Dindar olmak gerici olmak değildir!..

25/02/2021 Perşembe Köşe yazarı S.A

Müslümanlar, dinlerine ne kadar değer vermişlerse, dünya işlerinde o kadar başarılı olmuş, ilerleme kaydetmişlerdir.

 

 

İnsanoğlu, her geçen gün biraz daha ilerleme kaydetmekte, yeni buluşlar ve keşifler elde etmekte ve daha ileri seviyelere ulaşabilmektedir. Bu ise ona ihsan edilen akıl sayesindedir.

Aklı olmayan hayvanların yaşayışlarında hiçbir değişiklik söz konusu olamaz.

İlk yaratılan karınca, toprak altında yuva yapardı, topladığı gıdaları oraya biriktirirdi, kendisinden büyük yükler taşırdı. Bugünkü karınca da aynı şeyi yapıyor...

İlk yaratılan arı, nasıl ki önce peteğini yapıyor ve altıgen şeklinde meydana getiriyordu ve daha sonra içini çiçeklerden topladığı gıdaları bala çevirip peteğini dolduruyordu ise, bugünkü arı da aynısını yapmaktadır... Hiçbir gelişme ve değişiklik yoktur onların hayatında.

Fakat bizim hayatımız çok farklı. Yüz sene önce ölen bir insan, bugün dirilse, dünyamızda olup bitenlere bir baksa, ne kadar şaşıracak, âdeta gözlerine inanamayacak.

Yaptığı bir aletle, bulutların üstünde seyretme imkânı, dünyanın öbür ucundaki ile görüşüp konuşabilme nimeti, daha neler neler...

Gün yoktur ki, insanlar ilim ve teknik bakımından yeniliklerle tanışmasın. Artık eskiye dönüş mümkün değildir.

Meselâ, asrımızda yaşayan birine "Eskiden yaya veya atla seyahat edilirdi. Sen de ecdadın gibi yap!" desen, kaç kişiyi buna razı edebilirsin?

Elektrikle değil, gaz lambası ile aydınlanmayı kime kabul ettirebilirsin?

Dünyanın en yüksek iknâ kabiliyetine sahip olsanız bile, kimseyi yanınıza alamazsınız.

Netice olarak; kimse gerici olmaz, olamaz ve olmak da istemez. Bazıları bundan niçin endişe ediyorlar?

Bazı şeyler değiştirilemez, yerlerine bir başkası konamaz. Meselâ "Güneş milyonlarca sene önceden yaratılmıştır. Bu artık eskidi, bununla aydınlanmak, ise gericiliktir. Biz yeni bir güneş bulalım, o bizi aydınlatsın. Değilse ilerici olamayız" denebilir mi? İstense bile başka güneş bulunabilir mi?

Bize ışık ve hayat veren bu güneşi beğenmezsek aptallık etmiş oluruz; hayatımızı da sona erdirmiş oluruz.

Mukaddes dinimiz de manevi güneşimizdir. Güneş gibi, eskimez ve alternatifi yoktur.

Tarih şahittir ki, Müslümanlar, dinlerine ne kadar değer vermişlerse, dünya işlerinde o kadar başarılı olmuş, ilerleme kaydetmişlerdir.

Bir aşiretten cihan imparatorluğu çıkaran, altı asır üç kıt'aya hâkim olan Osmanlı devletinin kurucusu Sultan Osman'ın oğluna yazdığı vasiyeti meşhurdur. Bir bölümü şöyledir:

"Ey oğlum! Allah için cihad et. Padişahlığın aslı ve esası İslamiyet'tir. Bizim mesleğimiz Allah yoludur. Maksadımız onun dinini yaymaktır. Yoksa kuru bir cihangirlik davası değildir..."

Evet, bir gün gelecek ve herkes çok iyi anlayacak ki, dindar olmak gerici olmak değildir.