"Âyet aynı ancak okuyan, aynı kişi değil!.."
24/05/2025 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Ahmed Yemenî hazretleri bir gün saralı bir hastanın yanına geldi. Ona
Yûnus sûresini okudu...
Ahmed el-Yemenî hazretleri Evliyânın büyüklerindendir.
690 (m. 1291) senesinde Yemen’de Beyt-i fakîh’te vefât etti. Kerâmetleri pek
çoktur. Şöyle anlatılır:
“Ahmed Yemenî hazretleri bir gün saralı bir hastanın
yanına geldi. Ona Yûnus sûresi ellidokuzuncu âyet-i kerîmesini okudu. O hastaya
musallat olan cin büyük bir çığlık koparıp ondan ayrıldı. Ahmed el-Yemenî
hayatta olduğu müddetçe o cin bir daha geri gelmedi. Ne zaman ki Ahmed
el-Yemenî vefât etti, o cin tekrar ona musallat oldu. Ahmed el-Yemenî’nin
talebeleri o hastanın yanına gidip, aynı şekilde hocalarının okuduğu âyet-i
kerîmeyi okudular. O zaman cin güldü ve; 'Âyet bu âyettir. Lâkin okuyan, önce
okuyan kişi değil' deyip, ondan ayrılmadı.”
İmâm-ı Yâfiî anlatır: “Yemenli birisinin elinde bir ur
çıkmıştı. Birçok beldeleri ve birçok kimseleri dolaştı. Şifâ bulması için
dolaştığı yerlerde gerekli ilaçları kullandıktan sonra, o yerin büyüklerinden
duâ istedi. Fakat rahatsızlığı geçmedi. En sonunda Ahmed el-Yemenî hazretlerine
gelerek, elindeki bu rahatsızlığın geçmesi için duâ istedi. O da; (La havle
velâ kuvvete illâ billâh... Getir bakalım elini) dedi ve eliyle
meshedip bir bezle sardı. Sargıyı memleketine dönünceye kadar açmamasını tembîh
etti. Yemenli oradan ayrıldı ve arkadaşlarıyla birlikte yola koyuldular. Yol
üzerinde bir köye uğrayıp alışveriş yaptılar. Elinde ur olan Yemenli sarılı
olan sağ elinin sargısını unutarak açtı ve yemek yedi. Bir de baktı ki,
elindeki yaradan hiçbir eser kalmamıştı ve diğeri gibi sapasağlamdı.”
Ahmed el-Yemenî, yine bir kâfile ile
hacca gitti ve âdeti üzere Mekke-i mükerremeden, Medine’ye yaklaştıklarında bir
eşkıya grubu ile karşılaştılar. Kâfilede herkes korktu ve telâşa düştü. Ahmed
el-Yemenî sessiz olarak bir yerde edeble durdu. Daha sonra da kâfilenin
ilerlemeyip konaklamasını istedi. Eşkıyalar onların bu beklemelerini fırsat
bilip, yağma etmek için kâfileye daha da yaklaştılar, ikinci gün güneş doğunca,
Medine tarafından askerî bir kuvvet hızla geldi ve eşkıyayı kıskıvrak
yakaladılar. Kâfiledekiler, bu yardıma çok sevindiler ve "bizim bu
durumumuzdan nasıl haberdar oldunuz?" diye sordular. Onlar da; “Dün
Medine’de, öğle vakti bir ses duyduk. Şöyle diyordu: 'Eşkıya, Ahmed
el-Yemenî’nin bulunduğu kâfileye hücum edecek, hazırlanın,
hazırlanın!' Medine vâlisinin emri ile hareket ettik” dediler. Kâfilede
bulunanlar, bu vaktin, Ahmed el-Yemenî’nin “Edeb lâzım” dediği vakit olduğunu
anladılar.
