"Bunu Ziyâ Ağa’ya duyurmayın!"
11/05/2023 Perşembe Köşe yazarı A.U
Abdülhakîm Arvâsî hazretleri, Yûsüf
Ziyâ Bey'i çok severdi.
Onun üzülmesine dayanamazdı!
Azülecek şeyleri ona duyurmazdı.
Ona, (Ziyâ Ağa) derdi.
Üzüldüğü şey olursa;
“Bunu
Ziyâ Ağa'ya duyurmayın!” diye tembih ederdi.
Ziyâ Bey de, bu velîyi severdi.
Ve Ona ihsânlarda bulunurdu.
Abdülhakîm Efendi;
"Yâ
Rabbî! Hazînende ne varsa hepsini Ziyâ kuluna ver" diye duâ
ederdi.
Onu çok seviyor, daha fazla ilgi ve îtina gösteriyordu ona.
Sohbetinde bir Arabî kitaptan okutur, kendi de îzahını yapardı.
Kitabı, Ziyâ Bey'e okuturdu.
Birinin kalbinden;
"Niçin
hep ona okutuyor. Hâlbuki onun Arabîsi yok... Ben ise medresede okudum. Arabîyi
çok iyi bilirim" diye geçti.
O gece yattı yatağına.
Mânâlı bir rüyâ gördü.
Şöyle ki; Abdülhakîm Arvâsî hazretleri ile Ziyâ Bey çok
samîmi şekilde sohbet ediyorlardı.
Üstelik de Ziyâ Bey’in başında bir (âlim sarığı) vardı.
Gidemedi yanlarına.
Büyük velî ona bakıp;
“Ey
filân, bırak böyle düşünmeyi. Zîra biz boşa emek vermeyiz” buyurdu.
Uyanıp bu düşüncesine pişman oldu.
Ve inandı Ziyâ Bey’in üstünlüğüne...