İslâm adâletine hayran kalan Hristiyanlar...

29/05/2023 Pazartesi Köşe yazarı V.T

Hayâlî Çelebi evliyânın meşhurlarındandır. Meşhûr velî İbrâhim Gülşenî hazretlerinin oğlu ve halîfesidir. 1485 (H.890) senesinde Tebriz'de doğdu. Babasının terbiye ve sohbetlerinde yetişti. İcazet alarak dört halifesinden biri oldu. Babasının vefatından sonra Hacca gitti, dönüşte Mısır’a yerleşti. 1569 (H.977) senesinde Mısır'da vefât etti.

Hayâlî Çelebi'nin talebesi ve dâmâdı olan Muhyî Gülşenî anlatır:

1553 senesinde, Mısır'da nâib, kâdı vekîli idim. Orada Hayâlî Çelebi'nin elinde tövbe edip ona talebe olduktan sonra, vazîfemden vazgeçtim. Mahkemeye gidip, durumu anlattım. Üstâdım olan Mısır Kadısı Abdülbâkî Efendi, Hayâlî Çelebi'nin yanına geldi. Ahmed Hayâlî'ye; "Muhyî benim oğlumdur. Sizin kulunuz oldu. Sizden, mahkemeyi terk etmeyip nâiblik vazîfesinde kalmasını ricâ ederim. Muhyî, sizinle zâhirî irtibâtımızdır. Mânevî durumumuzu siz bilirsiniz" dedi...

Bunun üzerine hocam bana; "Yarın mahkemeye git" diye emretti. Ben; "Artık dervişlik mertebesine ulaştım. Başka işlerle uğraşmak istemiyorum, affediniz" dedim. Kızgın bir şekilde; "Sen bir de derviş olmuşsun. Ya söz dinlersin veya bildiğin şekilde hareket edersin. Sen söz dinle!" dedi. Bana acâib bir korku geldi. Titremeye başladım. Elimde olmadan; "Emir, Sultânımındır" dedim. "Emir, Allahü teâlânındır. Bir mazlumu, isterse zımmî, Müslümanların idâresinde yaşayan kâfir, isterse Müslüman olsun, serbest bırak. İkisinin de kurtulmasına sebep olursun" buyurdu.

Hocam Hayâlî Çelebi'nin emrine uyarak, vazîfeli olduğum mahkemeye gittim. Biraz sonra bir Hristiyan geldi. Kendisine makam ve mevki sâhibi bir Müslümanın haksızlık yaptığını, bir başka Hristiyanla benzerliklerinden istifâde ile, onun bin altın borcunu kendisinden almak istediğini söyleyip şikâyetçi oldu. Adam gönderip borçlu ve alacaklıyı getirtti.

Yapılan soruşturma ve tahkîk netîcesinde, Hristiyanın haksızlığa uğradığı anlaşıldı ve bu yolda hüküm verildi. Müslüman, suçunun ortaya çıkması ile mahcûb olup utandı. Tövbe etti. Dâvâcı olan Hristiyan ile borç almış olan Hristiyan, tecellî eden İslâm adâletine hayran kaldılar ve ikisi de Kelime-i şehâdet getirerek Müslüman oldular. Böylece hocam Hayâlî Çelebinin kerâmeti ortaya çıktı. Söz dinlememin bereketiyle, bir Müslümanın tövbe etmesine, iki Hristiyanın da Müslüman olmasına vesîle oldum.