"Niçin böyle söylüyorsun?"

20/01/2021 Çarşamba Köşe yazarı A.U

Bir gün Peygamberimiz, hazret-i Alî’nin atının üzengisini tutan kişiye;

“Aliyyül mürtezâ, senin elinle şehîd olsa gerektir” buyurdular.

O, bu sözü işitti, çok üzüldü!

Ağlayarak hazret-i Alî’ye geldi.

Ve Ona yalvararak;

Yâ Alî kanım sana helâl olsun.

Beni hemen, şu an öldür” dedi.

Hazret-i Alî şaşırdı!

Ve ona sordu ki:

“Niçin böyle söylersin?”

O utandı, sıkıldı!

Ve kendisine dedi ki:

“Resûlullah, bana; (Alî’nin şehâdeti, senin elinden olsa gerektir) buyurdu.”

Sözüne devamla:

“Bu yüz karalığı benden meydana gelmeden, ben senin elinle öleyim de, dünyâda ve âhirette yüzü siyah olmayayım” dedi.

Ve ağlamaya başladı!

Aliyy-ül Mürtezâ:

“Takdîr-i ilâhî değişmez. Ben şehitliği istemez miyim?” buyurdu.

O kişi ağlıyordu!

Alî bin Ebî Tâlip:

“Efendimiz, bunu bana söyledi.

Onun için sen gönlünü hoş tut.

Hem bu sırrı hiç kimseye açma.

Ben sana yine de iltifat ederim” buyurdu.

Alî bin Ebî Tâlip şöyle rivâyet eder:

“Resûl-i Ekrem Efendimiz; (Yâ Alî, Allahü teâlâdan, seni hilâfette öne alsın diye üç kere istedim. Allahü teâlâ kabûl etmedi, Ebû Bekr’i öne aldı) buyurdu.