"Dert ve belâ, sevgilinin kemendidir!"
01/11/2025 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Bir gün birisi, ölüm yatağındaki hastasını sırtlayıp, bir seher vakti
Abdullah-ı Dehlevî hazretlerine geldi ve “Ey efendim! Hastamız
ağırlaştı. Bir duâ etseniz; belki şifâ bulur” dedi.
Mübârek zât, bir baktı hastaya. Bir şeyciği kalmadı
adamın.
Şifâya kavuştu tamâmen.
Böyle binlerce hasta, bu zâttan duâ alıp, şifâya
kavuşurlardı o devirde.
Bu sebeple kapısının önü, devamlı
kalabalık olurdu.
Lâkin kendisinin de üç hastalığı vardı.
Hattâ bu yüzden, “özürlü” kılardı namazlarını.
Bir sevdiği;
“Efendim, kim hasta olsa, kapınıza gelip sizden duâ
istiyor ve şifâya kavuşuyorlar. Hâlbuki sizin de hastalıklarınız var. Hikmeti
nedir ki, kendinize duâ etmiyorsunuz?” diye sordu.
Büyük velî;
“Onlar dertlerinden kurtulmak istiyorlar. Biz de onlara
duâ ediyoruz. Cenâb-ı Hak onlara şifâ ihsân ediyor” buyurdu.
Ve ardından;
“Ama biz, dertlerimizden râzıyız. Kurtulmak
istemiyoruz onlardan. Çünkü Rabbimiz gönderiyor onları. Hem dert ve belâ,
Sevgilinin kemendidir ki, sevdiklerini bu kementle tutup kendine çekiyor” buyurdu.
Ve sordu:
“Şimdi anladın mı sebebini?”
“Anladım hocam. Allah râzı olsun.”


