"Peki, öyle yap!"

14/12/2022 Çarşamba Köşe yazarı A.U

(Dünden devâm)

Hazret-i Saîd;

 "Biz bu parayı, iyi işletecek ve kâr getirecek birine ortaklığa verelim. Onun kârıyla geçinip gideriz" dedi.

Hanımı memnun olup;

"Peki, öyle yap!" dedi.

Hazret-i Saîd, bu para ile çeşitli “Yiyecek”ler aldı ve hepsini fakîrlere ve ihtiyaç sâhiplerine dağıttı.

Kendine bir şey kalmadı.

Bir müddet geçti.

Hanımı kendisine;

"Paramızı işletmek için ortaklığa verdiğin adamdan, paramızın kârını al da, şunları şunları al getir" dedi.

O, cevap vermedi.

Ve işine gitti.

Eve döndüğünde, elinde hanımının istedikleri şeyler olmayınca, hanımı aynı istekleri yine söyledi.

Hazret-i Saîd yine sustu.

Hanımı sinirlendi!

Ve beyini biraz üzdü.

O da geri gitti.

Bir sevdiğinin evinde kaldı.

Akrabâ hanımlarından biri, bu zâtın hanımına; "Kocana eziyet etme. O, malını muhtaçlara veriyor" dedi.

Kadıncağız üzülüp ağladı!

O ara Hazret-i Saîd geldi.

Ve ağlayan hanımına;

"Allahü teâlânın râzı olduğu bir şey, dünyâ ve içindeki her şeyden daha (Kıymetli)dir. Eğer Allah’ın râzı olduğu bir iyilik, gökyüzüne (Lâmba) gibi asılsaydı, nûrunun parlaklığı yanında (Güneş) sönük kalırdı" buyurdu.

Kadın ağlıyordu!

O, devâm ederek;

"İşte ben, bu iyilikleri yapabilmek için îcâbında seni terk ederim. Ama bu hayırları terk etmem. Her hâlükârda hayır hasenât yaparım" dedi.