"Bid'at ehline yaklaşan müminin nûru azalır!.."

16/10/2022 Pazar Köşe yazarı V.T

Babazâde Efendi, Osmanlı âlim ve evliyâsının büyüklerinden olup âlimlerinden ilim tahsîl ettikten sonra, Ayasofya ve Eyyûb Sultan medreselerinde müderrislik yaptı. 1582 (H.990) senesinde İstanbul'da vefât etti. Kâfir, bid'at sâhibi ve fâsıklara yaklaşmanın, Müslümanların nûrunu azaltacağını söylerdi. Bu hususta talebelerine bir sohbetinde de şöyle buyurmuştur:

"İyi biliniz ki Peygamber efendimiz ve arkadaşlarının zamânında olmayan bir şeyi sonra ibâdet olarak yapan bid'at sâhibi ile oturmak, konuşmak, kâfirlerle arkadaşlık etmekten kat kat daha fenâdır. Bid'at sâhiplerinin en kötüsü Peygamber efendimizin eshâbına düşmanlık edenlerdir. Bunlara değer vermemeli, aşağı görmelidir. Bunlara kıymet veren İslâmiyet'i aşağılamış ona değer vermemiş sayılır. Çok dikkatli olunuz."

İbâdetlerde yapılan değişikliklere Bid'at denir. İbâdet yaparken bid'at işlemek harâmdır ve ibâdetin bozulmasına sebep olur. Resûlullah efendimizden “sallallahü aleyhi ve sellem” ve Eshâb-ı kirâmdan rivâyet edilmeyen, nakledilmeyen din bilgilerine bid'at denir. Hadîs-i şerîfte; “İbâdetleri benden ve eshâbımdan gördüğünüz gibi yapınız! İbâdetlerde değişiklik yapanlara bid'at ehli denir. Bid'at sâhipleri, muhakkak Cehenneme gidecektir. Bunların hiçbir ibâdetleri kabûl olmaz” buyuruldu. Selef-i sâlihîn zamânında, ibâdetlerde bulunmayan şeyleri, sonradan ibâdetlere karıştırmak Bid'at işlemek olur. Bid'at işlemek büyük günâh olup, hiçbir ibâdetin kabûl olmamasına sebeptir ve adam öldürmekten dahâ büyük günâhtır. İslâm âlimlerinin bu nasihatlerine ve nakli esas alarak naklettikleri bilgilere, her Müslümânın, kulak vermesi gerekir. Kâfirlere gelince, Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde, onların, kendisine ve sevgili Peygamberine düşman olduklarını bildiriyor. Allahü teâlânın ve O'nun resûlünün düşmanları ile düşüp kalkmak ve o alçaklarla arkadaşlık etmekten daha çirkin bir iş olur mu?"
Hüseyin Çelebi anlatır: Bâzı kimselerle birlikte, o zaman kâfirlerin oturduğu Langa mahallesinden geçerek, Babazâde'nin huzûr-i şerîflerine geldik. Bir müddet sohbet buyurduktan sonra; "Değil kâfir mahallesine uğramak, kâfirin mumunun ışığının dokunduğu yerden geçmek bile îmân nûruna zayıflık verir. Yeniden eski hâlini alması için çok çalışmak gerektirir" dedi.