Eserleri bütün dünyada...

01/11/2022 Salı Köşe yazarı R.A

Büyük dîn ve fen âlimi Hüseyin Hilmî Efendi-2-

Esenler Belediyesi, düzenlediği “Ramazân Kültür Etkinlikleri” arasında, yüzyıllar boyunca toplum üzerinde etkili olmuş, ma’nevî üstünlüklere sâhip gönül erlerini, bu topraklarda iz bırakanları hâtırlamaya, anmaya ve anlatmaya çalışmıştır. 2012 yılında “Anadolu’yu Mayalayanlar” başlığı altında 18 âlim ele alınmıştı. 2013 senesinde ise yine “Anadolu’yu Mayalayanlar” çerçevesinde 14 ilim adamı anılmıştır.

Yirmibirinci asırda, yeni nesillere, mâddî ve ma’nevî değerlerimizi, mukaddes dînimiz İslâmiyet’i, şanlı târihimizi, târihî ve ilmî sahsiyetlerimizi, yüksek kültür ve medeniyetimizi doğru bir şekilde, ilmî ve objektif usûllerle öğretmemiz şarttır. Aksi hâlde, günümüzdeki teknolojik gelişmeler sebebiyle yabancı kültürlere açılmış bir gençliğin, benliğini muhâfaza etmesi, ecdâdına saygı duyması, onların yolundan gitmesi çok zordur.

2012 yılında, Esenler’de, biz âcizâne, Sevgili Peygamberimizin mübârek torunlarından, Hazret-i Hüseyin’in soyundan gelen son devir İslâm ulemâsından, Dârul-fünûn müderislerinden [eski İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyelerinden] büyük âlim ve velî Seyyid Abdülhakîm Arvâsî’yi anlatmakla şereflenmiştik.

2013 yılında ise [29 Temmuz 2013 - 21 Ramazân 1434 Pazartesi-Sâat: 23.00-24.00], bu defa da, onun ileri gelen talebelerinden Hüseyin Hilmî Işık Efendi’yi âcizâne ve nâçîzâne anlatmış bulunmaktayız. [O zâtın ilimdeki üstünlüğü, dünyânın her yerinden gelen suâllere verdiği cevaplar, yazdığı eserler, İslâmiyetin doğru i’tikâdını her tarafa yayması, vakıf kurarak binlerce talebe yetiştirmesi, 1950 senesinden itibâren okullarda yetiştirdiği pek çok gencin bugün devleti idâre eden insanlar arasında olması… gibi bu memlekete yaptığı mühim hizmetler, onun da takdîr ve şükrânla anılmaya lâyık olduğunun bazı delîlleridir.]

Tabîî ki biz böyle ilim adamlarımızı anlatmak için, yurt içi ve yurt dışındaki sempozyumlara, panellere, konferanslara canla-başla katılıyoruz. Biz, o büyüklerimizi, ilim adamlarımızı, istikbâlimizin ümîdi olan yeni nesle, çocuklarımıza ve gençlerimize, azîz vatandaşlarımıza, bütün insanlarımıza anlatmayı, ilim adamlığımızın, akademisyenliğimizin bir vefâ borcu olarak kabûl ediyoruz.

8 Mart 1911 tarihinde (H. 1329’da) İstanbul-Eyüp Sultân’da, Saîd Efendi ile Âişe hanımdan dünyâya gelen; fen adamlarından, çeşidli dîn ve fen kitâblarının yazarı, son devir İslam âlimlerinden ve evliyâsından olan, bazı kitaplarında “M. Sıddîk Gümüş” müsteâr ismini kullanan Hüseyin Hilmî Işık Efendi [8 Mart 1911-26 Ekim 2001 / 1329-09 Şa’bân 1422], Eyüp Sultân’da medfûndur. Babası ve annesi Plevne-Lofca’dan olup Doksanüç Harbi denilen 1877 Osmanlı-Rus Harbinde muhâcir olarak İstanbul’a hicret etmişlerdir.

Türkçe, Arabî, Fârisî, Fransızca, Almanca ve İngilizce dilleri başta olmak üzere birçok dilde kitâblar neşretmiştir. Kitâbları bütün memleketlerde, özellikle İslâm âleminde okunmaktadır.