14/03/2019 Perşembe Köşe yazarı A.U
"Nice güzel yüzler vardır ki…"
Evliyânın büyüklerinden Fudayl bin İyâd hazretleri,
187 (m. 803) yılında Mekke’de vefât etti.
Hârun Reşid, bir gün Fudayl bin İyâd hazretlerine geldi.
Nasîhat istedi.
Hazret-i Fudayl;
"Ey Hârun! İyi bil ki, senin şu güzel yüzün
cehennemde yanar da çirkinleşir" buyurdu.
Hârun ağlamaya başladı!
Büyük velî devam etti:
"Ey Hârun! Milletine zulmetme ki, bunun azâbından
kurtulamazsın. Her bir icraatından Allah soracak. Ne cevap vereceksin?"
Hârun ağlıyordu!
O, devam edip;
"Bugün koca saraya sığmıyorsun. Ölünce, o daracık
mezara nasıl sığacaksın? Sultânlığına güvenme ki, orada sultanlığa
bakmazlar" buyurdu.
Halîfe çok ağladı!
Vezîr dayanamadı.
"Yeter ey Fudayl, artık söyleme!" dedi.
● ● ●
Bir gün de bu zâta;
“Cehenneme hiç girmemenin yolu nedir efendim?” diye
sordular.
Cevâbında;
“Doğru îmân ve itikat sâhibi olmaktır. Zîra itikadı bozuk
olan bir kimse, dînimizin bütün emirlerini yapsa da, tövbesiz öldüyse,
cehenneme girmeme ihtimâli yoktur” buyurdu.