"Dünyada en güzel şey nedir?"

01/05/2021 Cumartesi Köşe yazarı A.U

Sultân III Mustafa Hân, İstanbul'daki Lâleli Câmii'ni yaptırdığı sıralarda, o çevrede Lâleli Baba nâmında bir Allah dostunun ziyâretine gitti bir gün.

Tam kalkacaktı ki, sordu Ona:

“Dünyâda en güzel şey nedir?”

Lâleli Baba:

“En güzel şey, yiyip içmek ve def-i hâcetini rahat bir şekilde yapabilmektir” buyurdu.

Sultân, beğenmedi bu cevâbı.

Ayrılıp saraya döndü.

Ve şiddetli kabızlığa yakalandı.

Kıvranıyordu sancıdan.

Düşününce anladı hatâsını.

Lâleli Baba'ya gidip:

“Efendim, beni affedin” dedi.

Lâleli Baba sordu ona:

“Seni bu dertten kurtarırsam, karşılığında ne vereceksin?”

“Şu câmiyi size vereyim” dedi.

Mübârek omuz silkti:

“Yetmez!”

Daha neler neler vadetti.

Ama hep aynı cevâbı aldı:

Sordu nihâyet:

“Peki ne istiyorsunuz efendim?”

“Saltanatını.”

“Peki, onu da verdim” dedi.

Büyük velî, duâ etti.

Pâdişâh rahatladı.

Lâleli Baba sordu:

“Şimdi pâdişâh ben miyim?”

“Evet, pâdişâh sizsiniz” dedi.

Büyük velî;

“Bir saltanat ki, bir def-i hâcete değişiliyor, böyle ucuz saltanat lâzım değil. Câminin adı bize yeter” buyurdu.

Câminin ismi (Lâleli) oldu...