı başkadır. Âhıret hayatı başkadır. Bu iki hayatı birbiri ile karıştıran,
yâ câhildir veya zındıktır!Zındık, din perdesi altında İslâmiyeti yıkmaya
çalışır. Çünkü, İslâmiyetin câhillere olan her emri, âlimlere de ve tesavvuf
yolunun sonuna varanlara da emredilmiştir. İslâmiyetin emirlerini yapmakta,
bütün müminler ve âriflerin en yüksek derecede olanları arasında hiç ayrılık
yoktur. Tasavvufcuların câhil olanları ve mülhidler, İslâmiyetin emir ve
yasaklarından kendilerini sıyırmak istiyorlar. Bu emirler ve yasaklar, yalnız
câhil kimseler içindir diyorlar. Tasavvufçulara ve tarîkatçılara yalnız marifet
ve hakâyık-ı Kur'âniyyeyi öğrenmek emrolundu diyorlar. O kadar câhildirler ki,
âmirlere, kumandanlara ve devlet adamlarına da yalnız adalet ve insâf etmeleri
emrolundu. Bunlara başka bir ibâdet emrolunmadı diyorlar. İslâmiyet, marifet
elde etmek için lâzımdır. Marifet elde edenlerin İslâmiyete uymalarına lüzûm
yoktur diyorlar.Yukarıdaki âyet-i kerimede yakîn demek, marifetullah demektir.
Sehl bin Abdüllah-i Tüsterî de böyle demiştir diyorlar. Bu âyet-i kerime,
(Allahü teâlânın marifetine kavuşuncaya kadar ibâdet ediniz!) demektir
diyorlar.
Ehl-i sünnet âlimlerinden bu âyet-i kerimedeki yakîne marifetullah diyen olmuş ise de, (Marifetullah elde edinceye kadar, ibâdet zahmeti, güçlüğü bulunur. Sonra bu güçlük kalmaz) demişlerdir.


