Hakiki âlimlere saldırı

Hakiki âlimlere saldırı

Reformcu diyor ki: (Mezhebe, meşrebe yer vermedim, eski âlimleri dikkate almadım. Eski bilgileri yeni etiketiyle pazarlamadım, onun için eski âlimlerden örnek almadım. Çağa uymaya çalıştım.)
CEVAP
Bu reformcu yazar, kendisinin de itiraf ettiği gibi, dört hak mezhepten ve Ehl-i sünnet âlimlerinden hiç kaynak vermemiş, ancak Ehl-i sünnet olmayan İbni Teymiye, Şevkani gibileri örnek almış. Yani Ehl-i sünnet âlimlerinin yazılarını değil de, eski sapıkların yazılarını yeni etiketiyle pazarlıyor. Eski âlimleri tenkit eden çağımızdaki sapıklara kurtuluş simidi gibi sarılmış, onlardan örnekler vermiş.

Kendisinin de çekinmeden söylediği gibi, kitabı Hanefî mezhebine veya dört hak mezhepten birine göre yazmamıştır. Kendi görüşü ayrı bir ekol olarak bildiriliyor. Yani böylece, kendi anladığına göre yeni bâtıl bir mezhep ortaya çıkarmış oluyor. Müslümanların, asırlardır tâbi oldukları dört mezhebi bırakıp da kendi mezhebine girmelerini istiyor.

İslam âlimlerine saldırıyor. Eğer Kur’ana ve Sünnet’e uygun yazsaydı, eski âlimleri senet kabul eder, onların hükümlerini bildirirdi. Kur’an-ı kerimde bu âlimler övülüyor:
(Bilmiyorsanız ehl-i zikre [âlimlere] sorun!) [Nahl 43] (Bu reformcu, âlimlere sormuyor. Kendi görüşünü Kur’anın hükmü gibi anlatıyor.)

(Allah’tan en çok korkan ancak âlimlerdir.) [Fatır 28] (Bu reformcu, Allah’tan korkan âlimlerin verdiği hükümleri değil de, kendi görüşleriyle, zamanımızdaki mezhepsizlerin görüşlerini esas alıyor.

(Bunun hükmünü Peygambere ve ülül-emre [âlimlere] sorsalardı, öğrenirlerdi.) [Nisa 83] (Bu reformcu, âlimlere sorsaydı, yani eski âlimlere uysaydı, dört hak mezhepten birine göre yazardı. Kur’anın emrine uymadığı pek açıktır.)

Hadis-i şeriflerde ise buyuruldu ki:
(Ülül-emr, fıkıh âlimleridir.) [Darimi] (Reformcu yazarın hafife aldığı fıkıh âlimlerinin, yukarıdaki âyet-i kerimede bildirilen ülül-emr oldukları, bu hadis-i şerifle de bildirilmiştir.)

(Âlimler, Peygamberlerin vârisleridir) [Tirmizi, İbni Mace, Ebu Davud]

(Ümmetimin âlimleri, benî İsrail’in peygamberleri gibidir.) [İmam-ı Yâfiî, İmam-ı Rabbani, Abdülgani Nablusi, Neşr-ül-mehasin]

(Âlimlere tâbi olun! Çünkü onlar, dünya ve ahiretin ışıklarıdır.) [Deylemi]

(Âlimler olmasaydı, insanlar helak olurdu.) [İ. Maverdi]

(Bilmediklerinizi salih [âlim]lerden sorup öğrenin!) [Taberani]

Kur’an ve Sünnet’e uysaydı, bunların bildirdiği âlimlere uyardı. Bunlara uymayıp kendi görüşünü esas aldığı için, kitap çok bozularak deforme olmuştur.

Yamuklar övülüyor
Yine diyor ki: (İbni Teymiyye’nin, Fazlurrahman’ın da belirttiği gibi, şefaat görüşü Kur’ana ve Sünnet’e aykırıdır.)
CEVAP
Resulullah efendimizin şefaat hakkındaki hükümlerini görüş olarak kabul edip, İbni Teymiyye’nin sözünü senet gibi alıyor. Vehhabilerin lideri İbni Baz için de merhum diyor. Vehhabiliği tenkit eden tek kelime yok, ama Ehl-i sünnette çok hatalar bulduğunu söylüyor. Nerede sapık varsa onu övüyor. Dört mezhebin dev liderlerinden hiç bahsetmiyor. Abduh ve Efgani gibi mason reformculara hayran olan felsefeci İkbal’i övüyor. Mason Efgani için, (Çağdaş İslam görüşünün büyük düşünürü) demesi yazarın zihniyetini açıkça ortaya koymaktadır. Sayısız İslam âlimi dururken Roger Garaudy de, senet gibi gösteriliyor. Fazlurrahman ile İzzetbegoviç’e olan hayranlığını da gizleyemiyor, Efgani, Şeriatî ve Makdisî’den nakiller yapıyor, ama nedense İmamı a’zam, İmam-ı Rabbani ve İmam-ı Gazali gibi dev şahsiyetlere hiç önem vermiyor. Takdir edici tek kelime yok. Hadis ve fıkıh âlimi İmam-ı Şa’rani hazretlerini, Kur’ana aykırı konuşmakla suçluyor. Bu büyük zata, sırf İbni Teymiyye’yi tenkit ettiği için saldırıyor.

Mezhepsizlere övgü
Reformcu yazar diyor ki:
(Mübarek gecelerin dinde yeri yoktur, yeri olmadığını Kardavî, Elbanî ve Makdisî de söylüyor.)
CEVAP
Burada birkaç hata var:
1- Peygamber efendimiz mübarek gecelerin önemini bildirdiğine göre, mezhepsiz yazarların sözü geçerli olur mu hiç?

2- İkincisi, hani senin hiçbir meşrebin ve mezhebin yoktu? Hak olan mezheplerle ve meşreplerle ilgin yokmuş bu doğru, ama ne kadar yamuk, mezhepsiz kimse varsa hepsini bağrına basıyorsun. Yani senin meşrebin de, bu sapıkların yolu. Hiçbir meşrebe göre yazmadım sözünün yalan olduğu pek açık!