Zamanı boşa harcamak!
01/06/2025 Pazar Köşe yazarı S.K
"Allahü teâlânın bir kulunu sevmediğinin alameti, o kulun mâlâyâni
[boş şeyler] ile uğraşmasıdır."
Peygamber Efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”
buyurdu ki: (Allahü teâlânın, bir kuluna rahmet etmeyeceğine, ona gadab ve
azâb edeceğine alâmet, dünyaya ve âhirete faydası olmayan şeylerle meşgûl
olması, zamanlarını lüzumsuz şeylerle öldürmesidir. Bir kimsenin ömründen bir
saati, Allahü teâlânın beğenmediği bir şeyde geçerse, ne kadar çok pişman olsa,
üzülse yeridir.) [Eyyühel veled-İmam-ı Gazali]
Tabiin'in büyüklerinden İbrahim Nehai “rahmetullahi
aleyh” buyuruyor ki: “Sizden evvel gelen milletlerden helak olanlar şu üç
şey yüzünden helak oldular: Lüzumsuz konuşmak, fazla yemek, fazla uyumak.”
[Münebbihat, İbni Hacer-i Askalani]
İmam-ı Rabbani “rahmetullahi
aleyh” hazretleri mektubatında buyurdu ki:
“…Kıymetli yavrum! Cenâb-ı Hak, hayırlı işlerinizde
yardımcınız olsun! Gençlik çağının kıymetini biliniz! Bu kıymetli günlerinizde,
İslamiyet bilgilerini öğreniniz ve bu bilgilere uygun olarak yaşayınız!
Kıymetli ömrünüzü faydasız, boş şeyler arkasında geçirmemek için ve oyunla,
eğlence ile geçirmemek için çok uyanık olunuz!”
“…Fırsatı ganimet bilmelidir. Vakitleri çok
kıymetli nimet bilmelidir. Modaya, âdetlere uymakla ele bir şey geçmez. Yalan
sözlerden, kaçamak davranışlardan ancak zarar ve ziyân ele geçer. Elde bulunan
şeyi, en ehemmiyetli, en kıymetli şey için kullanmak gerekir. Kalbin selâmetini
istemelidir. Asıl lâzım olan işi düşünmeli, lüzumsuz, fâidesiz şeylerden tam
kaçmalıdır.”
“…Biz kuluz. Sâhibimizin emrindeyiz. Başıboş
değiliz. Her istediğimizi yapmaya serbest değiliz. İyi düşünelim! Uzağı gören
akıl sâhibi olalım! Kıyamet günü utanmaktan, pişman olmaktan başka, ele bir şey
geçmez. Gençlik çağı, kazanç zamanıdır. Mert olan, bu vaktin kıymetini bilip,
elden kaçırmaz. İhtiyarlık herkese nasip olmaz. Nasip olsa da, rahat, elverişli
vakit ele geçmez. Vakit de bulunsa, kuvvetsizlik, hâlsizlik zamanında, yarar iş
yapılamaz.”
“…Oğlum, bütün varlıkların hülâsası, özü olan
insan, eğlence için, oyun için, yiyip içmek, gezmek, yatmak, keyif sürmek için
yaratılmadı. Kulluk vazifelerini yapmak için, Rabbine itaat, tevazu,
kuvvetsizliğini, ihtiyacını göstermek, Ona sığınmak ve yalvarmak için
yaratıldı. Muhammed aleyhisselâmın bildirdiği ibâdetlerin hepsi, insanlara
faydalı şeylerdir. İnsanlara yaradığı için emredilmiştir. Yoksa, hiçbir
ibâdetin Allahü teâlâya faydası yoktur.”
Son devrin büyük İslam âlimi Hüseyin Hilmi Işık
“rahmetullahi aleyh” bir yere gidip gelirken, kahvede oturan kimseleri görünce
teessüfle, "Eğer parayla zamanı satın almak mümkün olsaydı şu adamların
zamanlarını alır, çalışırdım" buyururdu.
İslam âlimlerinin
nasihatlerine uyup fâni ömrünü iyi değerlendirenler talihli kimselerdir.
İhmal edip ömrünü boş şeylerle geçirenlerin ise ahirette pişmanlıkları fayda
vermeyecektir.
