Kâbil'den doğan güneş Muhammed Bâkîbillah

29/04/2023 Cumartesi Köşe yazarı A.D

Muhammed Bâkîbillah "rahmetullahi teâlâ aleyh" hazretleri, Silsile-i aliyyenin yirmi ikincisidir. Babası Kâdî Abdüsselâm Semerkandî'dir. Rûh ilimlerinin mütehassısı idi. 971 [m. 1563] senesinde Kâbil şehrinde doğdu. Kâbilden Semerkand'a gidip, zâhir ilmlerinde yüksek dereceye yetiştikten sonra, Hâce Emkenegî hazretlerinin sohbet ve teveccühleri ile de şereflenerek vilâyetin yüksek mertebe­lerine kavuştu. Şâh-ı Nakşîbend ve Ubeydüllah-i Ahrâr hazretlerinin rûhâniyyetlerinden de feyiz alarak (Üveysî) oldu... 

Muhammed Bâkîbillah hazretleri hocasının emriyle Hindistan'a gidip, bir sene Lahor'da kaldı. Sonra Delhi'ye gidip, vefatına kadar orada kalarak, insanlara doğru yolu anlattı. Pekçok âlim ve veli yetiştirdi. Onun yetiştirdiği büyüklerin başında, ikinci bin yılın müceddidi İmâm-ı Rabbânî Ahmed-i Fârûkî Serhendî gelir. Muhammed Bâkibillah hazretleri bütün talebelerinin yetiştirilmesini İmâm-ı Rabbânî hazretlerine bırakmıştır...
Emr-i maruf ve nehy-i münker yaparken, şiddet ve sertlik göstermezdi. Bir kimse dine uygun olmayan bir iş yapsa veya söz söylese, yumuşaklıkla, kinaye ve ima ile sakındırır, kalb kırmak istemezdi. Sohbetlerinde hiçbir Müslüman kötülenmezdi. Eğer birinin kalbinden bir Müslüman hakkında kötü bir düşünce geçse, derhal hakkında kötü düşünülen kimseyi övücü sözler söyleyerek konuşmaya başlardı...
Yemek pişirenin abdestli olmasını, yemek pişirirken dünya kelamı söylenmemesini tembih ederdi. "Salih olmayanın yemekleri feyzin gelmesine engel olur” buyururdu. Evliyadan bir zat gelip "Hâlimde bir bağlanma, kalbimde bir sıkıntı hissediyorum, fakat kabahatimin ne olduğunu bilemiyorum" dedi. Hâce hazretleri, "Yemeğinde ihtiyatsızlık vâki olmuş" buyurdu. "Her gün aynı yemekleri yiyorum" dedi. Hâce hazretleri "İyi düşün” dedi. İyice düşününce, "Evet efendim şimdi hatırladım, yemek pişerken, helal olduğu şüpheli iki üç odun yakılmıştı" dedi.
Bir gün Hâce Hüsameddin'in haber vermesiyle, görevliler içki içen ve başka kötülükler yapan bir genci yakalayıp hapse attılar. Hâce hazretleri bunu duyunca, Hâce Hüsameddine sitem etti. O da: "Çok kötü bir gençtir" deyince, üzüntülü bir şekilde, derin bir âh çekip buyurdu ki: "Sen kendini iyi gördüğünden o sana kötü görünüyor. Fakat biz kendimizi ondan farklı görmüyoruz. Nasıl olur da onu kötüleriz?"
Sonra o genci, hapisten çıkardılar. O genç, komşusu hâce hazretlerinin yakın alakası karşısında son derece memnun olup, günahlarına tövbe ederek salihlerden oldu...

Allahü teala şefaatlerine nâil eylesin. Âmin...