"Velîlere yakınlık, insanı Allahü teâlâya yaklaştırır"
25/05/2025 Pazar Köşe yazarı V.T
“Tasavvuf, insanı Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeylerin hepsini terk
etmektir.”
Ali bin Sehl İsfehânî hazretleri evliyânın
büyüklerindendir. Cüneyd-i Bağdadî, Ebû Tûrâb Nahşebi gibi büyük zatlarla
görüştü. Muhammed bin Yûsuf hazretlerinin talebesidir. Remle’de otururdu. 261
(m. 874)’de vefât etti.
Buyurdu ki: “Siz zannediyor musunuz ki benim
ölümüm başkalarının ölümü gibi olacak. Herkes gibi hasta olacağımı herkesin
ziyâretime geleceğini mi zannediyorsunuz? Hiç öyle olmayacak Beni davet
edecekler ve ben de kabûl edeceğim...” Bir gün yolda giderken “Lebbeyk
(Buyur. Emre amadeyim) deyip yere çöktü. Bunu gören Ebû Hasan Müzeyyin şöyle
anlatıyor:
Ali bin Sehl yerde yatar vaziyette iken hemen yanına
koştum, (Lâ ilahe illallah) demesini söyledim. Tebessüm edip “Sen,
Kelime-i tevhîd söylememi istiyorsun. Allahü teâlânın izzetine yemîn ederim ki,
onunla benim aramda yalnız izzet perdesi var” buyurdu ve rûhunu teslim etti.
Bundan sonra kendi kendime “Benim gibi birisi Allahü teâlânın velîsi olan bir
zâta nasıl Kelime-i tevhîd telkin edebilir. Vah vah vah” diye mahcûb
oldum.
Bu mübarek zat, sohbetlerinde buyurdu ki: “Tasavvuf,
insanı Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeylerin hepsini terk etmektir.”
“Allahü teâlâyı hakkıyla tanıyan O’ndan başkasında
sükûn bulamaz.”
“Allahü teâlâya yaklaşmak, Allahü teâlânın velî
kulları hâriç, bütün mahlûklardan uzaklaşmaktır. Allahü teâlânın velî kullarına
yakınlık, insanı Allahü teâlâya yaklaştırır.”
“Ahmak olanların sana çok iltifâtkâr davranması ve
düşünmeden cevap vermesi seni aldatmasın.”
“Akıl ile beraber rûh, insanı âhırete, nefsin hevâ ve
hevesine muhalefet etmeye davet eder.”
“Allahü teâlâ hepimizi yaptığımız iyi ameller ile
gurûrlanmaktan muhafaza etsin.”
“Akıl ile hevâ (boş arzu, istek) birbirinin zıddıdır.
Aklın yardımcısı tevfîk (Allahü teâlânın yardımı), hevânın dostu ise yardımsız
bırakılmaktır. Nefs bu ikisinin (akıl ve hevânın) arasındadır. Hangisi
gâlip gelirse ona tâbi olur.”
“Zenginliği aradım, ilimde buldum. Övülmeyi
aradım, fakîrlikte buldum. Afiyeti (günahsız olmayı) aradım, zühdde
(şüphelilere düşmek korkusuyla mübahların çoğunu terk etmekte) buldum. Kolay
hesabı aradım, susmakta buldum. Rahat aradım, vermekte, cömertlikte buldum.”
“Kim kalbini anlayışlı kılarsa, o
kalb dünyâdan ve dünyâda olan şeylerden yüz çevirir. Kim kalbini cehâlette bırakırsa,
o kalb aldatıcı ve geçici zevklere tâbi olur.”
