Bir ülkenin dar-ül-harb olması için aranan şartlar nelerdir?

Gayrimüslim ülkelerde

Sual: Bir ülkenin dar-ül-harb olması için aranan şartlar nelerdir?
CEVAP
İmam-ı a’zama göre bir ülke üç şartla dar-ül-harb olur:
1- Dar-ül-harbe bitişik olması.

2-
 Müslüman inancıyla güvence içinde olmaması.

3
- O ülkede gayri islami hükümlerin tatbik edilmesi. İmameyne [imam-ı Ebu Yusuf ile imam-ı Muhammed'e] göre ise gayri islami hükümlerin uygulandığı andan itibaren o ülke dar-ül-harb olur. Bir bid’at ehli, “Bin yıl öncesinin dar-ül harb ahkamını bugüne taşımak bence yanlıştır” diyor. Bin yıl önceki namaz, oruç gibi ibadetler de sence yanlış olabilir. Teknikte değişiklik ve mükemmel gelişmeler olur ama dindeki değişiklik geçersizdir. Çünkü din kâmildir. (Maide 3)

Dar-ül-harbde caiz olanlar
Sual: 
Fıkhi tabirle, dar-ül-harb denilen, Japonya, Çin, Amerika gibi ülkelerde, Müslümana neler caiz neler haramdır? 
CEVAP
Bazılarını bildirelim:
1- Ehl-i kitabın kestikleri hayvan, temiz kabul edilir. Bir hayvanı kitapsız kâfirlerin kestiği kesin olarak bilinmezse, o hayvanın etini yemek tenzihen mekruh olur. 

2-
 Dar-ül-harpte, İslam’ın vakarını, şerefini korumak ve şöhretten, fitneden sakınmak vaciptir. [Mesela sarık sarmak, sakal bırakmak ve entari giymek fitneye sebep olacaksa, bunlar yapılmaz. Bunlar sünnet-i zevaiddir. Fitneye sebep olmak ise haramdır. Haram ile sünnet, hatta farz çakışınca, haram işlememek için farz tehir edilir, sünnet ise terk edilir. Sünnet ile mekruh çakışınca da sünneti terk etmek gerekir.] 

3-
 Zâlimler, saçını, kollarını açması için zorlarlarsa, (açmazsan, işten çıkaracağız) derlerse, örtülü olarak çalışacak başka yer bulamayınca, kadının kolları açık çalışması, İmam-ı Ebu Yusuf’a göre caiz olur. Kadının kulaklarından sarkan saçlarını örtmesi farz değil diyen müctehid âlimler de vardır. Böyle durumlarda, bu zayıf kavil ile amel etmek caiz olur. 

4-
 Fıkhın dört kısmını, [İbâdet, nikah, alışveriş ve cezalar] Dar-ül-harpte de ahkam-ı İslamiyeye uygun yapmak, uşur vermek lazımdır. Gayrimüslim kadınların saç, kol ve bacaklarına bakmak, Dar-ül-harpte de haramdır. Sadece fâsid alışverişler caizdir. Dar-ül-harpte imana gelen, farz olduğunu işitene kadar, kılmadığı namazları kaza etmez.

5-
 Dar-ül-harpte bulunan Müslüman esir, serbest bırakılsa, rahat dolaşsa, çalışıp kazansa da, kâfirlere gadr etmesi caiz olur. Çünkü, onlara söz vermiş, müstemin olmuş değildir. Fakat, esirin de, onların kadınlarına, kızlarına tecavüz etmesi caiz değildir. Çünkü, nikahlı aileden başka bir kadınla beraber olmak zina olur. 

6-
 Dar-ül-harpte harbi ile yapılan sözleşmenin kıymeti yoktur. Kâfir olan sigortacılar ile sözleşme yapmak ve onlardan para almak helal olur.

7- Dar-ül-İslam’da, Teminat mektubu vermek için alınan ücret caiz olmaz, kefalet de sahih değildir. Kâfiri böyle kefil yapmak, ihtiyaç halinde caizdir. 

8-
 Gayrimüslimlerin kanunlarına karşı gelerek, fitne çıkarmak da caiz olmaz. Kâfir ülkelerdeki kanunlara karşı gelmemek, onları ülül-emir olarak tanımak demek değildir. Allah’a isyana sebep olacak emirlere karşı gelinmez. Kanunlara karşı gelmek, nerde olursa olsun, fitne çıkmasına sebep olur. Fitneye sebep olmak haramdır. Bu haramları işleyen Müslüman, İslamiyet'i ve Müslümanları bütün dünyaya karşı barbar olarak tanıtmış olur. İslamiyet'e büyük zarar vermiş olur.

9-
 Bankadan, zaruret olmadan para çekip faiz ödemek de haramdır. 

10-
 Küfür alametlerini dar-ül-harpte de kullanmak küfürdür. Bunları mizah için, başkalarını güldürmek için, şaka için kullanmak da küfre sebep olur. İtikadının doğru olması fayda vermez. Dinimizin küfür alameti dediği şeyleri mesela haç takmak, zünnar denilen papaz kuşağını takmak zaruretsiz caiz olmaz. 

11- Orada yeni Müslüman olana eziyet edilmiyorsa, mukim olur. 

12- Orada Müslüman olan kadın, kocası Müslüman olmaz ise iddetten sonra ayrılmış olur. 

13- Bankaya para yatırıp faizini almak caizdir. Ceride-i ilmiyye’deki fetvada (Dar-ül-harbde onların bankasına para yatırıp, bankadan faiz almak, helal olur) buyuruluyor.

