İslamiyet, semavi bir dindir

23/04/2024 Salı Köşe yazarı O.Ü

Sual: Reformcu Mûsâ Cârullah; “Fıkıh kitapları yazılırken ibadetlerde, azabı ve sevabı esas tutmuşlar, İslamiyeti sosyal bir din olmaktan mahrum bırakmışlar. Bunun şu günahı, sevabı var diyecek yerde, İslamiyetin ahlak ve cemiyet üzerindeki faydalarını anlatsalardı, sevap ve azab yerine, akıl ve zekâyı iknaya çalışsalardı, İslamiyeti sosyal bir din olmaktan mahrum etmezlerdi” diyor. Gerçekten böyle mi olmalıydı?

 

Cevap: İslamiyet, semavi bir dindir. Her semavi dinde olduğu gibi, İslam bilgileri de; din bilgileri ve fen bilgileri diye ikiye ayrılmıştır. İslam âlimi olmak için, zamanının fen bilgilerini de, gücü yettiği kadar öğrenmek lazımdır. Fen bilgileri, zamanla değişir, ilerler. Din bilgileri, hiç değişmez. Bu bilgiler, inanılacak şeyler, emirler ve yasaklardır. Bunlar, Allahü teâlâ tarafından bildirilmiştir. İslamiyete uymaya, ibadet etmek denir. Müslümanlar, Allahü teâlâ emrettiği için ibadet eder. İslamiyetin emir ve yasaklarında, kulların dünyaları ve ahıretleri için nice faydalar bulunmakla beraber, ibadet ederken, Allahü teâlânın emri olduğunu, kulluk vazifesi olduğunu niyet etmek, düşünmek lâzımdır. Böyle düşünmeden yapılan iş, ibadet olmaz. Mesela, namaz kılan, Allahü teâlânın emrini yerine getirmeyi niyet etmeyip, namazın bir beden terbiyesi olduğunu düşünerek kılarsa, namazı sahih olmaz, ibadet yapmış olmaz, spor yapmış olur.

 

Oruç tutanın da, yalnız mideyi dinlendirmeyi, perhiz yapmayı düşünmesi, orucun sahih ve makbul olmamasına sebep olur. Harp eden, canını tehlikeye koyan bir Müslüman da, Allahın dinini kuvvetlendirmek, İslamiyeti yeryüzüne yaymak için değil de, şan, şeref, mal ve rütbe için dövüşürse, ibadet yapmış olmaz, cihad sevabı kazanmaz. Ölürse şehid de olmaz. Bedenine zarar verdiği için alkollü içkileri bırakan, sarhoşluk günahından kurtulamaz. Frengi, AIDS gibi korkunç hastalıklara yakalanmamak için, zinadan sakınan kimse de, İslamiyette, temiz sayılmaz.

 

İslamiyette ibadet yapmak için, niyetin büyük önemi vardır. Yapılan her işin İslamiyete uygun olup olmadığı, niyet ile anlaşılır. Allahü teâlâ, Cehennemden kurtulmayı ve Cennete girmeyi vazife olarak bildirmeseydi, yalnız Cenneti, Cehennemi düşünerek yapılan ibadetler de makbul olmazdı.