Rafızîler, (Peygamberimiz Gadir-i hum’da Hazret-i Ali’yi resmen halife tayin etti; fakat sahabenin tamamı bunu kabul etmeyip başka birini halife seçti) diyorlar. Niye sahabeler Resulullahın sözünü dinlemediler?

Hazret-i Ali ve Eshab-ı kiram

CEVAP
Bu hem Peygamber efendimize, hem Hazret-i Ali’ye, hem de bütün Eshab-ı kirama yapılmış, çok çirkin bir iftiradır. Öyle bir şey olsaydı, Allah’ın aslanı olan Hazret-i Ali, kimseden çekinmeden halifeliğini açıkça ilan ederdi. Kendini halife ilan etmemesi, Resulullahın sözünü kabul etmemek olur. Bu iftira Hazret-i Aliye nasıl yapılır?

Resulullahın böyle bir sözü olmadığı için Hazret-i Ali, Resulullahın vefatının ikinci günü, mescide gelerek Hazret-i Ebu Bekir’e biat eyledi. Hazret-i Ebu Bekir, sözbirliğiyle halife yapıldı. Hazret-i Ali, Hazret-i Ebu Bekr’in halifeliğini seve seve kabul etmişti. İstemeseydi, korkak değildi, (Resulullah halife olarak beni seçti) der, Sıffin’de nasıl savaştıysa, onlarla da savaşırdı. Hazret-i Ali, Hazret-i Ebu Bekir’i seçtiğini bildirip biat ettikten sonra, minberin önünde oturup, Halifenin suallerine tesirli cevaplar vererek Halifeyi destekledi. (Redd-i Revafıd)

Sahabe Resulullahın sözünü dinlemedi demeleri de çirkin bir iftiradır; çünkü Eshab-ı kiramın tamamı Kur’an-ı kerimde övülmüş, hepsinin Cennetlik olduğu bildirilmiştir. Bu Cennetlik olan insanlar, Peygamber efendimiz için mallarını hatta canlarını feda etmeye her an hazırdılar. Bunların, Resulullahın halife tayin ettiği kimseyi bırakıp da, bir başkasını sözbirliğiyle halife yapması, yani hepsinin hâşâ Peygamber efendimize düşman olması nasıl düşünülebilir? Bu iftirayı ancak İbni Sebeci veya Rafızî denilen kimseler yapar. Başka hiçbir Müslüman böyle şey düşünemez. İki âyet-i kerime meali şöyledir:
(Mekke’nin fethinden önce Allah için mal verip savaşanlar, daha sonra harcayıp savaşanlarla eşit değildir. Onların derecesi, sonradan Allah yolunda harcayan ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah [Eshabın] hepsine de en güzel olanı [Cenneti] vaad etti.) [Hadid 10]

(Allah, [Eshab-ı kiramın] hepsine de en güzeli [Cenneti] vaad etmiştir!) [Nisa 95]

Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Eshabıma dil uzatmakta Allah’tan korkun! Benden sonra onları kötü emellerinize alet etmeyin! Onları seven, beni sevdiği için sever. Beni sevmeyen de onları sevmez. Onları inciten beni incitmiş olur. Beni inciten de Allahü teâlâyı incitmiş olur. Bunun da cezası gecikmeden verilir.) [Buhari]

Halifeye isyan
Sual:
 Eshab-ı kiram arasında savaşanlar oldu. Hazret-i Ali halife iken, halifeye niye isyan edildi?
CEVAP
Hazret-i Ali, halife olunca, karşı taraftakiler, henüz ona biat etmemişler, halifeliğini kabul etmemişlerdi, yani (Sen bizim halifemizsin) dememişlerdi. (Hazret-i Osman’ın katillerini bulup cezalandır! Şu işleri yap! Yoksa halifelere isyanın sonu gelmez. Bunları yaptıktan sonra biz senin halifeliğini kabul ederiz) dediler. Onun için karşı tarafınki halifeye isyan sayılmıyor. Doğruyu bulmak ve Allah'ın rızasını kazanmak için farklı ictihadda bulunuyorlar. Bazı âlimler, bunun bir ictihad hatası olduğunu söylüyorlar. Öyle demeleri de, onların ictihadıdır. İctihad ictihadla nakzedilmez, geçersiz hâle getirilmez. Yani (Karşı tarafın ictihadı hatalıydı) demek de bir ictihaddır. İsabetli olup olmadığını ancak Allahü teâlâ bilir. Allahü teâlânın indinde de, hatalıysa, bu hatalı bir ictihad olur. İctihadda hata ise günah değildir. Çünkü yanılan da, ictihadından dolayı sevab alır. Hepsi cennetlik olan ve ictihadından dolayı sevaba kavuşan Eshab-ı kiramın bir kısmının hata ettiğini söylemek bizim için asla uygun olmaz.