Ramazan ayının ve bayramın ardından...
26/04/2023 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Kavuşmakla şereflendiğimiz ve elvedâ diye uğurladığımız
rahmet, mağfiret ve cehennemden âzad ayı olan mübârek Ramazan-ı
şerîfin her günü müminlerin bayramı idi. İnşallah
bizlerden hoşnut ve râzıolmuştur. Cenâb-ı Hak, bu mübarek ayın
feyiz bereketinden lâyıkı ile istifade eden kulları zümresine bizleri
de dâhil eylesin! Tekrarına kavuşmayı cümlemize nasip eylesin! Ramazan
ayının gün ve geceleri, öyle mübârek zamanlardır
ki, şân ve şerefinin büyüklüğü sebebiyle, cuma günü ve gecesi
ile Ramâzan-ı şerîfin otuz gün ve gecesinde ölen hiçbir mümine,
o gün kabrinde azap yapılmayacaktır.
Allahü teâlâ, kendine iman eden ve oruç tutan kullarının
günahlarını yakıp yok etmek için mübârek geceleri ve bir ay müddetle
de Ramâzan-ı şerifi yarattı. Günahlardan temizlenip Cennete böyle
girmeleri için... Aynen kirli elbisenin, makineye girip tertemiz
çıkması gibi... Bu temizlik işlemi, Ramâzan-ı şerîfin birinci
günü başlıyor ve otuzuncu günü, öbür taraftan tertemiz olarak çıkıyor. İman
ederek oruç tutan ve sevabını Allahü teâlâdan bekleyen mü'min,
mutlaka temizleniyor. Üç gün de bayramın hakkı olarak, bayram sonuna kadar
temiz kalıyor. Peki ondan sonra? Kirli havaya mı, kirli etrafa mı
bağlı, elinde olmayarak yine kirlenmeye başlıyor insan.
Allah adamı olan büyük zâtların sohbetinde bulunanlar
da, işte böyle oluyorlar. Onların yanında iken hâlleri değişiyor, kendilerini
temizlenmiş hissediyorlar. Fakat oradan ayrıldıktan birkaç saat veya
birkaç gün sonra o hava gidiyor, eskisi gibi veya daha kötü oluyor. Bunun
sebebi, bizim günahlarımız ve suçlarımızdır. Bu hâl devam edemez miydi?
Elbette, eğer hava kirlenirse bundan kim rahatsız olmaz ki? Şimdi
etrafımızda işlenen günahlar ile hava çok kirlendi. Dolayısıyla, ne kadar
temizlenirsek de, sokağa çıktığımız zaman bu kirli havayı teneffüs ettiğimiz
için kalpler kararır. Havanın kirliliği, haram ve helâllerin karışmasından
oluşmuştur. Eskiden haramlar ve helâller ayrı idi. Şimdi karmakarışık oldu.
Büyük velî Abdulhakîm-i Arvâsî hazretleri, “Otuz
sene, İstanbul câmilerinde sadece imanı anlattım, insanlar imanla ölsünler diye
uğraştım. Bu zamanda imanla ölen, âhirette pehlivan diye
gösterilecektir” buyurdu.
Sevgili Peygamberimiz, (Gülerek günah işleyenler,
ağlayarak Cehennme gideceklerdir) buyurdu. İmâm-ı Gazâlî
hazretleri şöyle haber veriyor:
Bir gün Hazret-i Ali “radıyallahü anh” efendimiz,
bir kalabalığıın içinden geçerken, onları eğlence ve neşe içinde
gördü. Böyle eğlenip neşelenmelerinin sebebini sordu. Onlar da, “Bugün
bizim bayramımızdır" dediler. Bunun üzerine, Hazreti
Ali “radıyallahü anh” efendimiz de; (Günâh işlemediğimiz günler de bizim
bayramımızdır) buyurdu...
Bu vesileyle, bütün okuyucularımın geçmiş Ramazan Bayramını tebrik eder, dünya ve âhiret saadetine kavuşmanız için Cenâb-ı Hakka dua ve niyaz ederim. Îdiniz saîd, ömrünüz mezîd olsun!