Namazın ahkâm ve erkânına riâyet etmek

31/10/2022 Pazartesi Köşe yazarı V.T

Muhyiddîn Muhammed bin Behâeddîn hazretleri Osmanlılar zamânında Anadolu'da yetişen evliyânın büyüklerinden olup tefsîr, hadîs ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimidir. Devrin meşhûr âimlerinden ilim öğrendi. Zâhirî ilimlerin tahsîlini tamamladıktan sonra, tasavvuf yoluna yönelerek, büyük âlim ve evliyâ Şeyh Muhammed İskilibî'nin huzûr ve hizmetlerine vâsıl oldu. Onun vefatından sonra İstanbul'a geldi. Müftü Zenbilli Ali Cemâlî Efendi, ömrünün sonlarına doğru hastalanıp kendisine onu nâib, vekil seçti. 1544 (H.951) senesinde hacca gitti. Ertesi sene dönüşünde Kayseri'de 1545 (H.952) senesinde vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:

Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” (En büyük hırsız, kendi namazından çalan kimsedir) buyurdu. Yâ Resûlallah! Bir kimse, kendi namazından nasıl çalar? diye sordular. (Namazın rükû’unu ve secdelerini tam yapmamakla) buyurdu.

Bir defa da buyurdu ki: (Rükû’da ve secdelerde, belini yerine yerleştirip biraz durmayan kimsenin namazını Allahü teâlâ kabûl etmez.) Peygamberimiz, bir kimseyi namaz kılarken, rükû’unu ve secdelerini tam yapmadığını görüp, (Sen namazlarını böyle kıldığın için, Muhammedin “aleyhissalâtü vesselâm” dîninden başka bir dinde olarak ölmekten korkmuyor musun?) buyurdu.

Yine buyurdu ki: (Sizlerden biriniz, namaz kılarken, rükû’dan sonra tam kalkıp, dik durmadıkça ve ayakta, her uzuv yerine yerleşip durmadıkça namazı tamam olmaz.) 

Bir kerre de buyurdu ki: (İki secde arasında dik oturmadıkça, namazınız tamam olmaz.) 

Bir gün Peygamberimiz, birini namaz kılarken, namazın ahkâm ve erkânına riâyet etmediğini, rükûdan kalkınca, dikilip durmadığını ve iki secde arasında oturmadığını görüp, buyurdu ki: (Eğer namazlarını böyle kılarak ölürsen, kıyâmet günü, sana benim ümmetimden demezler.) Bir başka yerde de buyurdu ki: (Bu hâl üzere ölürsen, Muhammedin “aleyhisselâm” dîninde olarak ölmemiş olursun.) 

Ebû Hüreyre “radıyallahü anh” buyurdu ki: (Altmış sene, bütün namazlarını kılıp da, hiçbir namazı kabûl olmayan kimse, rükû ve secdelerini tam yapmayan kimsedir.) 

Zeyd ibni Vehb “rahmetullahi teâlâ aleyh” birini namaz kılarken rükû ve secdelerini tam yapmadığını gördü. Yanına çağırıp, "Ne kadar zamandır böyle namaz kılıyorsun?" dedi. "Kırk senedir" deyince, "Sen kırk senedir namaz kılmamışsın. Ölürsen Muhammed Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) sünneti [yani dîni] üzere ölmezsin" dedi.