Niçin ağlıyormuş?

10/12/2020 Perşembe Köşe yazarı A.U

Abdullah bin Mübârek hazretleri Şam'a giderken yol kenarında ölü bir merkep gördü.

Biri de, yanında ağlıyordu!

Adama yaklaşıp sordu:

“Niçin ağlıyorsun böyle?"

Adamcağız dedi ki:

"Efendim, ben çok fakîr biriyim.

Bunu üç yüz dirheme almıştım.

Ama şimdi öldü ne yapacağım.

İşte bunun için ağlıyorum..."

İbni Mübârek, ona;

"Ben buna beş yüz dirhem veririm kabul mü?" buyurdu.

Fakîr, çok sevinip;

"Kabul ettim" dedi.

Fakîr, o gece bir rüyâ gördü.

Mahşer meydanını görmüştü.

Baktı ki, yeşillikler içinde, her tarafı altın ve yâkutlarla süslü bir merkep var.

Bir melek de;

"Bu kiminse, ona müjdeler olsun!" diye nidâ ediyordu.

O meleğe yaklaşıp;

“Bu merkep benim” dedi.

Melek, ona cevâben;

"Evet, önce senindi. Ama öldüğüne sabretmediğin için başkasının oldu. Bak üstünde ne yazıyor?" dedi.

Fakîr bir baktı.

“Bu, Abdullah bin Mübârek’in bineğidir" yazıyordu üzerinde.

O anda uyandı.

İbni Mübârek'in yanına koştu.

Ve ona dedi ki:

“Ben, dünkü satıştan vazgeçtim."

İbni Mübârek hazretleri;

"Ben de vazgeçtim. Bu beşyüz dirhemi de, sana hediye ettim" buyurdu.