Tevazu gösteren zengin insanların en kıymetlisidir

29/10/2022 Cumartesi Köşe yazarı V.T

Ebû Abdullah Magribî hazretleri  evliyânın büyüklerindendir. Ebü’l Hüseyin Ali Râzî Hirevî’nin talebesi olup, başka âlimlerden de ilim öğrenerek çok yükseldi ve zamanının en büyüklerinden oldu. Birçok büyük zâtlara üstâdlık edip, yetişmelerine vesîle oldu. İbrâhîm bin Şeybânî, İbrâhîm bin Havvâs, Ebû Bekir Bîkindî bunlardandır. 299 (m. 911)’de Tûr-i Sina dağı başında 122 yaşında vefât etti.

Ebû Abdullah Magribî hazretleri  buyurdu ki: “Amellerin en kıymetlisi, vakitlerini, Allahü teâlânın rızâsına uygun olarak değerlendirmektir.”

“İnsanların en aşağısı, zengine zengin olduğu için, kıymet verip, onun karşısında zelîl olan kimsedir, insanların en kıymetlisi de, fakîrlere hürmet edip tevâzu gösteren zenginlerdir.”

“Allahü teâlânın takdîrine râzı olup sıkıntılara sabreden fakîrler, yeryüzünde, Allahü teâlânın emîn kullarıdır. Onlar hürmetine, Allahü teâlâ diğer insanları belâlardan muhafaza eder.”

“Kul olduğunu iddia edip, şahsî arzuları da bulunan kimse bu iddiasında yalancıdır. Çünkü, kulun arzuları bulunmamalı, sahibinin irâdesi istikâmetinde hareket etmelidir.”

“Bir kimse, samîmi olarak, dünyâdan yüz çevirir, Allahü teâlâya yönelirse, o kimse, dünyânın şerrinden ve âfetlerinden, sıkıntılarından emîn olur, kurtulur.”

"Ucub sahibi kimsenin, insanlar arasında kıymeti pek düşüktür. Nefsinin yaldızlı vesveselerinin esîri olarak görülür. Böyle bir kimsenin Rabbi ile durumu nasıl olur?

Şeytan, ateşten olduğunu söyleyerek kendisini büyük gördü. Hazreti Âdem’e secde etmekten imtina etti. Mel’ûnlardan oldu. Firavun da, mülkünde kendisini büyük gördü. Ulûhiyyet iddiasına kalktı. Bütün ailesi ile boğuldu. Karun, ilmi sebebiyle kendisini büyük ve kudretli gördü. Allahü teâlâ, onu ve evini yere batırdı."

“Talebe, sâdık olan tâlib demektir. Allahü teâlânın sevgisi ile ve O’nun sevgisine kavuşmak arzusu ile yanmaktadır. Bilmediği, anlayamadığı bir aşk ile şaşkın hâldedir. Uykusu kaçar, gözyaşları dinmez. Geçmişdeki günahlarından utanarak başını kaldıramaz. Her işinde Allahtan korkar, titrer, Allahü teâlânın sevgisine kavuşturacak işleri yapmak için çırpınır. Her işinde sabreder. Her geçimsizlikte, sıkıntıda kusuru kendisinde görür. Her nefeste Allahını düşünür. Gaflet ile yaşamaz. Kimseyle münâkaşa etmez. Bir kalbi incitmekten korkar. Kalbleri Allahü teâlânın evi bilir. Eshâb-ı kirâmın hepsini “radıyallahü anhüm” diyerek iyi bilir. Hepsinin iyi olduğunu söyler.