“İmânın şubeleri” ne demek? -2

09/01/2024 Salı Köşe yazarı R.A

Dünkü makâlemizde zikrettiğimiz “îmânın şubeleri”ne dâir hadîs-i şerîf hakkında, bugün birkaç kelime daha yazmak istiyoruz...

 

Şeyh Ebû Amr İbnü's-Salâh (rahmetullahi aleyh) demektedir ki:

“Hadîste geçen şu'belerin tayîni husûsunda söz uzar. Bu konuda bazı musannefât tasnîf edilmiştir. Faydası en bol olanlarından biri, Buhârâ'daki Şâfiîlerin imâmı, Müslümânların imâmlarının yükseklerinden Ebû Abdillah Halîmî'nin Kitâbu'l-Minhâc adlı eseridir. Hâfız Ebû Bekr Beyhekî de Kitâbu Şu'abi'l-Îmân isimli büyük kitâbında onun yolunu ta'kîb etmiştir.”

Bu hadîs hakkında İmâm, Hâfız Ebû Hâtim İbn-i Hibbân (rahmetullahi aleyh) demiştir ki:

"Bu hadîsin ma'nâsını bir müddet araştırdım ve tâatleri saydım. Gördüm ki onlar bu sayıdan (70’ten) çok fazla. Sünnetlere döndüm; Resûlullah (aleyhis-salâtü ves-selâm)ın îmândan saydığı bütün tâatleri ta'dâd ettim; bu da yetmiş küsûrdan noksân geliyor. Allahü teâlânın Kitâbına dönüp düşünerek okudum ve Allahü tealanın, îmândan addettiği bütün tâatleri saydım. Baktım ki, çıkan sayı 70 küsûrdan az. Kitaptakileri, sünnettekilere ilâve edip mükerrerleri çıkardım. Gördüm ki Allahü teâlânın ve Nebîsinin (aleyhis-salâtü ves-selâm) îmândan saydıkları 79 şu'be olup ne artmakta, ne de eksilmektedir. Bunun üzerine anladım ki Hazret-i Peygamberin (aleyhis-salâtü ves-selâm) murâdı, bu sayının Kitâb ve Sünnette bulunduğudur."

İmâm Ebû Zekeriyyâ Nevevî (rahmetullahi aleyh), mezkûr hadîsdeki şu'belerin sayısı üzerinde durup, 60 küsûr ve 70 küsûr sayılarını ele aldıktan sonra, “bid'” veya “bid'a” ve “şu'be” kelimelerinin ma'nalarını kaydetmiş, “bid'” hakkında muhtelif kaviller varsa da, bu kelimenin meşhûr sahîh olan kavle göre “üçten ona kadar olan sayılar için kullanıldığını” zikredip, “şu'be” kelimesinin de "kıt'a" ve "fırka" demek olduğunu belirtmiştir.

İmâm-ı Suyûtî (rahmetullahi aleyh) de, “Şu'be: kıt'a (yani parça) demektir, bundan murâd da haslet demektir" ifâdesini kullanmıştır. Kâdî Iyâz (rahmetullahi aleyh), “bid' (küsûr)” kelimesinin ifâde ettiği sayıları ta'dâd ederken, “üçten ona kadardır; üçten dokuza kadar da denilmiştir” diyor. Ayrıca o da şu’be için haslet anlamını vermiştir. Bu hadîste beyân olunan "Îmânın Şu'beleri" ta'birindeki şu'be kelimesinin ma'nalarına dâir kaynaklarda geçenleri özetleyecek olursak: “Îmânın tâifeleri (grupları), kıt'aları, fırkaları, parçaları, dalları, bâbları, nev'leri, cüz’leri, hasletleri” karşılıklarını görürüz.

Hadîste îmân, dalları bulunan bir ağaca benzetilmiştir. Binâenaleyh amellere îmân itlâkı mecâzdır.

Dârulfünûn müderrislerinden Babanzâde Ahmed Naîm Efendi, hadîsin açıklamasında, “Bir diken parçasını yoldan alıp atmak kadar kolay bir amel, Hak teâlâ hazretlerinin şükür ve gufrânına bâis (Cenâb-ı Hakk'ın rızâsına ve mağfiretine sebep) olursa, daha ehemmiyetli a'mâlin inda'llah mükâfâtı (daha önemli amellerin, Allah indinde karşılığının) ne olabileceği artık tasavvur edilsin" kaydını düşmüştür. [Hadîslerin şubelerini inşâallah öbür hafta yazalım.]