O, fakirler babasıydı...

08/11/2022 Salı Köşe yazarı A.U

İmâm-ı Şâfii hazretleri, câmide talebeye ders veriyordu.

Lâkin ikide bir kalkıp kalkıp oturuyordu.

Bu hâl fazlaca tekrarlanınca, talebeyi merak sardı.

Nihâyet ders bitti.

Huzûruna vardılar ve;

“Efendim, ders esnâsında tekrar tekrar kalkıp oturdunuz. Hikmeti neydi?” diye sordular.

İmâm onları dinledi.

Ve bu suâle cevâben;:

“Bir seyyid çocuk kapı önünde oynuyor ve oyun îcâbı sık sık kapı önünden geçiyordu. O çocuğun her geçişinde ayağa kalktım, sonra oturdum. Bir evlâd-ı Resûl ayaktayken oturmak uygun olmaz” buyurdu.

● ● ●

Bir gün de, bir talebesiyle birlikte câmiden çıktı.

Çocuk bir şeyler soruyor, O da cevap veriyordu.

Bir ara, bir genç, elinde bir (Kese) ile geldi.

Ve İmâm-ı Şâfiî hazretlerine;

“Efendim filân kişinin size selâmları var. Bu altınları size gönderdi. Kabul etmenizi ricâ ediyor” dedi.

İmâm elini sürmedi ve;

“Peki, şuraya bırak” buyurdu.

O da keseyi bırakıp geri döndü.

Az sonra orta yaşlı biri geldi.

“Efendim, ben fakîr biriyim. Bir de çocuğumuz oldu. Bebeğimizi sarmaya bir bez alamıyoruz. Allah için yardım edin” diye yalvardı.

İmâm ona döndü.

Ve o keseyi gösterip;

“Şunu al. İçinde (altın) varmış. İhtiyâcını görürsün” buyurdu.

Adam, o keseyi aldı.

“Allah sizden râzı olsun” dedi.

Ve sevinç içinde ayrıldı.

Hâlbuki İmâm-ı Şâfiî hazretleri, kendi de yokluk içinde yaşıyordu...