| 
   CEVAP 
  O hadis-i şerifin meali şöyledir:  
  (Ey eshabım, siz öyle bir zamandasınız ki, dinin emir ve yasaklarının onda
  birine uymazsanız helak olur, Cehenneme gidersiniz. Öyle bir zaman gelecek
  ki, emir ve yasaklarının onda birine uyabilen, Cehennemden kurtulur.) [Tirmizi,
  Taberani] 
   
  Bir başka hadis-i şerif meali de şöyledir:  
  (Siz öyle bir zamandasınız ki, âlimleri çok, hatipleri azdır. Bugün
  bildiğinin onda birini terk eden helak olur. Bir zaman gelecek ki, bilenler
  az konuşanlar çok olacaktır. O zamanda, dinin emir ve yasaklarının onda
  birine uyan kurtulacaktır.) [İ. Ahmed] 
   
  İmam-ı Türpüşti diyor ki:  
  Bu hadis-i şerif, emir olunanların hepsi için değildir; çünkü dinin aslında
  bildirildiği gibi öyle emirler vardır ki, müminlerden hiçbir fert onu terk
  edemez. Onu ihmal etmek için özür makbul olmaz. O farzlar muaf olamaz. Bu
  hadis-i şerif emr-i maruf ve nehy-i münker içindir. Yani, siz öyle bir
  zamandasınız ki, emr-i maruf ve nehy-i münkerden birini terk etseniz helak
  olursunuz; çünkü din kuvvetlenmiş, hak meydana çıkmıştır. Dinin yardımcıları
  çoktur. Hiçbiriniz mazur olmaz. Gevşeklik özür olmaz. Fakat, fitne fesat
  zamanında, hak gizli olur. O zaman böyle değildir. 
   
  Müslümanların kimsesiz kaldığı bir zamanda İslamiyet için, azıcık yardım
  etmek, binlerce altın vermiş gibi sevap olur. Hele dinsizlerin, Müslümanlarla
  alay edenlerin çoğaldığı, Müslüman evlatlarını dinden çıkaran propagandaların
  yayıldığı zamanda yapılan az bir ibadete, kat kat çok sevap verilir. 
   
  Büyük bir âlimin açıklaması da şöyledir:  
  Bu hadis-i şeriften maksat, imanı kurtarabilmektir. İmanı kurtarabilmek yani
  imanla ölmek için de iki şey lazımdır:  
  1- Doğru imana yani Ehl-i sünnet itikadına sahip olmak.  
  2- Salih amellere sarılmak. İman, muma benzer, ibadetler mum
  etrafındaki fener gibidir. Mum ile birlikte fener de, İslamiyet’tir. Olmazsa
  fener, mum çabuk söner. İmansız İslam olmaz, İslam olmayınca, iman da yoktur.
  Bunun için Kur’an-ı kerimde, (İman edip salih amel işleyenler) ifadesi
  geçmektedir. Demek ki imanı muhafaza edebilmek için, salih ibadetlere
  sarılmak şarttır. Salih ibadetlere sarılabilmek için de fıkhı iyi bilmek
  şarttır. Çünkü bilmeden yapılan ibadet boşa gider.  
   
  Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: 
   
  (Her şeyin dayandığı bir direk vardır. Dinin temel direği, fıkıh
  bilgisidir.) [Beyheki] 
   
  (Allah, iyilik etmek istediği kulunu fakih yapar.) [Buhari]  
   
  (Allah indinde en üstün kimse fakihtir.) [M.Zühdiyye] (Fakih = fıkhı
  bilen) 
   
  (İbadetlerin en kıymetlisi fıkhı öğrenmek ve öğretmektir.) [İbni
  Abdilberr] 
   
  (Âlimlerin en hayırlısı fıkıh âlimleridir.) [İ.Maverdi] 
   
  (Fıkhı bilmeden ibadet etmek, gece karanlıkta bina yapıp, gündüz yıkmak
  gibidir.) [Deylemi] 
   
  (Az fıkıh bilmek çok ibadetten iyidir. İhlâsla ibadet edene fıkhı öğrenmek
  nasip olur.) [Taberani] 
   
  Fıkıh bilmeden Allah’ın varlığını ispata çalışmakla iman kurtarılmaz. Küfre
  düşürücü söz ve hareketleri bilmeyen her zaman küfre düşer. Mesela Allah
  düşünür demek veya İslamiyet bir düşünce sistemidir demek, ilahi şuur demek
  küfürdür. Allahü teâlâ, (İman edip salih amel işleyenler hariç herkes
  zarardadır) buyurdu. (Asr suresi) 
   
  Kâmil iman sahibi olmak için 
  İmanın yenilenmesi, parlaması, yani kâmil imana sahip olmak için
  yapılacak işler vardır. Bu husustaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle: 
   
  (Kimde şu 3 şey bulunursa, imanı kâmil hâle gelir: Allah rızası için
  yaptığı işlerde kınanmaktan korkmaz, riyadan kaçınır, biri dünyaya, diğeri
  ahirete ait iki işle karşılaştığı zaman, ahiret için olan işi, dünyalığa
  tercih eder.) [Deylemi] 
   
  (İmanın efdali Allah için sevmek, Allah için buğzetmek, diliyle de Allah’ı anmak,
  kendisine hoş geleni, başkasına da hoş görmek, istemediği bir şeyi başkası
  için de istememek, hayır konuşmak veya susmaktır.) [Taberani] 
   
  (Şartlarına riayet ederek namaz kılan imanlıdır.) [İ.Neccar] 
   
  (İmanın tadını bulmak isteyen, sevdiği kişiyi yalnız Allah için
  sevsin!) [Beyheki] 
   |