Hayz ve nifas bilgilerini öğrenmek farz mıdır?

Hayz ilmi

CEVAP
Evet, kadın erkek her Müslümanın, ilmihâl bilgilerini öğrenmesi farzdır. Bunun için kocası kadına öğretmeli, kendisi bilmiyorsa, bilen kadınlardan öğrenmesi için izin vermelidir. Kocası izin vermeyen kadının, ondan izinsiz gidip öğrenmesi gerekir; çünkü abdest, namaz, Kur’an-ı kerim, oruç, hac, baliğ olmak, evlenmek, boşanmak, iddet beklemek gibi hususlar ve ibadetler için, hayz ilmini öğrenmek şarttır. 

Bir kız, hayz görmeye başlayınca bâliga, yani kadın olur. Hayz görmeyen kız, 15 yaş tamam olunca, büluğa ermiş [bâliga] olur. 8yaşını tamamlayan kıza, anasının, anası yoksa ninelerinin, ablalarının, hala ve teyzelerinin hayz ve nifas ilmini öğretmeleri farzdır. Öğretmezlerse, kendileri ve kocaları büyük günaha girerler. 

Hayz bilgisi o kadar zor değildir. Zor olsaydı dinimiz, âlim cahil herkesin öğrenmesini emretmezdi. Temel kaideleri öğrenince, anlaşılmayacak bir şey yoktur. 

Buhara’da Ahmed bin Hafs isminde bir genç evlenmişti. İlk gece, kız buna, (Hayz ilmini öğrendin mi?) dedi. Hayır deyince, kız “Allahü teâlâ, (Kendinizi ve emrinizde olanları ateşten koruyun) buyurdu. Cahil olan nasıl koruyabilir?” dedi. Bu söz gence çok tesir etti. Hanımını Allahü teâlâya emanet ederek, Merv’de yıllarca ilim tahsil edip âlim olarak evine döndü. Hocası, buna Ebu Hafs-i kebir ismini koydu.

Özel günler defteri tutmak gerekir
Bir aydaki kanlı ve temiz günlerin, hangilerinin hayz, hangilerinin istihaza olduğunu tespit edebilmek için, bundan bir önceki ayda, kaç gün temiz kalındığının, kaç gün hayz olduğunun bilinmesi şarttır.

Eğer bundan önceki ay, 10 günden fazla kan gelmişse, 10 günden az gelen yani istihazasız olan son aydaki kan durumunu da bilmek gerekir.

Maliki mezhebini taklit edenlerin, şimdiye kadar gördüğü en çok hayz miktarını da bilmesi gerekir, çünkü Malikî’de, âdetlerinden en çoğunun üç gün fazlası hayz olur. Daha fazlası ve 15 günden fazlası istihaza olur.

Kendisi tespit edemeyenler, sual sorarken de, kanlı ve temiz günlerin sayısını bildirilebilir veya çizelgelerini göndererek de sorabilirler. Temiz ve kanlı günleri bildirirken, mesela (23 gün temiz kaldı, 7 gün hayz olmuştu, şimdi ise 25 temiz kaldıktan sonra 8 gün kan geldi) şeklinde bildirmek gerekir. Yani (Şu kadar gün geldi) diye rakamla yazmalı. (3 Ekim’den 9 Ekim’e kadar kan geldi) diye, tarihle yazmamalı. Öyle yazınca bu tarihlerin de dâhil olup olmadığı bilinemeyip, karışıklığa sebep olabilir.

İşte bütün bunların tespit edilebilmesi için, her kadının (Özel günler defteri) tutması gerekir. Bunun için bir çizelge hazırlayarak sitemize koyduk. Aşağıdaki linkten indirilebilir. Çıktı alıp kağıt üzerinde işaretlenebileceği gibi, bilgisayar üzerinde, Excel dosyasında da işaretlenebilir. Örnek olarak, boş ve işaretlenmiş bir cetvel de aşağıya konmuştur. Kan gelen günler böyle x ile işaretlenebilir.