14- Orada zaruretsiz ehl-i kitap kadın ile nikah yapılmamalıdır. Çünkü haram diyen âlimler vardır. 

15- Orada had cezaları tatbik edilmez.

Gadr etmek nedir?
Sual:
 (Gayrimüslim ülkelerde fâsid alışverişler caizdir, ancak gadr etmek caiz değildir) deniyor. Gadr etmek ne demek? Birkaç örnek verilebilir mi?
CEVAP
Gadr etmek, verdiği sözde, yaptığı anlaşmasında durmamak, hainlik etmek demektir. Tam İlmihal’de diyor ki:
Dar-ül-harbde bulunan bir müstemin Müslüman, mesela, Türkiye’den Fransa’ya, ticaret için gitmiş olan bir Müslüman, kâfirlerin malını, fâsid akit ile alabilir. Çünkü, Dâr-ül-harbde bulunan müsteminin, gayrimüslimlerin mallarını, onların rızası ile alması caizdir. Fakat, gadr ile almak caiz olmaz. Yani sözünde durmamak, hıyanet etmek, her yerde haramdır. Gönül rızası ile malını almak, gadr değildir. Malına, canına, kadınına, kızına saldırmak gadr olur. Haram olur. Fakat, Müslüman ülkesinde bulunan müstemin kâfirin malını, gönül rızası ile olsa da, caiz olmayacak yol ile almak, gadr olur. Çünkü, İslam ülkesinde, İslamiyet’in emirlerine uygun hareket edilir. Mesela Meryem anayı ziyaret için Kudüs’e gelenlerden ve turistlerden ayakbastı parası veya başka isimlerle bir şey almak caiz olmaz. Müslüman hacıdan ayakbastı parası almak da haramdır.

Dar-ül-harbde, gayrimüslimlerin mallarını gönül rızası ile, gadr yapmadan almak Hanefi’de caizdir. Diğer üç mezhepte caiz değildir. (Mecmâ’ul-enhür)

Müstemin:
 Başka bir ülkeye, onların izni ile giren kimse demektir.

Almanya’daki bilet
Sual:
 Almanya’da biri, bana piyango bileti hediye etmişti. Biletime bir miktar para çıktı. S. Ebediyye’de, gayrimüslim ülkelerde piyangolu satış yaparak kâfirlerin mallarını almanın caiz olduğu bildiriliyor. Bu hükme istinaden, bana verilen bilete çıkan parayı almam caiz olur mu?
CEVAP
Evet, caiz olur.

Kâfir ülkesinde
Sual: Yıllarca Rusya’nın zulmü altında kalıp da, namazın ve orucun farz olduğunu duymayan kimse, daha sonra bunların farz olduğunu öğrenince, bunları kaza etmesi gerekir mi?
CEVAP
Müslümanların çoğunun bildiği şeyleri bilmemek ve öğrenmemek günah olur. Hangi ülkede olursa olsun İslam bilgilerinin yaygın olduğu yerde, bilmemek özür olmaz, günah olur. (S. Ebediyye)

Bunun için o namazları ve oruçları kaza etmesi gerekir. Kâfir ülkesinde de olsa, içkinin, zinanın haram olduğunu çok Müslüman biliyorsa bilmeyenlerinki özür olmaz.

Eğer bulunduğu yerdeki Müslümanların çoğu namazın, orucun farz olduğunu duymamışsa, o zaman mazur olur. Çünkü İslam Ahlakıkitabında, (Kâfir ülkesinde, farz olduğunu bilmediği için kılmadığı namazları, tutmadığı oruçları ve vermediği zekâtları kaza etmez) deniyor.

Kâfir bankasında çalışmak
Sual: Meşihat-i islamiyyenin yani eskiden İstanbul'da din işlerini idare eden Osmanlı Devleti’nin Diyanet İşleri dairesinin (Ceride-i ilmiyye) kitabının 29 Şubat 1336 ve 9 Cemazil-uhra 1338 tarih ve 55. sayısının 1744. sayfasında yazılı fetvada, (Gayrimüslim bir ülkede kâfir bankasına para yatırıp, bankadan faiz almak, şer’an helâl olur)buyuruluyor. Peki, böyle bir bankada çalışıp alınan maaş da helâl olur mu?
CEVAP
Evet, böyle bir bankada çalışıp maaş almak da, helâldir. (S. Ebediyye)

Gayrimüslim ülkelerde faiz
Sual: Fransa gibi dar-ül harb olan gayrimüslim bir ülkede, bankaya para yatırıp faizini almak veya kazanılması kesinse, kumar veya başka şans oyunlarıyla onların paralarını almak caiz midir?
CEVAP
Bu konuda, din kitaplarımızda deniyor ki:
Dar-ül-harbde, kâfirlerin mallarını faizle, kumarla, fasid beyle almak helâldir. Bu yollarla Müslümanın zarar etmesi helâl değildir. (İbni Âbidin) [Demek ki faiz vermek caiz olmadığı gibi, kaybetme ihtimali varsa, kumar ve diğer şans oyunlarını oynamak da haram oluyor.]

(Dar-ül-harbde, Müslümanla kâfir arasında faiz yoktur) hadis-i şerifi gösteriyor ki, onların mallarını gönül rızalarıyla, gadr yapmadan almak caizdir. (Mecmaul-enhür)

Dar-ül-harbde, Müslümanların, kâfirlerden ve orada Müslüman olanlardan, faizle ve fâsid beyle mallarını almaları caizdir. Çünkü onların mallarını rızalarıyla almak mubahtır. (Dürer ve Gurer)