Bir ibâdete başlarken niyet etmek lazımdır...

19/09/2022 Pazartesi Köşe yazarı V.T

Niyet, kalb ile olur. Yalnız söylemek ile niyet edilmiş olmaz.

 

Şeyh Âşık Efendi Edirne'de yaşamış büyük velîlerden olup İbrâhim Gülşenî hazretlerinin halîfesidir. Edirne yakınlarındaki Âhûr köyünde doğdu. Önce bir müddet ilim öğrendi. Daha sonra Yavuz Sultan Selîm Han ile berâber Mısır'ın fethine gitti. Mısır'da iken, İbrâhim Gülşenî hazretlerinin meclisine katıldı, kalbini tamâmen ona bağladı. Tekrar Edirne'ye gelen Âşık Efendi, talebe yetiştirmeye başladı. 1567 (H.975) senesinde vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:

Yapılan ibâdetin sevabını, ölü veya diri başkasına hediye etmek câizdir. Hac, namaz, oruç, sadaka, Kur'ân-ı kerim, mevlid okumak, zikir ve duâ okumak sevaplarını başkasına hediye etmek, Hanefî mezhebinde câizdir. Bu ibâdetleri ücret karşılığı, pazarlık ederek yapmak câiz değildir. Allahü teâlâ için Kur'ân okuyup, verilen hediye kabûl edilir. Mâlikî ve Şâfiî mezheplerinde, sadaka, zekât ve hac gibi mâl ile yapılan ibâdetlerin sevabını hediye etmek câiz olup, namaz, oruç ve Kur'ân-ı kerim okumak gibi beden ile yapılanları câiz değildir. Hadis-i şerifte, (Kabristandan geçen kimse onbir ihlâs sûresi okuyup, sevabını kabirdekilere hediye ederse, meyyitler adedince sevap verilir) buyuruldu. Hanefî olan, sevabını hediye eder. Mâlikî ve Şâfi'î ise, meyyitin affı için duâ eder.

İbâdetlerin sahih olması için, Allahü teâlânın rızası için yapmaya niyet etmek lâzımdır. Niyet, kalb ile olur. Yalnız söylemek ile niyet edilmiş olmaz. Kalb ile birlikte olmak şartı ile söyleyerek niyet etmek câiz olur denildi. Kalb ile niyet, söz ile niyete benzemezse, kalbdeki niyete bakılır. Yalnız yemin etmek böyle değildir. Yemin etmekte, söz esastır. İbâdetlerde niyetin söz ile yapılacağını bildiren hiçbir hadis-i şerif ve haber mevcut değildir. Dört mezhebin imamları da bildirmemiştir. Niyet, ibâdet yapmayı kalbe getirmek, hâtırlamak değildir. Allahü teâlâ için yapmağı irâde etmek, istemek demektir. Niyet, ibâdete başlarken yapılır. Daha önce, meselâ bir gün önce yapılırsa, niyet olmaz. Buna emel, arzu, vaat denir.

Başkalarının günaha girmemeleri için, bir kimsenin mubâhları terk etmesi iyi olur. Fakat sünnetleri, hattâ müstehabları terk etmesi câiz olmaz. Meselâ gıybet yapmamaları için, misvâk kullanmayı, sarık sarmayı, başı açık gezmeyi, merkebe binmeyi terk etmek iyi olmaz.