Kızgınlık insanı küfre kadar götürür!..

02/12/2021 Perşembe Köşe yazarı S.A

M. Said Arvas Hocadan Hatıralar...

 

 

Allahü teâlânın rızası için öfkesini yenen ve karşısındakini affeden kimse Rabbimizin rızasına kavuşur.

 

 

Dinimiz orta yolu emretmiş, aşırılıkları yasaklamıştır. Müslümanın aşırı kızgınlık göstermesi uygun olmadığı gibi korkak olması da uygun değildir. Çünkü korkaklar hanımına çocuklarına ve akrabalarına karşı gayretsizlik gösterir, onları koruyamazlar...

Bazı hâllerde gadab kıymetlidir, hatta emredilir. Fetih suresinde Rabbimiz Eshâb-ı kiramı "Kâfirlere gadab ederler" diyerek övmektedir.

İslâm dinine ve Müslümanlara düşmanlık edenlere, saldıranlara sertlik göstermelidir. Bunlara karşı korkak olmak caiz değildir. Kaçmak Allahü teâlânın takdirini değiştirmez. Eğer eceliniz geldiyse Azrail aleyhisselam nerede olursanız olun sizi bulur.

Korkaklar sadece kendilerine zarar verir. Asabi insanlar ise hem kendilerine hem de başkalarına zarar verir. Aşırı kızgınlık insanı küfre kadar götürür. Hadis-i şerifte "Gadap imanı bozar" buyruldu.

Gadap sahibi, karşısındakinin de kendisine karşılık verebileceğini düşünmelidir. Gadaba gelen kimsenin kalbi bozulur, bu bozukluk dışına da sirayet eder, çirkin ve korkunç bir hâl alır.

Kızgınlığı yenmek çok sevaptır. Bunlara cennet müjdelendi. Allahü teâlânın rızası için öfkesini yenen ve karşısındakini affeden kimse Rabbimizin rızasına kavuşur.

Kızmak, bağırmak, çağırmak ruha zarar verdiği gibi bedene de zarar verir. Bunun için dinimiz dünyalık için kızmamayı emretmiştir. Hadis-i şerifte "Gadaba gelen kimse ayakta ise otursun, gadabı devam ederse yan yatsın" buyuruldu.

Haram işleyeni görünce gadablanmak "din gayretinden" ileri gelir. Fakat kızınca aklın ve İslâmiyetin dışına taşmamak lâzımdır. Ona kâfir, münafık gibi ağır sözler söylemek haram olur. Haram işleyeni görenin buna cahil veya ahmak demesine izin verilmiş ise de tatlı dille yumuşaklıkla nasihat vermek daha iyi olur.

Ömer bin Abdülaziz hazretleri valilerinden birine yazdığı mektupta şöyle nasihatte bulundu: "Bir adama kızdığın vakit ona hemen ceza vermeye kalkışma. Adamı tutukla, öfken geçtikten sonra suçu kadar ceza ver. Sakın öfkene yenilip haddinden fazla ceza verme!"

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Güreşte galip gelen pehlivan güçlü değildir. Güçlü insan, öfkelendiği zaman nefsine hâkim olandır."

Efendimiz nasihat isteyen birine "La tağtab!" (Öfkelenme) buyurdular.

"Başka ne yapayım?" diye sordu aynı cevabı verdiler. 

Bir daha sordu yine "La tağtab!" buyurdular...

Dini yaymak insanlara faydalı olmak yumuşak söylemekle mümkündür. Sert konuşmak, münâkaşa etmek kırgınlıklara kavgalara sebep olur. Bunun için her zaman yumuşak huylu ve güler yüzlü olmalıdır...