Hâbil’in kabul olan kurbanı ve Kâbil...
07/06/2025 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Hâbil ve Kâbil, Âdem aleyhisselâmın oğullarıdır. Bir gün ikisi
arasında büyük bir ihtilâf çıktı. Kâbil haksız olmasına rağmen
anlaşmazlığa son vermiyordu!..
Bugün Kurban Bayramı'nın ikinci gününü idrak ediyoruz…
Böyle bir günde size Âdem aleyhisselâmın oğulları Hâbil ve Kâbil'in
adak kurbanından bahsetmek istedim; çünkü gerçekten ibretlik bir hadise...
Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "Hayra
delalet eden [yol gösteren, sebep olan, önderlik eden] o hayrı yapan gibi
sevaba kavuşur. İyi bir çığır açana, onun sevabı ve kıyamete kadar onunla amel
edenlerin sevabı kadar sevap yazılır. Kötü bir çığır açana da, onun günahı
ve kıyamete kadar onu işleyenlerin günahı kadar günah yazılır."
Hâbil ve Kâbil, ilk insan ve ilk
peygamber Âdem aleyhisselâmın oğullarıdır. Bir arada büyüdüler. Ancak, bir
gün ikisi arasında büyük bir ihtilâf çıktı. Kâbil haksız olmasına rağmen
anlaşmazlığa son vermiyordu. Babaları nasihat etti ise de Kâbil iknâ
olmadı. Bunun üzerine Hazreti Âdem; “Mâdem bu ihtilâfa son vermiyorsunuz,
Allahü teâlâ her şeyi en iyi bilendir. Bu işi halletmek üzere her biriniz Allah
için birer kurban adasın” dedi... Babalarının bu sözünü kabul ettiler.
Hâbil’in mesleği çobanlıktı. Koyunların arasından en
iyisini alıp getirdi. Kâbil ise çiftçilik yapmaktaydı. Biçtiği
buğdayların arasından en cılızlarını, kötülerini ayırıp bir demet getirdi.
Böylece her ikisi de kendi adaklarını bir tepenin üzerine koydular. Âdem
aleyhisselâm duâ etti. Gökten bir parça ateş düştü ve Hâbil’in koyununu
bir iz bırakacak kadar yaktı. O zamanki şeriate göre ilâhî
bir hikmetle Allahü teâlâ kabul buyurduğu kurban üzerine bir ateş gönderir
ateş onu yakıp yok ederdi. Kabul olmayan kurban ise olduğu gibi kalırdı.
Böylece Hâbil’in haklı olduğu anlaşıldı. Fakat Kâbil’in niyeti temiz
olmadığından bu anlaşmayı kabul etmedi. İşi daha da ileriye götürerek Hâbil’i
öldürmekle tehdit etti. Hâbil; “Bana elini kaldırırsan, sana
karşılık vermeyeceğim. Böyle bir şey yaparsan, yerin Cehennem olur” dedi.
Kâbil kininden vazgeçmedi. Bir gün ıssız bir
yerde Hâbil’in başına vurarak öldürdü. Hâbil’in cesedini ne yapacağını
düşünüyordu. Etrafına bakınırken bir karganın bir kargayı öldürdüğünü ve leşini
toprakla kapattığını gördü. O da Hâbil’in cesedini toprağa gömdü ve oradan
ayrıldı. Fakat huzuru kaçtı. Çok kötü bir iş yaptığından ve büyük bir
günâh işlediğinden dolayı çok bedbahttı...
Peygamber
efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" Kâbil
hakkında “Zulüm ile öldürülen her insanın kanından (günâhından)
hazreti Âdem’in birinci oğlu Kâbil’e bir pay ayrılır. Çünkü cinâyeti âdet
edenlerin önderi oldu” buyurdu.