Hayzla ilgili bazı terimler:


Hayz: Aybaşı veya regl. 
Fâsid kan: Hayz olmayan kan demektir. Bu kana istihaza da denir.
İstihaza: Hayz olmayan kanlı günler. Buna özür de denir.
Fâsid temizlik: Onbeş veya daha ziyade temiz gün içinde fâsid kan yani istihaza kanı bulunursa, bu günlerin hepsine fâsid temizlik denir. Hayz müddeti içinde kan görülmeyen günlere de fâsid temizlik denir.
Nifas: Lohusalık hali.
Ayise: Hayzdan kesilmiş, yaşlı kadın demektir. Ayise yaşı, Hanbeli’de 50, Hanefi’de 55, Şafii’de 60, Maliki’de 70’tir. Bu yaşlardan sonra gelen kan, hayz olmaz, istihaza olur.

Dinde utanmak
Sual: (Şeriatta utanma yoktur) sözünden, dinde bilinmesi gereken konuları mesela hayız ve nifas bilgilerini öğrenmek için çekinmeden sormak gerektiği mi anlaşılıyor?
CEVAP
Evet, edebine uygun olarak sormak gerekir. Sorulmazsa birçok haram işlenmiş olur. Her Müslüman erkek ve kadının ilmihâl bilgilerini öğrenmesi farzdır. Bu bilgiler içinde, (Hayz ve Nifas) bilgileri de çok önemlidir. Abdest, namaz, Kur'an-ı kerim, hac, baliğ olmak, evlenmek gibi işler için, kadın hâllerini bilmek şarttır. Bunları bilmeyen, harama düşer, ibadeti sahih olmaz. Utanarak bu bilgileri öğrenmekten vazgeçmek caiz olmaz.

Hazret-i Esma’nın Peygamber efendimize nasıl gusledileceğini sorarken utanması üzerine, Hazret-i Âişe validemiz, (Ensar kadınları ne iyidir; utanmaları, dinlerini öğrenmelerine mani olmuyor)buyurdu. (Buharî)

Demek ki, ayıp olur diye kendisine farz olan bilgileri öğrenmemek yanlıştır. Peygamber efendimiz, mahrem konuları öğrenmekte utanmanın mazeret olmadığını bildirmiştir. (Tirmizî)

Bir başka hadis-i şerif:
(Yellenmek abdesti bozar. Kadınlara arkalarından temas etmeyiniz! Bilesiniz ki Allah gerçeği söylemekten hayâ etmez.)[Tirmizî]

Bir âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Ey iman edenler! Peygamberin evine çat kapı girmeyin ve yemeğe izin verilmedikçe de girmeyin! Çağrılırsanız gidin! Yemek yenince de hemen dağılın! Sohbete de izinsiz gitmeyin! Çünkü bu hâliniz Resulümü üzüyor, ama utandığı için size söyleyemiyor. Fakat Allah gerçeği söylemekten hayâ etmez.) [Ahzab 53] Hayâ etmek, utanmak demektir.

Bu âyet ve hadisler, bilinmesi gereken gerçekleri söylemekte utanmanın doğru olmadığını bildiriyor.

Gazetemizin yazarlarından ilahiyat profesörü Ramazan Ayvallı hoca, çok lüzumlu konu olan hayz bilgilerinin önemini yazıyor. Bir okuyucu, (Biz ailece okumaktan utandık) diyerek tepki gösteriyor. Ne biz, ne de okuyucu, nerelerde utanmak gerektiğini veya gerekmediğini elbette Allah'tan ve Resulünden daha iyi bilemeyiz. Onların (Bu konularda utanma olmaz) buyurduğu yerlerde, (Biz utanıyoruz) diye, böyle bilgilere tepki göstererek farz olan emr-i marufa mâni olmak çok yanlıştır.