Allahü teâlâdan başka ilah yoktur

12/08/2020 Çarşamba Köşe yazarı V.T

En’am sûresinde “Ondan başka ilâh yoktur. Her şeyin hâlıkı ancak odur. O hâlde ona kulluk (ibâdet) edin” buyuruldu.

 

 

Mehmed Zeynel’âbidîn Efendi doksan dokuzuncu Osmanlı şeyhülislâmıdır. 1163 (m. 1750) senesinde İstanbul’da doğdu. Babasından ve zamanının âlimlerinden ilim öğrendi ve diploma alıp müderris oldu. Daha sonra kadılık, “Nakîb-ül-eşrâflık” ve nihayet şeyhülislâmlık makamına yükseltildi. 1239 (m. 1823) senesinde İstanbul’da vefât etti. Şöyle nakleder:

“Allahü teâlâ, kadîm olan zâtı ile vardır. O’ndan başka her şey onun var etmesi ile var olmuş, onun yaratması ile yokluktan varlığa gelmiştir. O, sonsuz olarak var idi. Kadimdir, ezelîdir. Yani hep var idi. Varlığından evvel yokluk olamaz. Ondan başka her şey yok idi. Bunların hepsini, o, sonradan yarattı. Kadîm ve ezeli olan, baki ve ebedi olur. Hadîs ve mahlûk olan, fânî ve muvakkat olur, yanî yok olur. Allahü teâlâ birdir. Yani, varlığı lazım olan, yalnız O’dur. İbadete hakkı olan da, yalnız odur. Ondan başka her şeyin var olmasına lüzum yoktur. Olsalar da olur, olmasalar da, O’ndan başka hiçbir şey, ibadet olunmağa layık değildir. Allahü teâlânın kâmil sıfatları vardır. Bu sıfatları: Hayât, İlm, Sem’, Basar, Kudret, İrâde, Kelâm ve Tekvîn’dir. Bu sıfatları da kadîmdir, ezelîdir. Varlıkları Allahü teâlâ iledir. Mahlûkların sonradan yaratılması ve onlarda her an meydana gelen değişiklikler, sıfatların kadîm olmasını bozmaz. Sıfatların bağlandığı şeylerin sonradan var olması, sıfatların ezelî olmasına mani olmaz. Noksan sıfatlar, onda yoktur. Allahü teâlâ, maddelerin, cisimlerin, a’razların, yanî hâllerin sıfatlarından ve bunlara lazım olan şeylerden münezzehtir, uzaktır. Allahü teâlâ, zamanlı değildir. Mekânlı değildir, cihetli değildir. Bir yerde, bir tarafta değildir. Zamanı, yerleri, cihetleri o yaratmıştır. Bir şey bilmeyen bir kimse, O’nu arş’ın üstünde sanır, yukarıda bilir. Arş da, yukarısı da, aşağısı da onun mahlûkudur. Bunların hepsini, sonradan yaratmıştır. Sonradan yaratılan bir şey kadîm olana, her zaman var olana, yer olabilir mi? Yalnız şu kadar var ki; Arş, mahlûkların en şereflisidir. Her şeyden daha saf ve daha nurludur. Bunun için, ayna gibidir. Allahü teâlânın büyüklüğü oradan görünür. Bunun içindir ki, ona “Arşullah” denir. Yoksa, Allahü teâlâya göre, Arş da, diğer eşya gibidir. Hepsi, onun mahlûkudur. Ondan başka yaratıcı yoktur. Ondan başkası yaratma kudretine ve gücüne sahip değildir. Nitekim Allahü teâlâ, En’am sûresi 102. âyet-i kerîmede meâlen; “O’ndan başka ilâh yoktur. Her şeyin hâlıkı ancak O’dur. O hâlde ona kulluk (ibâdet) edin” buyurdu.