Anaya, babaya itaat ve ihsân etmelidir...

11/03/2024 Pazartesi Köşe yazarı V.T

Ana baba kâfir olsa bile, onlara karşı gelmek, üzmek yine caiz olmaz.

 

Ma’rûf Nerkisecârî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1863 (H.1280) târihinde Kuzey Irak’ta Nerkisecâr’da doğdu. Halebçe’de Câmi-i Kebîr’de Şeyh Mahmûd Müftî'den okudu ve icâzet aldı. Sonra Biyâre’de Şeyh Ömer Ziyâüddîn hazretlerine talebe olup mânevî terbiyesi altına girdi. 1912 (H.1331) târihinde Süleymâniye'de vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:

“Anaya, babaya itaat ve ihsân etmelidir. Tâat olan, mübah olan ve günah olmayan şeylerdeki emirlerini yapmalıdır. Zevcenin de, zevcinin günah olan emirlerini yapmaması lâzımdır. Hiç kimsenin günah işlemek için verdiği emir yapılmaz. Mübah olan işler için verdikleri emirleri yapmak, vâcib değil ise de caizdir. Tâat olan işlerdeki emirlerini yapmak vâcibdir. Yapması caiz olmayan emirlerine karşı isyan etmemeli yumuşak, tatlı cevap vermeli, fakat yapmamalıdır. Ana, baba, en kötü günâhı, hattâ küfrü bile emir etse veya kendileri kâfir ise, onlara karşı gelmek, üzmek yine caiz olmaz.

Ana-baba âciz ve fakir iseler, gayr-i müslim olsalar bile, nafakalarını vermek çocuğa vâcibdir. Dedeler, nineler de ana-baba gibidir. Ana baba ve yakın akrabayı ziyâret etmek vâcibdir. Terk etmek büyük günahtır. Hiç olmazsa selâm göndererek, tatlı mektûp yazarak bu günahlardan kurtulmalıdır. Selâmın, mektûbun ve sözle, para ile yardımın miktarı ve zamanı yoktur. Lüzum ve imkânı kadar yapılır. Zî-rahm-i mahrem olmayanlara bunlar vâcib değildir. Bunlar önce anaya, sonra babaya, sonra evlâda, sonra ecdada, yani dedelere, sonra ceddâda yani büyük annelere sonra erkek ve kız kardeşlere, amcalara, halalara, dayılara ve teyzelere yapılır. Bunlardan sonra, mümkün olursa, zî-rahm-i mahrem olmayan amca oğluna, amca kızına ve hala, dayı ve teyze çocuklarına, sonra nikâh sebebi ile akraba olanlara, sonra komşulara yardım ve ihsân etmek çok sevaptır. Ana-baba uygunsuz, hattâ gayrimüslim kimseler de olsalar, hizmet etmek, ihsânda bulunmak evlâda vâcibdir. Fakat küfre teşvik ederlerse ziyâretlerine bile gidilmez.”

“İnsan kendi kusur ve hatâlarını görmelidir. İbrâhim bin Edhem hazretleri buyurdu ki: 'Yedi yıl insanların arasında bulundum. Hiç kimsenin kendi hatâsını, başkasının hatâsına tercih etmediklerini gördüm. 'Müslüman bir kimse şöyle bir hatâ işledi' dedikleri zaman, 'Keşke kamçı ile bana vursalardı da bu sözleri duymamış olsaydım' diyeni görmedim.”