"Ben, kendi atımla giderim!"

13/11/2022 Pazar Köşe yazarı A.U

Ömer bin Abdülazîz hazretleri halîfe olunca, önüne saltanat atlarını getirdiler.

Halîfe sordu ki:

“Nedir bunlar?”

Dediler ki:

“Hilâfete mahsus atlardır efendim. Lütfen binin, sizi hilâfet konağına götürelim.”

Ancak kabul etmeyip;

“Lüzum yok, ben kendi atımla giderim” buyurdu.

Evine gidince hizmetçisi onu karşıladı.

Baktı ki, düşünceli.

Merak edip sordu ki:

“Efendim kederli bir hâliniz var, sebep nedir acabâ?”

Halîfe ona cevâben;

“Hiç sorma. Doğudan batıya kadar bütün ümmet-i Muhammedi artık benden soracaklar. Böyle mes’ûliyetli bir işin altına girdim. Nasıl kederli olmıyayım” buyurdu.

Sonra hanımını çağırdı.

Hanım koşup gelince;

“Yâ Fâtıma! Benimle yaşamak istiyorsan, bütün zînetlerini beytülmâla (Hazineye) vermelisin. O mücevherler sende kalırsa, ben seninle kalamam” buyurdu.

O da “Hayhay” dedi.

Ve bütün zînetlerini çıkarıp, beytülmâla gönderdi hizmetçiyle.

Halîfenin de ellibin altını vardı.

O da, hepsini verdi beytülmâla.

Başka nesi varsa, dağıttı fukarâya.

Bir tek giyecek elbisesi kaldı.

Hizmetçilerini çağırıp;

“Hepiniz serbestsiniz. İstiyorsanız hepinizi âzâd edebilirim. Kalmak isteyen, benden bir şey istememek şartıyla kalabilir” buyurdu.

Onlar ağladılar ve;

“Şartınızı kabul ediyoruz” dediler.

Ve ayrılmadılar yanından...