Âlimlerin baş tacı Seyfeddin-i Fârûkî

20/05/2023 Cumartesi Köşe yazarı A.D

Seyfeddin-i Fârûkî hazretleri, Silsile-i aliyyenin yirmi beşincisidir. İmam-ı Rabbani hazretlerinin torunu ve Urvetül-Vüskâ Muhammed Masûm Fârûkî hazretlerinin beşinci oğlu Muhammed Seyfeddîn (rahmetullahi aleyh) tasavvuf bilgilerinin mütehassısı idi. 1639 (H. 1049)’da Serhend’de doğdu. 1696 (H. 1098) yılında aynı yerde vefat etti. "Muhyissünne" yâni (sünneti diriltip yayan) adı ile şöhret buldu...

Zahir ve bâtın ilimlerinde çok yüksek olan Muhammed Seyfeddîn-i Fârûkî hazretlerinin doğumundan itibâren büyük bir zât olacağı ve insanlara hidâyet yolunu göstereceği belliydi. Nakledilir ki: Doğum zamanında bir melek; "Doğduğu gün, öleceği gün ve dirileceği günde ona selam olsun" mealindeki Meryem suresinin 15. âyet-i kerimesini okuyarak müjde vermişti.

Seyfeddin-i Fârûkî hazretleri küçük yaşından itibaren ilme yöneldi. Amcası Muhammed Said'den aklî ve naklî ilimleri tahsil edip kısa zamanda âlim oldu. Zamanının bir tanesi ve marifet deryası olan babası Muhammed Masûm Fârûkî'nin teveccüh ve sohbetleriyle ilerleyip, kısa zamanda birçok kerametlere kavuşup arifler semâsının ayı ve âlimlerin baş tacı oldu.
Kemale erdikten sonra babasının emriyle Âlemgir Han ile görüşmek üzere Delhi'ye gitti... Delhi'ye vardığı zaman, şehrin kapısında iki azgın fil ve bunları zaptetmeye çalışan iki heybetli pehlivanın resimlerinin asılı olduğunu gördü. Sultana o resimleri indirtip yok edinceye kadar şehre girmeyeceğini bildirdi. Sultan resimleri indirtince şehre girdi...

Sultan Âlemgir Han, kendi isteğiyle ona talebe oldu. Sohbetleriyle şereflendi... Sohbetlerinin bereketiyle Hindistan'da yayılmış birçok bid’at ve sapıklık, Sultan Âlemgir Han tarafından ferman çıkarılarak ortadan kaldırıldı. Diğer vezirler, valiler ve devlet adamları da sohbetleriyle şereflenip hidayete kavuştular... Himmet ve bereketiyle, Hindistan'ın her tarafında İslamiyet yayılıp Müslümanlar kuvvetlendi. Bid’at sahipleri ve kâfirler perişan oldu. Sultan Âlemgir Han “Benim saltanatım zamanında böyle evliya yetiştiği için, Rabbime sayısız şükürler olsun” diye hep dua ederdi...

Delhi'de, sohbet meclisleri çok bereketli ve kalabalık olurdu. Kâfirler ve fâsıklar da onun sohbetine gelip, yüksek huzuruyla şereflenince, hidayete kavuşup eski günahlarına tövbe edip, istigfar ederek geri dönerlerdi. Sohbetinin bereketiyle, binlerce kişi hidayete kavuşup, yüksek derecelere ulaşmıştı. Dergâhına her gün binlerce kişi gelir feyiz alırdı...

Seyfeddîn-i Fârûkî hazretleri, insanlara maddî ve mânevî her türlü yardımı yapar, sohbetlerinde sık sık, insanlarla yardımlaşmanın önemini anlatırdı. Allahü teala şefaatlerine nâil eylesin...