"Eğer şükretmezsen, nimet elinden alınır!"

18/10/2025 Cumartesi Köşe yazarı V.T

"Şayet şükredersen, sana daha hayırlı yollar, daha güzel nimetler ihsân edilir."


Muhammed Bezzâr hazretleri tefsîr, hadîs ve fıkıh âlimidir. 289 (m. 901)’de Bağdâd’da vefât etti. Hocası Harisi Muhâsibî’dir. Bişr-i Hafî ile sohbet etti. Ayrıca, Sırrî-yi Sekatî ve başka büyük zâtların sohbetlerinde bulunup, kendilerinden ilim öğrendi. Ebû Bekr-i Kettânî, Hayr-ün-Nessâc ve başka zâtlar kendisinden hadîs-i şerîfler rivâyet etti. İmâm-ı Ahmed bin Hanbel, bu zâta çok saygı gösterirdi. Sohbetlerinde buyurdular ki:

 

“Allahü teâlâ sana hayır yollarından birini açarsa, sen o yolda gayretle devam et. Ama o nimeti sana ihsân edeni ve o nimete kavuşmana vesîle olanları da unutma. O nimete kavuştuğun için büyüklenme. Senin yapacağın şey, buna kavuşturana şükretmendir. Eğer şükretmezsen, o nimet, elinden alınır. İhsân edeni üzmüş olursun. Eğer şükredersen, sana daha hayırlı yollar, daha güzel nimetler ihsân edilir. Nitekim Allahü teâlâ, İbrâhîm sûresi 7. âyetinde “Eğer şükrederseniz elbette size nimetimi arttırırım ve eğer nankörlük ederseniz, haberiniz olsun, gerçekten azâbım çok şiddetlidir” buyuruyor.

 

“Bir kimsenin, Allahü teâlâyı sevmesi, sonra da O’nu unutması, devamlı Allahü teâlâyı hatırlayıp, sonra da O’nu bulamaması ve Allahü teâlâyı anmaktaki tadı alıp, sonra da O’ndan gâfil olması düşünülemez.”

 

“Allahü teâlâ (Câhillerden yüz çevir) (A’râf-199) buyuruyor. Nefs, câhillerin en câhilidir. O hâlde ondan daha fazla yüz çevirmelidir.”

 

“Nefsinin kötü olan arzularını yapmayıp, onun âhırette kurtulmasını temin edebilirsen, nefsinin hakkını îfâ etmiş olursun. İnsanlar senin kötülüğünden emîn olurlarsa, onların hakkını îfâ etmiş olursun.”

 

“Bir kimsenin münâzara ve muhalefet yaptığını, sâdece kendi görüşünü beğendiğini, ısrarlı bir tutum içerisinde olduğunu görürsen, hüsranının tamam olduğunu bil.”

 

Bu mübarek zat, Bağdâd’da Ressâfe isimli mescidde vaaz ederdi. Sonraları Medine isimli mescidde vaaz etmeye başladı. Her cuma günü Medine isimli mescidde vaaz ediyorken kendisine gâibden bir ses geldi. “Ey Ebâ Hamza! Bugüne kadar konuştun. Çok güzel ve tesîrli konuşuyorsun. Ama bundan sonra konuşmaman daha hayırlıdır” diyordu. Birden rengi değişti, sarardı ve kürsüden yere düştü. Ertesi cumaya varmadan vefât etti. Vefât edinceye kadar hiç konuşmadı...