"Kendin aç iken beni doyururdun!"

09/04/2022 Cumartesi Köşe yazarı A.U

Zaman akıp gitmiş, Fâtıma binti Esed'in (radıyallahü anhâ) ömrü sona ermişti.

Nihâyet vefat etti.

Efendimiz, gömleğini çıkarıp Fâtıma binti Esed'e kefen yaptı.

Cenaze hizmetini gördü.

Namazını kıldırdı.

Sonra Eshâba dönüp;

"Allahü teâlânın emriyle, yetmiş bin melek onun cenaze namazına katıldı" buyurdular.

Cenazesi kılınmıştı.

Artık defnedilecekti.

Resûlullah Efendimiz, bizzât kendileri kabre indiler. Kabir hayatının rahat olması için kabrin köşelerini genişletir gibi elleriyle işâret buyurdular.

Ve kabirden çıktılar.

Gözlerinden yaşlar aktı.

Hattâ kabre damladı.

Orada bulunan Hazret-i Ömer ve başkaları; Resûlullahın, Fâtıma binti Esed'den başka hiç kimseye böyle yapmadığını söyleyip hayretlerini ifâde ettiler.

Defin işi bitti, artık dağılacaklardı.

Efendimiz kabre döndü.

Ve bu hâtuna hitâben;

"Ey annem! Allahü teâlâ sana rahmet eylesin. Kendin açken beni doyurur, kendin giymez, beni giydirirdin. Yâ Rabbî! Annem Fâtıma binti Esed'i affet. Kabrini genişlet. Benim ve diğer Peygamberlerin hakkı için duâmı kabul et" diye duâ buyurdular.